“Zü’l Karneyn: Dünyaya hüküm ve nizam, dünyaya huzur ve güven
Zü’l Karneyn hakkında beş yazı tasarlamıştım. Bu beşinci yazımdır. İlk yazımın başlığı “Zü’l Karneyn Kıssasını Ben Böyle Okudum”, ikinci yazımın başlığı “Zü’l Karneyn’i Okumaya Devam Ediyorum”, üçüncü yazımın başlığı “Zü’l Karneyn’i Tefekkür ve Tezekkür Etmek, Düşünmek ve Konuşmak”, dördüncü yazımın “Zü’l Karneyn’in Hasmı Ye’cüc ve Me’cüc: Siyonistler ve Kapitalistler” şeklinde belirlenmiştir. Bu husustaki beşinci yazımın başlığı bu yazımın en üstüne görüldüğü üzere “Zü’l Karneyn : Dünya’ya Hüküm ve Nizam, Dünya’ya Huzur ve Güven.”
Bir önceki yazımın son kısmında, bir sonraki yazımda “Demir’den ve Bakır’dan” bahsedeceğim” diyerek de bir noktaya dikkat çekmiştim.
Demir ve Bakır, Kehf Suresi 96. Ayette geçmektedir. Bilindiği üzere Kehf Suresinin 83-98. ayetlerinde topla 15 ayette Zü’l Karneyn’den bahsedilir. Demir ve Bakır’dan sözedilen 96 ayet şöyledir: (Zü’l Karneyn) "Bana demir kütleleri getirin!" Kütleler iki dağın arasını doldurunca," Körükleyin!" dedi. Demirler akkor haline gelince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim" dedi.”
Biz bu seri halindeki beş yazıda şu beş hususu temel ve bir veri olarak aldık, tüm görüşlerimizi bunların üzerine bina ettik.
1-Zü’l Karneyn’in tarihte yaşayıp yaşamadığı çok mühim değil, belki de yakın zamanda gelecek ve hükmünü icra edecektir.
2-Zü’l Karneyn’in kıssası tamamen temsil, tamamen şifre, tamamen sembolik anlatımdır.
3-Zü’l Karneyn kıssası “iki”ler üzerine inşa edilmiştir. Nasıl ki, “Bir” denildiğinde Allah akla gelir. “İki” denildiğinde Zü’l Karneyn akla gelir. Esasında iki “Kul” demektir. Kul’u temsil eder. Bir Allah’tır. İki Kul’dur. Zaten, Zü’lkarneyn de bir Kul’dur. Sıfatı, lakabı Zü’l Karneny’dir.
4-Zü’l Karneny ahir zamanda ortaya çıkan Yec’üc ve Mec’üc’ü ortadan kaldıracaktır. Yec’üc ve Mec’üc de bir temsildir. Yec’üc ve Mec’üc Siyonistler ve Kapitalistler, Yahudiler ve İngiliz’lerdir. Yahudiler ve İngilizler her daim mevcuttur. Ancak küresel bir güç, bir fitne ve Dünya’da hegemonya olarak ortaya çıkmaları özellikle son 300-500 yıl içerisindedir.
5-Zü’l Karneny kendisine ilim ve hikmet, kudret ve nusret verilmiş bir Kul’dur. Olağanüstü güçlerle donatılmış bir Kul’dur. Donatılmış olduğu olağanüstü güçler vesilesiyle Dünya’ya Hüküm ve Nizam verecek ve tüm Dünya ahir zamanda O’nun önderliğinde Huzur ve Güven’e kavuşacaktır.
Evet, bu yazımızda Zü’l Karneyn’in Dünya’ya hüküm ve nizam verecek bir Zat olduğunu, huzur ve güveni tüm arzda sağlayacağını bunun O’nun tek ve asli görevi olduğunu beyan ediyorum.
Bu Dünya’da hüküm ve nizam sağlamak için parasalcı ekonomi, faiz, döviz, borsa gibi sömürü araçlarının ortadan kaldırılması gerekir. Fakir daha fakir, zengin daha zengin olduğu bir toplumda, böyle bir Dünya’da ne huzur ve ne de güven olur.
Parasalcı ekonomi, faiz, döviz, borsa denildiğinde benim aklıma Yahudiler ve İngilizler geliyor. Bunlar Siyonist ve Kapitalistlerdir. Bunlar Yec’üc ve Mecüc’tür. Maalesef, kuvvetlidirler, maalesef kudretlidirler. Ancak nusretli değildirler. Çünkü nusret ancak ve ancak Allah’tandır.
Allah nusretiyle hem kudreti ve hem de kuvveti ahir zamanda Zü’l Karneyn’e bahşetmiştir.
Evet, neredeyse 500 yıldır, deniz yoluyla keşif ve ülkelerin madenlerine, zenginliklerine göz diken İngilizler, Fransızlar, Hollandalılar, İspanyalılar ve Portekizliler, aynı Yec’üc ve Mec’üc saldırısı gibi, Asya’yı, Afrika’yı, Amerika’yı ve hatta Avustralya’yı karış karış karıştırmışlar ve sömürmüşlerdir. Avrupa Yec’üc ve Mec’üc’ün merkezidir. Oradan dağılmışlar ve tüm Dünya’da fesat ve fitne çıkarmışlardır. Avrupa’nın daha doğrusu Avrupa’daki İngilizler, Fransızlar, Hollandalılar, İspanyalılar ve Portekizliler’in sömürge ve saldırganlıklarından ne Afrika, ne Asya ve ne de başka bir kıta kurtulabilmişlerdir. Arz’ı ve tüm Dünya’yı ele geçirmek ve fesat, fitne çıkarmak ve bozgunculuk meydana getirmek denildiğinde bundan başka ne anlaşılabilir ki. İşte bu anlaşılır.
