Klasik yönetici mi lider yönetici mi?
Klasik usullerle yönetim bazı Ülkelerde, (özellikle de bazı Müslüman Ülkelerde) maalesef hâlâ egemendir. Klasik yönetim dediğimde de, koltuğu ele geçirenlerin koltukta kalmak için verdikleri her türlü hukuksuz mücadeleyi kastediyorum. Klasik yönetimde makamlar ve görevler torpil ve adam kayırmayla dağıtılır. Bu yöntemle göreve gelen klasik yöneticilerin gözünde halka hizmet ve kamu yararını gözetmek yoktur. Onların tek hedefi kendilerini o makama getirenlere hizmet etmektir.
Klasik Yöneticiler, kanunlara bağlı kalmayı hukuka bağlı kalmaktan daha öncelikli addederler. Klasik Yöneticiler, hukukun üstünlüğünü değil üstünlerin hukukunu esas alırlar. Doğruluğu, adaleti ve hakkaniyeti değil, yağcılığı, yalakalığı ve nefsin arzularını gözetirler.
Klasik Yöneticilerin koltuk uğruna feda etmeyecekleri değer yoktur. Klasik Yöneticilerin elinden her şeylerini alın, yalnız o oturduğu makam koltuğunu almayın. Maalesef, durum bu kadar vahim ve bu kadar rezildir. Ve bu rezil vaziyet bazı Ülkelerde (özellikle de bazı Müslüman Ülkelerde) nicedir devam etmektedir. Bir Ülke bu rezil vaziyetten kurtulmadıkça ilerlemeyi sağlayamaz, kalkınmasını gerçekleştiremez.
Klasik yönetim tarzı hangi Ülkede olursa olsun yolsuzluk, yozlaşma ve yoksulluk (3 Y) getirmiştir. Bazı Ülkeler (özellikle de bazı Müslüman Ülkeler) nice yıllardır, bu 3 Y’nin girdabındadır. Bu girdap daha ne kadar devam edecek? Bilmiyorum. İnşallah bu girdap o Ülkeleri yutmaz.
İster kamuda, isterse özel sektörde olsun, işler adalet ve doğrulukla yönetilmezse, iş ve işlemler objektif ve tarafsızlıkla sağlanmazsa yukarıda bahsettiğim 3 Y geçerli olur. Bir yerde adalet ve doğruluk yoksa, bir yerde tarafsızlık ve objektiflik yoksa, orada huzursuzluk vardır, orada mobbing ve baskı vardır.
Özel sektörü bilmiyorum. Ancak, kamu sektöründe çalışanların huzur ve mutluluğunu tespitine dair bir anket ve araştırma yapılsa, hiç de içacıcı ve hiç de güzel bir sonuç çıkmaz. Bunu nerden biliyorsun, diye soracaklara cevabım şudur: “Görünen köy kılavuz istemez.” Görünen köy şudur: “Bir yerde adalet ve doğruluk yoksa, bir yerde tarafsızlık ve objektiflik yoksa, orada huzursuzluk vardır.”
Huzur ve mutluluk nasıl tesis edilecektir? Huzur ve mutluluğu kim tesis edecektir?
Huzur ve mutluluğu tesis edecekler klasik yöneticiler değil klas yöneticilerdir. Huzur ve mutluluğu temin edecekler klasik yöneticiler değil lider yöneticilerdir. Klasik yönetim tarzı ve klasik yöneticiler artık son bulmalıdır.
Klasik yönetimi yerlere batırdınız. Lider yöneticiyi göklere çıkarttınız. Lider yöneticiyi bu kadar övdünüz. Klasik Yönetici ile Lider Yönetici arasında ne fark var, diye soracaklar olabilir. Bu iki yönetici ve bu iki yönetim tarzı arasındaki farkları net ve somut bir şekilde belirtmeniz mümkün mü, diye sual edecekler olabilir.
İşte cevabım:
1- Klasik Yönetici, işi doğru yaptırmaya, Lider Yönetici, doğru işi yaptırmaya odaklanır.
2- Klasik Yönetici, "yönetim benim işim" der. Lider Yönetici, "yönetim bizim işimiz" der.
3- Klasik Yönetici, "yönetimi bir nimet olarak" görür. Lider Yönetici, "yönetimi bir emanet olarak" görür.
4- Klasik Yönetici “katı ve gaddardır.” Lider Yönetici “şefkatli ve merhametlidir.”
5- Klasik Yönetici, “dikey ve tepeden aşağıya doğru bir hiyerarşiyi esas alır.” Lider Yönetici “yatay ve aynı düzlemdeki hiyerarşiyi esas alır.”
6- Klasik Yönetici “adalet, ahlak ve etik değerlere önem vermez.” Lider Yönetici “adalete, ahlaki kurallara ve etik değerlere sıkı sıkıya bağlıdır.”
7- Etkinlik, verimlilik, tutarlılık, katılımcılık, hesap verebilirlik, şeffaflık gibi modern yönetime ait kavram ve kurallar, “Klasik Yöneticinin umurunda değildir.” Lider Yönetici modern yönetime ait “etkinlik, verimlilik, tutarlılık, katılımcılık, hesap verebilirlik, şeffaflık gibi ilke ve kurallara göre hareket eder.”
Evet, yazımın başında sorduğum soruyu tekrarlıyorum: “Klasik Yönetici mi, Lider Yönetici mi?
Cevap elbette bellidir. Vakit Lider Yönetici devridir. Artık, ister kamu yönetiminde, isterse özel sektörde olsun klasik yöneticiye değil lider yöneticiye ihtiyaç vardır. Artık eski usullerle yapılan yönetim şekli son bulmalıdır. Artık Lider Yöneticiler iş başına gelmelidir.
Tüm Dünya’da ve özellikle de Ülkemizde Lider Yöneticileri yetiştirmek ve işbaşına getirmek çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe umutla bakmaları ve mutlu yaşamaları için bize düşen en büyük sorumluluk ve en birinci görevdir.