Siyasi etik yasası neden çıkartılmıyor?
“Yandı gitti, gülüm keten helva!”
“Ne oldu ya? Neden bu yazıya ve başlığı “Siyasi Etik Yasası Neden Çıkartılmıyor?” şeklindeki bir konuya böyle bir söz ile giriş yaptınız” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Evet, şimdi “yandı gitti gülüm keten helva!” şeklindeki bu deyimi neden burada kullandığım elbette merak konusudur.
Neyse, siz bunu merak ede durun, biz yazmaya devam edelim.
Geçen gün Twitter’da bir anket düzenledim ve sorum aynen böyle idi.
Yani, “Siyasi Etik Yasası Neden Çıkartılmıyor?” şeklinde idi.
Şıkları da şöyle idi:
a)Vatandaşın umurunda değil.
b)Siyasetçinin işine gelmez.
c)Gelişmiş bir Ülke değiliz.
d)Tüm şıklardaki nedenlerin hepsi.
Evet, anket sorum bu şekilde ve şıkları da 4 adet idi.
a)Vatandaşın umurunda değil, derken, “siyasilere bir yasa taslağı hakkında vatandaştan baskı ve talep ne kadar çok olursa, o taslağın yasalaşması o kadar mümkündür.”
Bu hususta vatandaştan baskı ve talep geldiğini sanmıyorum.
Şunu bu noktada belirteyim, maalesef, bu Ülkenin vatandaşlarının büyük çoğunluğu “haksızlığa karşı gibi görünse de, kendisine de çıkar sağlayacak ve karşı tarafa bir haksızlık yapılacak her hususta “dut yemiş bülbüle döner.” Yani işine geldiğinde haksızlığa ses çıkarmayan bir toplum yapımız ve esasında “niye haksızlık yapıldığından çok, benim için neden haksızlık yapılmıyor” diyen bir insan kalitesizliğimiz var.
Halbuki, insanoğlu vicdanen mutlak haksızlığa karşı kimden, nereden ve nasıl gelirse gelsin, hiçbir “ama, ancak, şöyle ki” diye bir kılıf bulmadan reddedecek bir fıtratta yaratılmıştır. Gel gör ki o fıtrat, nefsin isteklerine uyulması, arzuların boyunduruğuna teslim olunması, vicdanın körleştirilmesi ile maalesef, bozulmaktadır.
b)Siyasetçin işine gelmez, evet, Siyasi Etik Yasası siyasetçinin işine gelmez. Neden mi? Çünkü, etik yasasında “Milletvekilliği, Belediye Başkanlığı, meclis üyelikleri gibi görevler sırasında ikinci bir görev yasağı, siyaset yaparken ticaret yasağı, seçim sırasında sponsor edinme yasağı, belirli bir tutarın üzerinde ve zenginliğe neden olacak tarzda hediye alma yasağı, bağış yasağı, savurganlıktan kaçınmak, şeffaflığa uymak, adaletli davranmak, hukuka uygun olsa da ahlaka ve vicdana uygun olmayan işlerden kaçınma durumları (yakınlarını danışman olarak yanında çalıştırmak, hısım akraba, eş dostu Devlet makamlarına yerleştirmek vb. gibi durumlar), mal bildirimini her yıl kamuoyuna açıklamak, hakkında şikâyet vuku bulduğunda Etik Komisyonu’na hesap vermek ve benzeri yükümlülükler sözkonusu olacaktır.
