Toplumun aklı var mıdır yok mudur?

Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

Tüm Yazıları

Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, aklıyla, fikriyle ve cengaver ordusuyla İstanbul’u fethetmek üzereyken, Bizans’ın sözde Bilginleri Ayasofya’da “meleklerin cinsiyetini tartışıyormuş.”

Biz de şimdi “Toplumun Aklı Var mıdır, Yok mudur?” şeklinde bir tartışma başlattık ya, bu tartışma da ilk bakışta, “meleklerin cinsiyeti var mıdır, yok mudur” gibi anlaşılır ve saçma bulunabilir.

Hayır hayır değil! Saçma değil. Çok gerekli bir tartışma.

“Toplumun Aklı Var mıdır, Yok mudur?” tartışması çok gerekli bir tartışmadır. Zaten akıl dediğimiz de somut bir cisimden bahsetmiyoruz. “Toplumun izanı var mıdır” diye soruyoruz.

Evet, bu izahattan sonra tartışmayı şimdi başlatıyorum.

“Toplumun Aklı Var mıdır, Yok mudur?”

Hangi Toplum?

İsterseniz önce bundan başlayalım.

Kardeşim Toplum, Toplum, Toplum diyorsun da, önce şu soruya cevap ver: “Hangi Toplum?”

Kapitalist Toplum mu? Materyalist Toplum mu? İslamî Toplum mu? Laik Toplum mu? Sapkın Toplum mu? Azgın Toplum mu?

Evet, durum anlaşıldı. “Toplum var, Toplum var!” Toplum diyerek geçmeyeceğiz ve özüne ineceğiz ve içeriğine bakacağız.

Evet, “Toplumun Aklı Var mı, Yok mu?” tartışmasında, “hangi Toplumdan bahsediyoruz, önce bunu net olarak belirtmek gerekir.”

Kapitalist Toplumun aklı nasıl olsun ki? Zevk, sefa, gününü gün etme temel bir hedef alındığı yerde, akıl devre dışı kalır.

Evet, buna göre Kapitalist Toplumun aklı yoktur.

Aynı şekilde, Materyalist Toplumlarda da akıl arama. Çünkü, denge olmayan yerde akıl olmaz. Maretyalist Toplumlarda maneviyat devre dışıdır, her şey maddedir.

Laik Toplumda akıl var mıdır? Laik Toplumda akıl var gibi görünse de, aslında yoktur. Laiklik, sözde Din ve Devlet işlerinin ayrılması gibi görülür. Ancak uygulamada, durum farklıdır. Uygulamada her şey din dışılık olarak gelişir. Halbuki akıl insana, Din’in bir Toplum için en önemli bir müessese olduğunu vc Din’i devre dışı bırakarak vicdanlara hapseden sistemlerin asla ve asla Toplumlara mutluluk getirmediğini anlatır. Buna göre, Laik Toplum da akıl dışıdır.

Sapkın ve Azgın Toplumları tartışmaya dahi lüzum yok. Lut Kavmi, Sodom ve Gomore Kavmi, Antik Pompei Şehrinin yaşadığı Toplumda aklın zerresi dahi yoktur. Bu kavimler nefsani isteklerin ve şehvetin yoluna girmiş alçak Toplumlardır. Bunlarda akıl da yoktur, fikir de yoktur.

Azgın ve Sapkın Toplumlarda akıl arama derken, ne kastettiğimi de ifade edeyim. Elbette Azgın Toplum’un genel gidişatına aykırı kişilerde akıl vardır ve bu akıllı kimseler o Toplumu sık sık uyarmaktadır. En bilinen örnek Hz. Lut’tur. Allah ondan ebeden razı olsun. Hz. Lut (as) her defasında Toplumunu uyardı. “Yapmayın, etmeyin, bak bu yaptığınız iş çok yanlış” dedi. Peki, akılsız Toplumu Hz. Lut’a nasıl karşılık verdi? “Dediler ki: "Biz seni Toplumun işine karışmaktan' men etmemiş miydik?" (Hicr Suresi, 70)

Şu lafa bakın, şu söze dikkat edin: “Biz seni Toplumun işine karışmaktan yasaklamamış mıydık?”

Yani, Lut Kavmi, “her türlü azgınlığı, sapkınlığı işleyeceğiz ve sen Bize karışmayacaksın” diyor.

Bu nasıl bir rezalet sözdür ve bu nasıl bir alçakça bakıştır. Bu bakışta ne akıl var, ne de mantık var. Bu bakışta yalnızca alçaklık var.

Evet, bu durumlarda “akıl ile Toplum, yanyana gelmiyor.” Toplumun geneli, tek taraflı bakıyorsa, Toplumun geneli nefis ve hevasına uymuşsa, akıl devre dışıdır. Kimse o Toplumdan hayır beklemesin.

Ancak, İslamî Toplum, akıl Toplumudur. Çünkü, heva ve hevesler sınırlanmış, azgınlık ve sapkınlık yasaklanmış, ahlak ve hukuk baş tacı edilmiştir.

Bir Toplum İslamî değilse, her türlü akıl dışı uygulama, her türlü rezalet sözkonusudur. İslamî Toplum derken, yalnızca ilim değil, ilim ve irfan, yalnızca akıl değil, akıl ve izan, yalnızca tefekkür değil, tefekkür ve hikmeti kastediyorum.

İslamî Toplum dediğimizde yalnızca Müslümanların yaşadığı yerler de anlaşılmasın, İslamî bakışa sahip her yerde İslamî Toplum vardır. Adı Müslüman, ancak yaşantısı İslam’dan fersah fersah uzak olan yerlerde de İslamî Toplum olmaz. Zorla Devlet baskısı ile insanlara bazı kuralların ve bazı işlerin yaptırılmaya çalışıldığı yerlerde de İslamî Toplum olmaz.

İslamî Toplum, aklı ve izanı, ilim ve irfanı, tefekkür ve hikmeti birlikte benimsemiş ve tüm ruhuna sindirmiş Toplumdur. İşte bu Toplum özlenen ve beklenen bir Toplumdur.

Bu Toplum için aklı var mıdır, yok mudur diye sormaya hiç gerek yoktur. Böyle bir Toplum tepeden tırnağa akıldır ve bu Toplumun her ferdi, “emr-i bil maruf, nehy-i anil münker” üzeredir. İşte, bu son cümlede saklıdır her sorunun çözümü ve ne demek istediğimizin özeti budur.

“İyiliği teşvik etmek, kötülükten sakındırmak.” Akıllı Toplumun formülüdür.