İstanbul’un Fethi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. Turu
İstanbul’un fethi, tarihimizin en mühim ve en zirve zaferleri arasında yer alır. İstanbul’un fethi milletimizi ezelden ebede kadar onurlandıracak bir zaferdir. Bu gerçeği kimse inkar edemez. El Hak bu doğru.
Ancak bu doğrunun yanında bir başka doğru daha var ki, bunun üzerinde düşünmeye çağırıyorum sizi. Söylemek istediğim husus daha açık yazmak istiyorum. Bu zaferin yıldönümünü idrak ettiğimiz bu günlerde, İstanbul’un fethini yalnızca bir gurur vesilesi yapıp da, hamasi cümleler içerisinde kaybolmanın bize bir şey kazandırmayacağını söylemek istiyorum. Sizleri, bir seçim öncesinde, 28 Mayıs 2023 günü gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. Turu öncesinde, 1453 yılının öncesinde zafere giden yolda neler yapıldığını ve nasıl hazırlık içerisinde bulunulduğunu düşünmeye çağırıyorum. Sizleri 1453 yılının Osmanlı Toplumunda nasıl bir toplum yapısı içerisinde olduğumuzu düşünmeye çağırıyorum.
2023’ten gelin, 1453’e, hatta 1450’li yıllara gidelim.
Yani 570 yıl öncesine, 580 yıl öncesine gidelim.
Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin çarşıda tebdil-i kıyafet dolaşmaktadır. O zamanki Başkent Edirne’dedir. Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri İstanbul'un fethine girişmeden önce, halkını ve o zamanki toplumu imtihan etmek ister. Sabahın erken saatlerinde tebdili kıyafet ederek, Başkentteki bir çarşının bir tarafından girip, alış veriş yapmaya başladr. Birinci dükkana varıp birşey alır. İkinci bir şey istediğinde dükkan sahibi satış yapmaz. Fatih'i tanımıyordur dükkân sahibi. Fatih Hazretleri dükkanda mal olduğu halde neden satış yapmadığını sorar.
Esnaf: -Ben sana bir şey satmakla sabah siftahımı yapmış oldum, ikinci alacağını da karşıdaki dükkândan al. Çünkü o henüz siftah etmemiştir, der. Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri memnun olmuştur. O dükkana gider ve bir miktar mal alır. Bu maldan sonra ikinci bir alışveriş daha yapmak istediğini söyler. O dükkan sahibi de birinci dükkan sahibi gibi, ikinci malı satmayıp komşu dükkanın daha siftah yapmadığını belirterek o dükkana gönderir. Böylece Hazreti Fatih koca çarşıyı baştan sona kadar dolaşır. Hepsinde aynı tavır ve davranış, aynı kanaat ve tokgözlülük ile karşılaşır. Aldıkları erzakı, medresede ilim tahsil eden talebelere gönderir, kendisi de saraya gelip Allah'a şükür secdesine kapanır ve şöyle der Fatih: -Ya Rabbi sana hamdolsun. Bana böyle birbirini düşünen ve diğerkâm davranan bir millet ihsan ettin. “Ben bu milletimle değil Bizans'ı, dünyayı bile fethederim.”
İşte o zamanki toplum, bu ruh ve düşünce yapısına sahip ulvi bir toplumdu. O zamanki toplumda insanların gönülleri böyle yüce idi. Peki, 1453 yılındaki Osmanlı Toplumunu böyle yüce gönüllü yapan husus ne idi? Elbette, Devlet ve Millet kaynaşması ve dayanışması idi. Elbette, milletin gönlünü kazanacak adil ve ehil yönetim idi. Daha açık söyleyeyim, Osmanlı’nın kuruluş ve yükseliş döneminde, “önce milletin gönlü fethedilmiş, daha sonra diğer zaferler kazanılmıştır”.
İşte işin aslı budur. “Milletin gönlü kazanılmadan hiçbir zafer kazanılmaz.”
“Milletin gönlüne girmeden, ondan vergiyi tam olarak almak mümkün müdür? Elbette, hayır? Milletten tam vergi almadan, askerin ihtiyacı olan teçhizatı sağlamak mümkün müdür? Elbette, hayır. Askerin gönlüne girmeden, onu cepheye göndermek mümkün müdür?” Elbette mümkün değildir.”
Öyleyse, önce gönüller fethedilmelidir.