Bu şekilde, belki de daha fazla, ancak bir kısmını saydığım bu yükümlülükler içinde olmayı kim ister? Etik Komisyonu karşısında terlemeyi kim ister? Siyaset yaparken ticaret de yapmayı terketmeyi kim ister? Hem Belediye Meclisi Üyesi hem de Belediye Şirketlerinin Yönetim Kurullarında olup da ikinci bir gelir almayı kim istemez? Oğlunu, Kardeşini, hısım, akrabasını, TBMM’ye danışman olarak alıp da bedavadan memur yapmayı hangi Milletvekili istemez?
c)Gelişmiş Ülke değiliz, derken kastım, gerçek medeniyet, insani ve vicdani düşünce, olması gereken medeni ilişkiler, olması gereken samimi toplumsal davranışlar ve benzeri hasletlerdir. Gelişmiş Ülke derken, kastım yol, köprü, araba, uçak, fabrika, sevimsiz beton apartmanlar değildir. Şimdi, gerçek medeniyet, insani ve vicdani düşünce, olması gereken medeni ilişkiler, olması gereken samimi toplumsal davranışlar ve benzeri hasletler noktasındaki karnemizi siz verin. Ben bu topluma, yukarıdaki özelliklere sahiplik noktasında 10 üzerinden 3 puan bile vermem.
Evet, işte Siyasi Etik Yasası yukarıda özetlediğim sebeplerden dolayı çıkartılmıyor ve gelecekte de “bu kafa” değişmediği müddetçe çıkartılmaz. Kafa değişmediği, derken de kastım, halkın bir bütün olarak bilinçlenmesi ve sözde değil, özde ahlaklı olmasıdır.
Şimdi bu yazdıklarımı anladınız. Siyasi Etik Yasasının çıkartılmasının zorluğunu farkettiniz. Ha, bu arada şunu da, bu yazıyı yazarken Google araştırmasından öğrendim. Meclise, yani TBMM’ye, bu konuda 2018 yılında sunulmuş bir Yasa Teklifi de var. Siyasi Ahlak Kanun Teklifi Meclisin tozlu raflarında bekleye dursun bakalım, ne olacak?
Fazla yazmayayım artık. Bu hususta çok da uzun söze gerek yok. Anlayan anladı.
Gerçi sizin merakınız bitmez. Siyasi Etik Yasasının niye çıkmadığını artık merak etmiyorsunuzdur da, şu iki şeyi merak ediyorsunuz.
1-“Yandı gitti, gülüm keten helva!” deyimini yazımın başında neden kullandım?
Onu da açıklayayım. Bu Yasa, yani Siyasi Etik Yasası toplumsal gelişme açısından bir fırsattır. Çünkü etik değerler de, ahlaki ilkelerde şöyle bir kural vardır. Ahlak ve etik değerler, tepeden aşağıya doğru yayılır ve gelişir. Herkes üst noktada yer alana bakarak kendine yön çizer. Evde Baba ve Anne ahlaklı olacak, Toplumda toplum önderleri ahlaklı olacak, okulda okul idarecileri ve öğretmenler ahlaklı olacak, Kamu Yönetiminde yöneticiler ahlaklı olacak. Bu saydıklarım ve bunun gibi sayacaklarım örnek ahlaki uygulamalar gösterecek ki, ahlaki ilkeler ve etik kurallar tüm toplumda yaygınlaşacaktır.
Kimse ahlakı ve etik değerleri dikkate almazsa fırsat kaçtı demektir. İşte “bunun için yandı gitti, gülüm keten helva” dedim.
2- Anketimin sonuçları mı ne oldu? Nasıl mı sonuç çıktı?
a)Vatandaşın umurunda değil. (%13)
b)Siyasetçinin işine gelmez. (%13)
c)Gelişmiş bir Ülke değiliz. (%13)
d)Tüm şıklardaki nedenlerin hepsi. (%63)
İşte sonuçlar bu.
Bu anketten çıkan sonuç da gösteriyor ki, Siyasi Etik Yasasının neden çıkartılmadığı bu yazıda anlattıklarımı yüzde yüz teyit ediyor.
Sizin anlayacağınız. “Boş konuşmuyoruz. Temelli konuşuyoruz. Sağlam konuşuyoruz.” Tabi bu işin espri kısmı. “Haydi hayırlısı” diyelim.