Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLAR-6

Hz. Abdullah Bin Revaha

Bu gazetede 6 haftadır Sahabe Efendilerimizi, örnek şahsiyetleri tanıtıyoruz, bilenlere de tekraren hatırlatıyoruz. Hayat öyle bir çizgidir ki, o çizgide yürürken, hem bedenin, hem de ruhun devamlı zinde ve diri tutulması şarttır. Çizgi sona erdiğinde, yol bittiğinde, artık hiçbir şeye gerek yok. Ancak, yaşayanlara öğüt vermek ve kendilerine örnek almaları gereken kişileri anlatmak ve dikkatlere sunmak zorundayız. Bunu bizden öncekiler gerçekleştirdi. Sahabe Efendilerimizin hayatını çocukluğumdan beri etrafımdaki kişilerden duydum ve hayatlarına gıpta ettim. Şimdi örnek şahsiyetleri anlatma görevi bizde.

Yazının Devamı

Ten’den kendini kurtar ki Can’ı bulasın

Ten’in aslı yapışkan balçıktır. Can, bedenden çıkmaya görsün ten nasıl da kokar. Aynen, havasız ve akışı olmayan balçığın kokması gibi.

Ten kokar ve korkutur. Ölü bir insanın teninin korkutması ilginçtir. İnsan sağ’dır ve herkes etrafında neşe ile toplanır. O insan, “bir saniye içerisinde ölsün” diyelim, etrafındaki insanlar korkudan kaçarlar. “Korkmam” diyenler olabilir. Ancak insanların birçoğu “ölü tenden korkar ve kaçar.” Bu bir gerçektir.

Ten kokar ve korkutur Ey Dost! Sen can’ı bul ve can ne kokar, ne de korkutur. Can ebedidir. Can ebedi olduğu gibi, edebidir de. Ten çirkindir. Eğer tende bir güzellik varsa, o güzellik can’dan gelir.

Yazının Devamı

GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLAR-5

Hz. Talha Bin Ubeydullah

Pazarcık Havadis Gazetesinde dört haftadan beridir, her hafta bir Sahabi Efendimizin (ra) hayatını okurlarımızı kısaca anlatıyoruz. Sahabelerimizin örnek hayatını hatırlatıyoruz. İlk olarak Hz. Mus’ab Bin Umeyr’(ra), daha sonra Hz. Ebu Zer’i (ra) tanıttık. İki hafta önce Hz. Abdullah bin Mesud’u (ra) hatırlattık. Geçen hafta Hz. Zübeyr Bin Avvâm’ı hatırlattık.

Her daim belirttiğimiz hususu bir kez daha belirtiyoruz. Sevgili Peygamber Efendimiz (asm), tüm Peygamberler ve Peygamberlerin Arkadaşları örnek ve rehber şahsiyetlerdir. Onlar gökyüzünde birer parlayan yıldız gibidir. Onlar en salih ve en makbul kişilerdir. Hayatlarında sırat-i müstakim üzere bir çizgi bulunan Peygamberler ve Sahabeler, Bizim yüreğimizi ve zihnimizi aydınlatmalıdır. Allah (cc) cümlesinden razı olsun. Hepsinin hayatında da ayrı ayrı hikmetler ve ibretler mevcuttur.

Yazının Devamı

Kamu ve özel sektörde stratejik yönetim

Strateji kavramı, önce askeri literatürde kendini göstermiş ve daha sonra da zaman içerisinde kamu ve özel yönetimleri için öncelikli bir konu haline gelmiştir. Strateji sözlük manası itibariyle, “önceden belirlenen bir maksada ulaşmak için tutulan yolların ve uygulanan yöntemlerin tümüdür.” Askerlik terimi olarak da, “bir savaşta hedefe ulaşmak için askeri kuvvetleri uygun bir biçimde kullanma sanat ve bilimidir.”

Strateji esas olarak evrensel ve akılcılığa önem veren herkese uygun bir kavram ve yöntemdir. Evrensel olan, her yerde ve her devirde geçerli ve değerli olan demektir. Stratejik düşünmeyen ve stratejik hamle yapmayan herkes zarar eder, saf dışı kalır.

Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir kimse, ben yeni yöntemleri, pratik usulleri kullanmayacağım deme lüksünde değildir. Dijital gelişmeler Dünya’yı sarsarken eski klasik usullerle (mekanik yöntemlerle) çalışmak abesten öte bir saçmalıktır.

Yazının Devamı

GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLAR-4

Hz. Zübeyr Bin Avvâm

Bu sahjifede, üç haftadan bu yana bir Sahabi Efendimizi (ra) size tanıtıyoruz, hatırlatıyoruz. İlk olarak Hz. Mus’ab Bin Umeyr’(ra) ve daha sonra Hz. Ebu Zer’i (ra) tanıttık, hatırlattık. Geçen hafta da Abdullah bin Mesud hakkında yazdık. Bu hafta

Ben buradan her hafta olduğu gibi şu çağrıyı gür sada ile tekrarlıyorum. Sevgili Peygamber Efendimizi (asm), tüm Peygamberleri ve Peygamberlerin Arkadaşlarını kendinize rehber ve örnek olarak görün ve bu yüce karakterli Zat'lartın yolundan yürüyün. Çünkü bu şahsiyetler en salih ve en makbul kişilerdir. Hayatlarını okuduğunuzda ya da dinlediğinizde gıpta ediyor ve hayranlığınız artıkça artıyor. Allah (cc) cümlesinden razı olsun. Hepsinin hayatında da ayrı ayrı hikmetler ve ibretler mevcuttur.

Yazının Devamı

Yedi’den yetmiş’e kahraman şehir

12 Şubat 1920’nin isimli/isimsiz tüm kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyorum.

Öyle bir destan ki, nasıl anlatsam nasıl?

Gözümün tam önüne gelir, fasıl fasıl.

Yazının Devamı

GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLAR-3

Hz. Abdullah Bin Mesud

Gazetemizde iki haftadan beridir, bir Sahabi Efendilerimizi (ra) size tanıtıyoruz, hatırlatıyoruz. İlk olarak Hz. Mus’ab Bin Umeyr’(ra9 ve daha sonra Hz. Ebu Zer’i (ra) tanıttık, hatırlattık. Bu hafta da Hz. Abdullah bin Mesud’u (ra) tanıtıyoruz, hatırlatıyoruz.

Şunu bir kez daha belirtelim. Dünya’da eğer rehber ve örnek kişiler arıyor ve yollarında yürümek istiyorsanız yalnızca ve yalnızca Sevgili Peygamber Efendimizi (asm), tüm Peygamberleri ve Peygamberlerin Arkadaşlarını örnek ve rehber edinin. Çünkü onlar en salih ve en makbul kişilerdir. Hayatlarını okuduğunuzda ya da dinlediğinizde gıpta ediyor ve hayranlığınız artıkça artıyor. Allah (cc) cümlesinden razı olsun. Hepsinin hayatında da ayrı ayrı hikmetler ve ibretler mevcuttur.

Yazının Devamı

Her suçlu için topluma da bir ceza yazmak gerekir

Huzurlu toplum, ancak huzurlu fertlerden oluşur. Zaten, fertler oluşturur bir toplumu. Fertler parça, toplum bütündür.

Matematik kurallarına göre, parça neyse bütün de aynısıdır. Yani, bütünün parçalarından bütüne ulaşılır.

Bir bütün olarak kapıyı düşünelim. Kapı üç parçadan oluşsun. Üç parçanın da üretildiği ağaç türü ceviz ise, bu kapının “cevizden imal edilmiş bir kapı” olduğu kesindir. Yani, parçaları cevizden oluşan bir kapı için, hiç kimse, “bu kapı çınar ağacından yapılmış bir kapıdır”diyemez.

Yazının Devamı

Siyonistler yeni bir dünya savaşı istiyor

Israrla istenen bir şey var aslında. O da savaş.

“Hoppala, kim savaş ister yahu” diyebilirsiniz?

Hemen cevap vereyim: “Siyonistler ister.”

