Eskiler “adam kıtlığı” demezlerdi. “Kaht-ı rical” derlerdi. Biz adam kıtlığı diyoruz. İster kaht-ı rical diyelim, isterse adam kıtlığı diyelim maksadımız, Devlet yönetiminde ya da özel sektör yönetiminde işin ehli, adil, çalışkan, dürüst, güvenilir, fedakar, mütevazi, şeffaf, hoşgörülü, iyi ve doğru insana olan ihtiyaçtır. Bu insan sayısı da sandığınız gibi çok değildir. Bilakis çok çok azdır.
Sanılmasın ki, adam kıtlığı meselesi günümüze özgü bir meseledir. Hayır. Tarihin her döneminde adam kıtlığı bir mesele olmuştur. Nitekim, M.Ö.411 ile 324 tarihleri arasında yaşamış Filozof Diyojen’in “adam arıyorum adam” dediği tarih kitaplarında kaydedilmiş bir gerçektir. Tabi burada “adam arıyorum adam” sözünden kasıt, rastgele adam değil elbet. Dört dörtlük adamdır.
Rastgele adam heryerde var. Sokaklardan adamdan geçilmiyor. Ancak, “adam gibi adam” bulmak zor. İşte bu nedenle gündüz gözü elinde fenerle dolaşıp da “adam arıyorum adam” diye meydanlarda haykırmıştır.