İbn-i Haldun, sosyolojinin babası ve Batı Ülkelerinde dahi sosyal konular üzerinde ilk tahlil ve çözümlemeler geliştiren bir Alim olarak tanınır. İbn-i Haldun, Arapça kaleme aldığı Mukaddime adlı sosyolojideki temel önemdeki büyük eserinde toplumları “umran” kavramı çerçevesinde ineceler. Umran’ı da ikiye ayırır. Bedevi umran yerleşik hayata geçmemiş ve göçebe yaşayanların umranıdır. Hadari umran ise şehir toplumlarını ve yerleşik hayata geçmiş toplumları ifade eder.
İbn-i Haldun, 27 Mayıs 1332, Tunus’ta doğmuş ve 19 Mart 1406, Kahire’de vefat etmiş bir alimdir. Sosyolojınin kurucusu bir 14. yüzyıl düşünürüdür. Bize hernekadar liselerde sosyolojinin kurucusu Auguste Comte diye öğretilmiş olsa da sosyolojiyi Auguste Comte’den 400 yıl önce yaşamış bir Müslüman Bilim adamı kurmuştur. Adı da yazımının başından itibaren ismine yer verdiğim İbn-i Haldun’dur.
İbn-i Haldun, köklü ve soylu bir aileden gelmektedir ve iyi bir eğitim almıştır. Tunus ve Fas'ta Devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısır'da çalışmıştır. Kuzey Afrika'nın o dönem istikrarsız ve entrikalarla dolu siyasal yaşamı 2 yıl hapiste yatmasına neden olmuştur. Bedevi kabilelerini çok iyi tanımasından dolayı Devlet Reislerinin (sultanların, emirlerin) aradığı ve yanında buldurmaya çalıştığı bir Danışman olmuştur. 19. yüzyıldan itibaren Avrupalı tarihçiler tarafından keşfedildi ve eserleri büyük takdir gördü. Ünlü İngiliz Tarihçi Arnold Toynbee, onun için "herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede, herhangi bir zihin tarafından meydana getirilmiş en büyük tarih felsefesinin sahibidir” demiştir.