Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

Müslümanlar başsız/taçsız

Ah ah ah, eskiden korkarlardı bizden. Sesimiz çok gür ve kuvvetli çıkardı. Şimdi sesimiz gür ve kuvvetli değil. Hiç kimse dinlemiyor bizi. Kafirler ve zalimler, heyhat, heyhat, heyhat, bizden korkmuyorlar.

Halbuki Halifemiz ve başımız olduğunda bizden korkuyorlardı.

Kafirlerin Müslümanlardan korktuklarına ilişkin tarihte nice nice olaylar var.

Yazının Devamı

Savaşın hukuku mu olur ahlakı mı olur?

Terörist İsrail, iki gün önce Gazze’de Ehl-i Babtist Hastanesine bomba attıktan sonra 500’den fazla bebek, çocuk, hasta, yaşlı insanın ölümüne sebep olmuştur. Terörist İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinde HAMAS’ın (İslami Direniş Hareketi isimli mücahidler ordusunun) kendi topraklarına yaptığı bir baskını bahane ederek binlerce kişiyi katletti, bu katledilenlerin bir kısmı çocuk, yaşlı, kadın ve zayıf kimseler idi. Zaten, terörist İsrail, çoluk çocuk dinlemeden, kadın erkek ayırmadan, yaşlı genç düşünmeden acımasızca saldırıyor. Saldırganlığını 1948 yılından beri dehşet bir şekilde artıran terörist İsrail zaten hiçbir savaş hukuku ve savaş ahlakını gözetmiyor. Bu duruma tüm Dünya nüfusu yani, 8 milyar insanlık seyirci.

Bu durum artık kanıksandı. Bu vaziyet artık Dünya toplumları açısından normal gibi görülmeye başlandı.

Ancak birkaç gündür “savaşın da bir hukuku, savaşın da bir ahlakı olur” diyerek bazı kişiler tepki vermeye başladı.

Yazının Devamı

Neredesin ey olmayan insanlık? Where are you, o non-existent humanity?

Tarihlerden beri insanlık barış içinde de oldu, savaş içinde de oldu.

İlk insan ve ilk Peygamber Hazreti Adem’den bu yana, daha doğrusu, Hazret, Adem’in iki oğlundan sonra, insanlık iki kutba ayrıldı.

Bu iki kutuptan birisi Habil idi.

Yazının Devamı

I call humanity to awaken (İnsanlığı uyanışa çağrırıyorum)

In today's world, I will not say a religion, I will not say a belief, I will not say a nation, I will not say a people, I will just call them "they have isolated themselves from humanity", I will say "they have isolated themselves from people".

Of course, I don't mean all Jews. So, when I say "they isolated themselves from humanity and people", I do not mean only Jews. There are also those among the Jews, everyone who devotes themselves to Zionist brutality, whether they are Jews or not, belongs to the group of people who "isolated themselves from humanity and people".

My problem is not with the Jews, I have no problem with innocent Jews.

Yazının Devamı

Zalimlere boyun eğmemek ve direnmek

Dünyada tarih boyunca iki taraf her daim mevcut olmuştur. 1-Zalimler, 2-Mazlumlar.

Din, zalimleri engellemek ve mazlumları korumak için vardır.

Peygamberler, zalimleri engellemek ve mazlumları korumak için gönderilmiştir.

Yazının Devamı

Mehdi geldi mi? Gelmedi mi?

Şimdi başta şunu söyleyeyim. Mehdi beklemek ve bu bekleyiş bizi atalete ve tembelliğe düşürüyorsa, oldukça yanlış ve oldukça boş bir bekleyiştir.

Başta şunu da söyleyeyim. Hiçbir zaman “Mehdi’yi boş boş bekleme anlayışında olmadım ve her daim İslam için, iman, için ve Müslüman için çabaladım ve çalıştım.”

Buna rağmen şunu da belirtmekte fayda var, “mehdi Hak’tır ve gelecektir.”

Yazının Devamı

Terörist İsrail Filistin'den VF Kudüs’ten defol

İsrail devlet değildir. Terörist bir oluşumdur.

