Dünya tarihinde bütün büyük değişim ve bütün büyük atılımlar, önce “zihniyet devrimiyle” gerçekleştirilmiştir. Bir Ülkede zihniyet aynı kaldığı takdirde, göstermelik hangi yatırım yapılırsa yapılsın, dışarıdan hangi teknoloji alınırsa alınsın zerre miskal bir ilerleme olmaz.
İslam’dan önce Roma, Fars imparatorlukları, Mekke’de doğup nice kıtalar aşan İslam Devletleri, 3 kıtada 7 Denizde 600 yıldan fazla süre hüküm süren Osmanlı Devleti öncelikle zihniyet devrimiyle başlangıç yapmış ve bunun üzerine sistemlerini kurmuş Devletlerdir. Japonya’nın kalkınmışlığı, Almanya’nın 2. Dünya Harbinden sonra silkinip sanayide öncü duruma gelmesi elbette zihniyet değişimiyle sağlanmış ilerlemelerdir. Güney Kore’si, Malezya’sı ve atağa geçen her Ülke, mutlaka önce bir zihniyet değişimi gerçekleştirmişlerdir.
“Zihniyet değişmeden keyfiyet değişmez” derken maksadım, niteliksel ilerlemelerin ancak eski zihniyetlerin bir kenara atılmasıyla sağlanabileceğini belirtmek içindir.