Yazının Devamı

GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLAR-2

Hz. Ebu Zer

Gazetemizde haftadan itibaren bir Sahabi Efendimizi (ra) size hatırlatıyor ve örnek hayatını kısaca yazıyoruz. Geçen hafta ilk olarak Mus’ab Bin Umeyr'i (ra) anlattık ve hatırlattık. Bu hafta Hz. Ebu Zer'i (ra) anlatmaya çalışacağız. Sevgili Peygamber Efendimiz (asm) "ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz” buyurmaktadır. Gerçekten öyle, Sahabe Efendilerimiz (ra) her biri gökyüzünde birer yıldız gibi durmakta ve bizlere rehberlik sağlamaktadır.

İslam Ansiklopedisinde بو ذر الغفاري Ebu Zer Cündeb b. Cünâde b. Süfyân el-Gıfârî (ö. 32/653) başlığı altında aynen şu bilgiler mevcuttur:

Yazının Devamı

GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLAR-1

Hz. Mus’ab Bin Umeyr

Gazetemizde bu günden itibaren, her hafta bir Sahabi Efendimizi (ra) hatırlatmak ve örnek hayatlarını okuyucularımızı tanıtmak istiyorum. Kısmet olur inşallah. Her yazının, yer yazı serisinin maksadı vardır. Bu gazetede nice nice yazı ve nice nice yazı serisi yayınladık. Yarın ruz-i mahşerde bize şefaatçi olsun inşallah. İlk maksadım budur. İkinci maksadım da başta gençlerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımıza, salih ve makbul bir hayat yaşamaları noktasında öğütler vermek ve yol göstermektir. Olur inşallah.

İlk olarak tanıtmak ve hatırlatmak istediğimiz Sahabi Efendimiz (ra) Mus’ab Bin Umeyr’dir.

Yazının Devamı

Kanun mu vicdan mı? Hukuk mu ahlak mı?

Armut mu, elma mı? Erik mi, kiraz mı? Karpuz mu, kavun mu?

Takva mı, fetva mı? Öz mü, şekil mi? Zarf mı, mazruf mu?

Kanun mu, vicdan mı? Hukuk mu, ahlak mı?

Yazının Devamı

Toplumda ve gençlerimizde hak ve sorumluluk bilinci

Sağ kolum hak ise, sol kolum sorumluluktur. Sağ tarafım yetkilerim ise, sol tarafım görevlerimdir. Sağ kanadım hürriyet ise, sol kanadım mükellefiyettir. Bu saydıklarım dengeye işaret eden birer örneklerdir. Sizler de bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Bir insanda hak kavramı gelişmiş, ancak, sorumluluk kavramı gelişmemişse, o kişi dengesizdir. Bu dengesizlik hâli ile topluma zarar verir. Başka bir insanda sorumluluk kavramı gelişmiş, ancak, hak kavramı gelişmemiş ise o da kendine zarar verir. Yani, hep çalışır ve didinir, hep faydalı olur, fakat kendi hakkını almaya gelince geride kaldığı için hakkını alamaz, zarar görür. Bu ikisi de uygun da değil, doğru da değil.

En güzeli ve en doğrusu insanların hem sorumluluk ve hem de hak kavramına sahip çıkmalarıdır. Yani hak ve sorumluluğun her ikisinin de tam bilincinde hareket etmeleri en doğru olanıdır. Bu ikisi aynı doğrultuda ve aynı istikamette dengeli olursa istenen ve beklenen bir durumdur bu. Biri fazla, biri az ise denge bozulur.

Yazının Devamı

Kamuda ehil kişilerin seçimi ve Enderun sistemi

Ehil nedir? Ehil kişi kimdir? Kamu’da ehil kişi nasıl seçilir? Ve bu sorulardan daha önemlisi kamu görevleri için ehil kişiler nasıl yetiştirilir?

Ehil, Arapça’da “ehl” kökünden gelmektedir. Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap manasına gelir. Diğer bakımdan da “sahip” manasına gelmektedir. Ehl-i sanat, dediğimizde sanat ehlini kastederiz.