Terörist oluşum ve yapay olarak Ortadoğu’ya monte edilen ve bünyeye de ait olmayan o aparat oradan sökülüp atılmalıdır. Yahudiler, Filistin Topraklarına nereden geldilerse aynı yere gönderilmelidir. Yahudiler’in Ortadoğu’da bir vatanları olamaz. Bu tabiata aykırıdır.

Filistin, Filistinlilerindir. Bunu öncelikle herkes kafasına bir yerleştirsin.

Yazının Devamı

Beni bana bırakma ey Allah'ım

Aşağıda okuyacağınız şiir esasında içten bir duadır ve samimi bir dilektir. Yüce Rabbim kabul eylesin. Amin

Evet, şunu herkes yaşadıkça/yaşlandıkça daha iyi ve daha net anlar. Tabi akl-ı selim ise ve imanlı ise bunu anlar.

Nefsimiz ve benliğimiz bize en büyük düşman. Şeytan zaten ta Adem’den beri düşman.

Yazının Devamı

Hikmetin başı Allah ve Resulünü sevmektir

Allah (Celle Celaluhû) sevdiğini sevdirir ve Allah’ı seven, sevdiğini de sever.

Biz Yüce Rabbimizi seviyoruz. Hem de canımızdan daha çok.

Biz Yüce Rabbimizi (cc) seviyoruz ve Sevgililer Sevgilisi Hazreti Muhammed’i de (Aleyhissalatu Vesselam) canımızdan daha fazla seviyoruz.

Yazının Devamı

Ey insan 100 yıl önce yoktun / 100 yıl sonra da yoksun

Geçen gün bir tefekkür anında birden aklıma şunlar geldi. İşte o aklıma gelen düşüncelerle şu okuyacağınız şiiri yazdım.

Şiiri okursunuz. O şiirde zaten o yanlışımıza, bizi zapt eden bir saplantımıza işaret var.

O yanlışımız ve saplantımız şu: “Dünya ile adeta özdeş ve ayrılamaz bir bütün hissediyoruz kendimizi. Sanki yapışık ikizleriz Dünya ile.”

Yazının Devamı

Mafya yoktur, çapulcu vardır

“Esasında mafya yoktur, çapulcu vardır.” Evet, sözün özü ve işin aslı bu tırnak içerisinde yazdığım cümlede saklıdır.

“Esasında mafya yoktur, çapulcu vardır.” Ancak Devletin ilgili ve yetkili birimleri müsamaha gösterirse çapulcular, mafya haline gelir. Durum bu kadar açık ve nettir.

Şimdi diyeceksiniz ki, “söze böyle çok hızlı girdin ve hemen çok ciddi bir tespit yaptın”, “mafya nedir, çapulcu nedir” bir tanımla ve açıkla.

Yazının Devamı

Gençlere sevgi ve merhamet üzere bakıyorum

Biz yaratılmış her şeye, canlı ve cansız varlıklara sevgi ve merhamet odaklı bakarız.

Severiz, merhamet ederiz. Merhamet ederiz, severiz.

Bu sevgi ve merhamet çarkı, bu sevgi ve merhamet döngüsü sonsuza dek sürer gider.

Yazının Devamı

Şiire devam

Evet, şiire devam diyorum. Evet, şiire devam ediyorum:

Gönlüm Mevlevi, bir garip münzevi. Ancak böyle alt eder nefis denilen devi.

Olur ya incinsen de incitme. Sen merhameti hiç terk etme. Vesselam.

Yazının Devamı

“Zararsız vatandaş madalyası”

Artık öyle çağdayız ki, iyilerin tanımı dahi değişecek hale geldi.

Eskiden iyilik yapanlar iyi idi.

Artık başkasına zarar vermeyenleri iyi olarak görmeye başladık.

Yazının Devamı

Zengezur Koridoru savaş sebebi olabilir mi?

Bu satırları yazan kardeşiniz Ülkemiz açısından çok önemli gördüğü Zengezur Koridoru ile yakından ilgilenmektedir.