Zaten Yec’üc ve Mec’üc’e dikkat çeken ayet-i kerimede “şüphesiz Yec’üc ve Mec’üc yeryüzünde (Dünya’da) fesat (bozgunculuk) çıkartmaktadır” buyrulmaktadır.
Şu hakikatli sözü olarak bilmeyen var mı? Varsa öğrensin. “Bir suda iki balık kavga ediyorsa oradan beş dakika önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir.” Bu sözün Amerika’da İngilizler tarafından katliama ve soykırıma uğratılan Kızılderililere ait olduğu söylenir.
İngilizlerin katliamlarından ve soy kırımlarından kim kurtulabilmiş ki? Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Arabistan, Asya’nın neredeyse tamamı, Uzakdoğu, Ortadoğu, İngilizlerin zulüm ve sömürgesi haline getirilmedi mi? Afrika’yı da İngilizler ve Fransızlar zulüm ve sömürge ile yönetmediler mi? Bunlar bilinen gerçeklerdir. Eğer tüm Dünya için saldırgan ve bozguncu arıyorsanız ve ismine de Yec’üc Mec’üc diyorsanız, bu tarife ne Moğollar ve nede başka bir ırk uyar, bu tarife ancak İngilizler ve Avrupa’nın diğer sömürgeci Devletleri uyar.
Para bu adamlarda, yönetim bu adamlarda ve Siyonistlerle de işbirliği halindekiler ki, bir taraftan azgın ve sapkın siyasetleriyle, diğer taraftan da faiz, borsa, döviz ve benzeri zulümkar ekonomik araçlarıyla Dünya’daki fakirleri, mazlumları inim inim inletmekteler. Bunlara dur demek de adeta mümkün görülmüyor. (Normal bir durumda bunlara “dur” denemez. Ancak kudretli ve nusretli bir Zat bunlara dur diyebilir) Çünkü tüm Dünya Siyonizm’in ve Kapitalizm’in boyunduruğu altındadır. Çünkü Siyonizm ve Kapitalizm tüm arzda, tüm Dünya’da hegemonyasını şiddetli bir şekilde sürdürmektedir ve zulümleri artık tüm insanlığı sarmıştır.
Bu dehşetli fitne ve sistemli bozgunculuk ancak, bu zamanda Zü’l Karneny olarak zuhur edecek, kendisine ilim ve hikmet, kudret ve nusret bahşedilmiş bir Kul tarafından yok edilebilir.
Nasıl yok edileceğine dair Kur’an-ı Hakim’de işaret var.
Yazımın sonlarına doğru Kehf Suresi’nde Zü’l Karneyn’den bahsedilen son üç ayete yer veriyorum: (Zü’l Karneyn) "Bana demir kütleleri getirin!" Kütleler iki dağın arasını doldurunca," Körükleyin!" dedi. Demirler akkor haline gelince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim" dedi. Ye'cüc ve Me'cüc onu ne aşmaya ne de onda bir delik açmaya güç yetirebildiler. Zülkarneyn, "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi bir gerçektir" dedi.” (Kehf Suresi, 96-98)
Evet, şifre Demir ve Bakır’dır.
Ben bu şifre hakkında yalnız şunu belirteyim. Demir ve Bakır çalışmaya ve üretime işarettir. İnsanlığı faiz, borsa ve döviz felakete götürür. Bu felaketten kurtuluş için reel ekonomi gerekmektedir. Reel ekonomi demek Demir ve Bakır demektir. İşte Zü’l Karneyn bunu sağlayacaktır. Zü’l Karneyn insanlığı Siyonizm ve Kapitalizm belasından kurtarmak için öncelikle faiz, borsa ve döviz yasaklanacaktır. Bunlar havadan para kazanmaktır ve en büyük sömürü araçlarıdır. Bunlar yok edilmeden Dünya’ya huzur ve güven gelmez. Dünya’ya huzur ve güven gelmesi için Zü’l Karneyn hüküm ve nizam tesis etmelidir. Başka bir çare kalmamıştır. Başka bir imkan da yoktur. Ancak biz de tembel tembel oturup da Zü’l Karneny’i beklemeyeceğiz. Zü’l Karneyn’e yardımcı olmalıyız. Zü’l Karneyn ne diyorsa tabi olarak onu yerine getirmeliyiz. Zaten mealini verdiğim yukarıdaki ayetlerde bu husus açıklanmaktadır.
Evet, bu nizam (Zü’l Karneyn nizamı) en kısa zamanda tesis edilecektir. Bunu Allah’ tarafından “iki” kuvvetle, ilim ve hikmet, kudret ve nusret ile donatılmış bir Kul tesis edecektir ki sıfatı, lakabı Zü’l Karneyn’dir.
Vesselam.