Ehil kişi, işini iyi yapan kişidir. Ehil kişi işini iyi yapan kişi ile sınırlanacak bir kabiliyette değildir. Ehil kişi dediğimizde de yalnızca teknik yeterliği olan ve kendisine verilen bir işi muntazaman yapıp da bitiren kişi anlaşılmamalıdır. Ehil kişi, işinde uzmanlığı olan, adil ve dürüst davranan, kurallara uyan, ahlak ve edep sahibi kişidir.

Yazının Devamı

Her şeyi belediyeden devletten beklemeyin

Ülkemizde çok bildik bir söz vardır: “Sana belediye baksın!”.

Genelde kimsesizler, çaresizler, zavallılar için bu söz söylenir: “Sana Belediye baksın!” Bazen de arkadaşlar birbirine bu sözlerle takılırlar: “Sana belediye baksın.”

Bilmiyorum, belediye böyle kimsesizler, zavallılara bakıyor mu bakmıyor mu? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey var: “Allah Belediyeye muhtaç etmesin.” Esasında duayı tam olarak söyleyelim: “Allah hiç kimseye muhtaç etmesin.”

Yazının Devamı

Yönetimde evrensel değerleri hakim kılmak

Evrensel olan, her yerde ve her devirde geçerli ve değerli olan demektir. Evrensel yeni bir kelime. Ecdadımız buna cihan-şümul diyorlardı Cihan-şümul yani, dünya çapında geçerli ve dünyayı kaplayan manasına gelmektedir.

Yönetimde evrensel değerler dediğimizde ne anlaşılır?

İnsanlığın vicdanında ve özünde mevcut olan, adalet, doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, eşitlik, hesap verebilirlik, şeffaflık, kamu yararını gözetmek, savurganlıktan kaçınmak, nezaket, sevgi, saygı ve güven ve benzeri değerlerdir.

Yazının Devamı

Dil ve din

"Dilinin müsaade ettiğini değil, dininin müsaade ettiğini konuş."

"Dilinden çıkana dikkat et, seni dinden de çıkarabilir."

"Dilin kemiği yok" diyorlar. Dilin kemiği din'dir, edeptir."

Yazının Devamı

Optimum işletme büyüklükleri ve bakanlıklarımızın yapısı

Bu yazıda hiçbir Bakanlık ismi vermeden, yalnızca işletme mantığı ve optimum büyüklük açısından Bakanlıkların nasıl bir yapıda kurulması gerektiği hakkında görüş ve düşüncelerimi açıklayacağım.

Öncelikle optimum işletme büyüklüğü nedir? Onu tanımlayalım.

Optimum İşletme Büyüklüğü: “Üretim faktörlerinin en akılcı ve en kârlı olarak kullanılabildiği işletme büyüklüğüne optimum işletme büyüklüğü denilir.”

Yazının Devamı

İman mı? İmaj mı?

Yazımın başlığında geçen “iman mı, imaj mı?” sorusunu duyan bir mü’min hemen gerilir ve “ne oluyor?” “Bu nasıl soru?” “Elbette iman” der ve çıkar işin içinden. Bir de göğsünü kabartarak “elhamdülillah Müslümanız” der. Bu cevap karşısında Biz de elbette “eyvallah” deriz.

Esasında, bu yazıda maksadımız şudur: Ayrıntılı düşünmek ve “selin içerisindeki bir kütük gibi sürüklenmemek.” Hayatta “iman mı, imaj mı” diye sormakta ve düşündürmekteki maksadım budur. Ayrıntılı düşünmek ve dik durmak. Müslümanca duruş içerisinde olmak. İşte bunları esas alarak “iman mı? İmaj mı? diye soruyorum.

Öncelikle şunu net olarak belirteyim, “iman ve imaj” birbirinin zıttı (karşıtı) değildir. İmanın zıttı küfür, imajın zıttı doğallıktır.