Tabi biz birkaç yıldır bu koridor ile ilgilenip de üzerinde durduğumuz için Zengezur Koridorunu yakından biliyoruz.

Ancak elbette herkes bu Koridordan haberdar değildir.

Yazının Devamı

Batman gözlemlerim -1

Ülkemizin birçok yerini, 81 vilayetinden 75’ini görmüş ve karış karış gezmiş bir kardeşinizim. Batman şehrimizi de önceden görmüş olsam da, son 20 gün içinde kaldığım ve ikamet ettiğim için yakından tanıma fırsatı buldum.

Bazı memleketler, bazı şehirler uzaktan görünüşü ve isim olarak çağrışım yapmasıyla farklıdır, içinde kaldıktan sonra sizde bıraktığı iz farklıdır.

Bazı memleketler, bazı şehirler de meşhur ve bilindik oldukları için uzaktan da tanırın ve bilinir.

Yazının Devamı

Şairlerini bilmeyen bir nesil yetişiyor

Kaldığım misafirhanede kahvaltı sırasında bir baba ve oğlu da yan tarafta kahvaltı salonu işletmecisiyle oturuyordu. İşletmeciyi tanıdığım için sohbete başladık.

Çocuğa dedim ki "bir Türk şairinin ismini söyle, ben şair yazarım, kitaplarım var, sana kitap hediye edeceğim."

Çocuk birkaç dakika ciddi ciddi düşündü. Hiçbir şair ismini söyleyemedi.

Yazının Devamı

Sosyal medyadaki gündemler mi? Gerçek gündemler mi?

Kendi gözlemlerime göre sosyal medyada gündem olan bazı hususları aşağıda maddeler halinde sıralıyorum.

1-Pahalılık ve ekonomik bunalım.

2-Siyaset ve seçimler. Yaklaşan yerel seçimler.

Yazının Devamı

İki şiirim/Hal ile ahvalim

Bazı insanlar insan ve ihsan odaklıdır. İnsanların derdine derman olur. Kimseden bir şey istemez. Herkes ondan yardım ve çare ister. O kişi elinden geldiğince etrafına ve kendisinden yardım isteyene fayda sağlar. Bunun için çırpınır. Ancak kendisine kimsenin yardımı olmaz. Çünkü Kimseden bir beklentisi yoktur. Ondan dolayı kimse o kişiyi düşünüp de “bu kişiye yardım edeyim, ihsanda bulunayım” demez.

Halk arasında “ağlamayan çocuğa, meme yok” derler.

İşte bu satırların yazarı bu gariban Ahmet Sandal'ın durumu aynen böyle.

Yazının Devamı

Varoluşçuluk mu kaosçuluk mu?

Yazımın başlığını “varoluşçuluk mu, kaosçuluk mu” şeklinde belirlerken esasında kısalttım. Çünkü başlıklar ne kadar kısa belirlenirse o kadar iyi olur.

Eğer uzun bir şekilde yazımın başlığın belirlemek mümkün olsaydı, şunları da başlıkta yazardım.

“Varoluşçuluk mu, ahlaksızlık mı?” “Varoluşçuluk mu, başıboşluk mu?” “Varoluşçuluk mu, inançsızlık mı?” “Varoluşçuluk mu, alçaklık mı?” “Varoluşçuluk mu, saçmalık mı?”

Yazının Devamı

Ey insan! Tanı kendini!

“İnsanın en az tanıdığı kendisidir” desem, sanırım yanlış bir söz söylemiş olmam.

Adam uzay hakkında bilgi sahibi. Uzaydaki gezegenleri, yıldızları, güneş sistemini, bu sistemdeki gezegenleri tek tek biliyor. Hatta uzayda güneş sisteminden ötedeki diğer gezegenleri de biliyor. Ancak kendisini bilmiyor.