İstanbul’un fethinin yıldönümüne rastlayan bu günlerde, bir mühim seçim öncesinde, işte asıl bunda dikkat çekmek gerekir.
Ben de bu hususa dikkat çekerek, eski o günlerdeki toplum yapısına ulaşmayı sabırla beklediğimi ifade etmeliyim.
Bu Ülkede seçimler olur, birileri seçilir.
Elbette, Cumhurbaşkanı seçilen kişi ve milletvekilleri mühimdir.
Ancak ondan daha önemlisi, bu Toplum, nasıl Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin İstanbul’u fethinden önceki asil ve aziz bir Toplum haline getirilecek?
İşte bunun üzerinde kafa yormak ve seçimlerden sonra buna çalışmak gerekir.
Ben bu hafta sonu yapılacak seçimde seçilecek Cumhurbaşkanına ve geçen hafta seçilmiş yeni milletvekillerine işte bunu tavsiye ediyorum.
Gelin bu Toplumun, Fatih Sultan Mehmed Han dönemindeki Toplum olması için çalışıp da çabalayın. Yoksa bir dönem görev yapmış, yemiş-içmiş, hava-cıva atmış olarak gelip de gitmenin ne anlamı var?
Gelin bu bencil, kibirli, öfkeli, hoşgörüsüz, tahammülsüz Toplumu tam bir İslam Toplumu ve selam ehli yapmak için çanla-başla çalışın.
Selam ehli derken, elbette önce toplumda selamın yaygınlaşması ve Toplumdaki fertlerin birbirini tansın ya da tanımasın “birbirlerine selam vermesi, birbirlerinden selam alması” için çabalayın. Selam vermek ve almak, kâlpleri yumuşatır ve sevgi meydana getirir.
Selam nasıl yaygınlaştırılır? Elbette, iyilik ve doğruluk ile sevgi ve merhamet ortamında selam yaygınlaşır. Gelin, iyilik ve doğruluk ile sevgi ve merhamet Toplumu meydana getirin.
Selamın yaygınlaşması için ilk hareketi sen başlat.
İyi ve doğru ol, sevgi ve merhamet üzere yaşa ve sokakta gördüğünde, bir yere gittiğinde karşıdaki insana ilk selamı sen ver.
İlk hareket senden olsun. Karşındakinden ilk hareketi bekleme.
İlk hareket senden olsun.
Sevgi ve merhamet, hoşgörü ve tahammül senden olsun, iyilik ve doğruluk senden başlasın.
Affet, bağışla ve empati ile sempati içerisinde hareket et.
Size birisi hata mı yaptı, kusur mu işledi, buna karşılık sizin tavrınız şu olsun: “Özür dileyen cesurdur. Affeden güçlüdür. Unutan mutludur.”
Kişisel hataları, kusurları ve sorunları büyütmeyin ve özür dileyici, affedici ve unutucu olun.
Ancak Dininize, Vatanınıza, Devletinize, Ülkenize ve Milletinize yapılan hata ve kusurları unutmayın.
Evet, 28 Mayıs 2023 günü gerçekleştirilecek “Cumhurbaşkanlığı Seçimi” öncesi, bir kritik seçim öncesi, çok mühim bir seçim öncesi, 29 Mayıs 2023 günü kutlayacağımız İstanbul’un fethinin 570. Yıldönümü öncesi bunlara dikkat çektim. Bu mühim hususlara dikkat çektim.
Bu hususlara dikkat çektikten sonra, tarihimize en büyük zaferler kazandıran tüm Ecdadı ve bilhassa Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri ile Askerlerini ve ona destek veren O toplumdaki tüm ecdadı Rahmet ve Minnetle yadederim. Allah onlardan razı olsun. Bizleri onların yolundan ayırmasın. Amin.
28 Mayıs 2023 günü gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı Seçimi, aynı İstanbul’un fethi gibi, bir çağın kapanmasına ve bir yeni çağın açılmasına vesile olsun. Seçim sonuçları bu asil ve aziz Milletimiz için hayırlara vesile olsun. İnşallah seçim sonrasında Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin dönemimdeki Osmanlı Toplumuna ulaşmak üzere yeni bir nizam tesis edilsin.
14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir sonuç çıkmaması ve seçimlerin 2. Tura kalması, tam 29 Mayıs 2023 öncesinde seçimlerin gerçekleştirilmesi dahi bir hikmete ve bir mübarek sebebe istinat etmektedir.
Vesselam….