Yazının Devamı

Yeni bir kurum: Türkiye Çevre Ajansı ve Sıfır Atık Projesi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sürdürülebilir gelişme ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına almak, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ve yaşanabilir bir dünya bırakmak noktasında mevcut sistemi daha düzenli, sistemli ve uygulanabilir bir temele oturtmak maksadıyla “2017 yılında sıfır atık isimli bir proje başlatmıştır. “

Sözkonusu proje önce adıgeçen Bakanlığın kendi ana hizmet binasında başlatılmış ve pilot merkezden çevreye doğru yaygınlaştırılmıştır. Bu proje şu anda Ülke genelinde uygulama alanı bulmaktadır.

Sıfır atık projesi 3 yıllık uygulama sonunda yeni bir kurumun oluşturulması noktasına ulaştırılmıştır. 30 Aralık 2020 tarih ve 31350 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Çevre Ajansının Kurulmasına dair kanun ile “çevre kirliliğini önlemek ve yeşil alanların korunmasına, iyileştirilmesine ve geliştirilmesine katkı sağlamak, döngüsel ekonomi ve sıfır atık yaklaşımı doğrultusunda kaynak verimliliğini artırmak ile ulusal ölçekte depozito yönetim sistemi kurulmasına, işletilmesine, izlenmesine ve denetimine yönelik faaliyetlerde bulunulması amaçlanmaktadır.”

Yazının Devamı

İnsan, tebliğ ve İslam

Tebliğ, bir hususu, bir durumu, bir emri, bir yükümlülüğü, muhatabına bildirmek ve gereğinin yapılmasını talep etmektir. İslamî tebliğ, Allah’ın emir ve yasaklarını, İslamî yükümlülük ve sorumlulukları, ilahi kural ve ilkeleri, başta Müslümanlar olmak üzere, tüm insanlara bildirmek ve riayet etmelerini beklemektir.

Tebliğin ne olduğunu bu şekilde kısaca tanımladıktan sonra, “insan, tebliğ ve İslam” bağlamında önem taşıyan bazı hususların ve bazı mühim soruların cevap ve açıklamasına geldi şimdi.

Önce şu soruları gündeme taşıyalım:

Yazının Devamı

Toplumsal değişim: nereden ve nasıl başlar? Kim başlatır?

Geçen gün sosyal medyada toplumsal değişim temasını içeren bir paylaşım yapıp ardından da “Halk mı, Lider mi?” diye sormuştum.

Evet, şimdi yine soruyorum:

“Bir Toplumda olumlu manada değişimler ve gelişmeler, nereden ve nasıl başlar, kim başlatır? Toplumsal değişimler tabandan mı başlar, tavandan mı başlar?

Yazının Devamı

Boğaziçi üniversitesinde bir kaşık suda fırtına kopartılmaktadır

Ülkemizde gündemin önemli başlıkları arasına birkaç gündür Boğaziçi Üniversitesi girmiştir. İsterdik ki gündeme bilim ve başarıları dolayısıyla girsin. Ne var ki Boğaziçi Üniversitesi yapay ve kasıtlı oluşturulan bir gerekçeyle girmiştir.

Bilindiği üzere birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığı atama kararıyla Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Melih Bulu isimli bir profesör atanmıştır. İşte olanlar bu atamadan sonra olmuştur.

Öğrenci kılıklı ancak öğrenci olmayan, terör örgütleriyle bağlantılı olan bazı serseriler, başta DHKP-C, MLKP, PKK ve benzeri hain sol örgütlerin militanları bu atamayı fırsat bilerek saklandıkları inlerinden meydana çıkmışlardır.

Yazının Devamı

İslam, Müslüman ve dünyevileşme

Bir savaşta yenilen taraf teslim bayrağını çeker ya.

Eğer, bir Müslüman dünyevileşmişse, teslim bayrağını çekmiştir. Kime karşı çekmiştir. Şeytana karşı çekmiştir. Dünyevileşen bir Müslümanı, şeytan esir almıştır.

Biz dünyevileştik. Şeytan’ın karşısında yenildik ve teslim bayrağını çoktan çektik ve buna rağmen dilimizde “Euzü billahi mine'ş-şeytani'r-racim” kelimesi eksik olmuyor. Tamam olmasın. Çünkü, her an Şeytan’dan Allah’a sığınmalıyız. Çünkü o, yani şeytan, bizim en büyük düşmanımızdır.

Yazının Devamı