Adam, Güneş sistemindeki gezegenleri, “Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jupiter, Satürn, Üranüs, Neptün ve Plüton” diye sayar. “İç gezegenler ve dış gezegenler” diye ayırır ve “büyük ve küçük” diye sınıflandırır ve “uyduları olan gezegenler, uyduları olmayan gezegenler” diye ayrıca tasnif eder, büyüklüklerini ve uzaklıklarını ezbere bilir de kendisini tanımaz.

Yazının Devamı

Milletlerin zenginliği ya da fakirliği üzerine denemeler-3

Ünlü İngiliz İktisatçı Adam Smith’in Milletlerin Zenginliği kitabından hareketle “Milletlerin Zenginliği ya da Fakirliği Üzerine Denemeler” başlığı altında iki köşe yazısı yazdık.

Adam Smith İngiliz bir iktisatçıdır. Dünya iktisat tarihinde önde gelen bir isimdir. Tabii kapitalist ve liberal bir görüşe sahiptir. Belki kapitalist görüşe sahip olduğu tartışılabilir. Ancak liberal bir görüşe sahip olduğu kesindir. Çünkü iktisatta serbestliği, iktisadın “görünmez bir el” şahsi güdüler ve kâr hırsı vasıtasıyla dengede olacağını ve sürdürülebilirliğe sahip olacağını iddia etmiştir.

Adam Smith ekonomiye dışarıdan müdahalelerin (vergi ve benzeri müdahalelerin, Devlet iktisadi hareketlerinin) yanlış olacağını, vergi ve benzeri uygulamaların iktisadın seyrini değiştireceğini söylemiştir.

Yazının Devamı

Milletlerin zenginliği ya da fakirliği üzerine denemeler-2

Ünlü İngiliz İktisatçı Adam Smith’in Milletlerin Zenginliği kitabından hareketle “Milletlerin Zenginliği ya da Fakirliği Üzerine Denemeler” yazmaya kaldığımız yerden devam edelim.

Adam Smith, Milletlerin Zenginliği isimli kitabında, sermayeyi, emeği arttıran her şey ve emeğin daha verimli çalışmasını sağlayan bir etken olarak tanımlar. Alet, makine, toprak, gübre birer sermayedir. Smith'e göre sermayeye konacak bir vergi, üretimi azaltacak; böylece, hem devletin hem de toplumun faydasını azaltacaktır.

Evet, bu nokta itibariyle üretim faktörlerinden sermaye, emek ile aynı noktada buluşmaktadır. Emeğe güç katan, işini kolaylaştıran her şey sermayedir.

Yazının Devamı

Milletlerin zenginliği ya da fakirliği üzerine denemeler-1

İngiliz iktisatçı Adam Smith’in “Milletlerin Zenginliği” üzerine bir kitabı vardır. Biz İktisat eğitimimize ilk başladığımızda bize ilk derste, “Nasıl ki insanlık tarihi bir Adem ile başlarsa, iktisat tarihi de bir Adem (Adam Smith) ile başlar” diye öğretmişlerdi. Bu bir iddia idi. Ancak gerçek hiç de öyle değildi. İnsanlık tarihi de, iktisat tarihi de Peygamberler ile başlar ve oradan devam eder. En büyük iktisatçı Peygamberlerdir. Sevgili Peygamber Efendimiz (asm)'in, emir ve tavsiyelerinde “adalet, iktisat, tasarruf, denge, gelirin adil paylaşımı ve çalışmanın teşvik edilmesi” en başta gelir. Hazreti Yusuf (as), Kur’an’da beyan edildiği üzere, “ekonomik olarak çökmüş o zamanki Mısır Ülkesini” müreffeh ve huzurlu hale getirmiştir. Tüm peygamberlerin aynı zamanda mesleklerinin olması ve bilfiil çalışmak suretiyle kazançlarını temin etmeleri dahi Kıyamete dek tüm nesilleri birer örnektir.

Şimdi bu gerçeği böyle belirledikten sonra “Milletlerin zenginliği ya da fakirliği” üzerine görüş ve düşüncelerimizi açıklayalım.

Daha doğrusu “Milletlerin Zenginliği ya da Fakirliği Üzerine Bir Deneme” girişiminde bulunalım.

Yazının Devamı