Güneydoğu'da üç gün beş il
İstikametimiz gidişte Kahramanmaraş'tan Diyarbakır, Siirt, Batman ve Mardin ve dönüşte de Şanlıurfa üzerinden Kahramanmaraş diyerek 23 Haziran 2021 tarihinde yola çıktık.
Maksadımız hem mübarek ve tarihi mekanları görmek, o kutlu mekanlarda dua ve niyazlarda bulunmak ve hem de Güneydoğu'muzda kısa süreli bir müşahedelerde bulunmaktı.
İlk durağımız Siverek oldu. Şanlıurfa'nın Siverek İlçesinde Ulu Camii ziyaret ettik. Ardından ikinci durağımız Diyarbakır'a yaklaşık 50 km uzaklıktaki Eğil oldu. Diyarbakır Eğil'de bir tepede (kabirlerin ilk yeri nehir kenarında iken yapılan baraj nedeniyle 1995 yılında taşındığı yeni yerinde) bulunan Hz. Zülkifl (as) ve Hz. Elyasa (as) Peygamberlerin kabirlerini ve Nebi Harun-i Asefi'nin kabrini ziyaret ederek dualarda bulunduk.
Bu mübarek yeri ziyaretten sonra o gece Öğretmenevinde geceyi konaklamak üzere Diyarbakır şehir merkezine gittik. Öğretmenevinde kalırken şuna dikkat ettim. Güneydoğu'muza Ülkemizin her yerinden ziyaretçi akını olduğunu ve turizmin çok canlı olduğunu farkettim. Bunu nereden mi anladım? Çünkü, öğretmenevinin önündeki araç park yerinde neredeyse Ülkemizin dört bir yanından gelen vatandaşlarımızı gösteren araba plaka no.larına şahit oldum.
24 Haziran 2021 sabahında Diyarbakır Öğretmenevinden ayrılış yaparak doğrudan Diyarbakır Sur İçlerinde yer alan tarihi ve kutsal mekanları ziyaret için Hazreti Süleyman ve 27 Sahabe Türbesini ve türbe yanındaki tarihi Camii ziyarete gittik. Diyarbakır'ın Hazreti Ömer zamanında fethinin nasıl ve ne büyük zorluklarla gerçekleştirildiğini o ziyaret sırasında bize anlattılar. Ziyaret yerlerinde bulunan bazı kişiler bu yerlerin tarihi hakkında büyük bilgiye sahip oluyorlar, onlardan konuyu dinlemek bize nasip oldu.
Hazreti Süleyman ve 27 Sahabe Türbesinden sonra o günkü ikinci durağımız Diyarbakır Ulu Camii oldu. Camiide bir müddet kaldık ve hatta tam denk geldiği için öğle namazını da cemaatle eda etmek nasip oldu. Diyarbakır Ulu Camii huzur bulduğum ve adeta ayrılmak istemediğim mübarek camiiler aarasında yer alır.
Camiiden çıktıktan sonra şehrin eski çarşılarında biraz gezdik ve dolaştık. Ardından hızlıca Siirt'e doğru yola çıktık. Diyarbakır'da bize eşlik eden Davut Artaguş ile Hasip Özalp Kardeşlerimi burada teşekkürle anmak istiyorum.
Siirt yolu istikametinde tarihi Malabadi Köprüsü üzerinde kısa süreli bir mola verdik. Malabadi Köprüsü görkemli ve çok eski bir köprü. Türkülere dahi konu olmuş bir mekan orası.
Malabadi Köprüsü, Malabadi Köprüsü.
Orda başladı bitti, şu garibin öyküsü.
Malabadi Köprüsü, Malabadi Köprüsü.
Orda başladı bitti, şu garibin öyküsü.
Karşıki aşiretten bir kıza gönül verdi.
Aşkı uğruna hergün o köprüye giderdi.
Siirtin dağlarında, uçan kuşu vururdu.
Aşkını düşündükçe öyle huzur bulurdu.
Off garibim off.
Off Garibim off.
Evet, o köprü üzerindeyken işte bu türküyü hatırladım.
Siirt Malabadi Köprüsünden sonraki durağımız Baykan İlçesindeki Veysel Karani Türbesi oldu. Bu türbede de dua ve niyazlarda bulunduk.
Siirt şehrine girmeden 24 Haziran 2021 günü akşama doğru istikametimizi Tillo Evliyalar diyarına çevirdik. Akşam güneş batmadan önce Tillo'daydık. Tillo esasında bizim üç günlük seyahatimizin ana mihenk noktası ve en başta gelen nedeniydi. Çünkü bu seyahate birlikte katıldığımız Kızkardeşlerim de esas olarak Siirt Tillo'yu görmeyi ve orada dualarda bulunmayı istiyorlardı. Ben bu tarihten önce de 2 defa Siirt Tillo'yu görmüştüm. O gün üçüncü kez Siirt Tillo'yu görmek nasip oldu.
Tillo'da öncelikle İsmail Fakirullah ve İbrahim Hakkı Hazretlerinin türbelerini ziyaret ederek dua ve niyazlarda bulunduk. Ardından da müzeyi gezdik. Müzede İbrahim Hakkı Hazretlerinin o zamanki tekniklerle imal ettiği ve astronomide kullandığı aletleri ve müzedeki diğer eserleri, birkaç kuşaktan Torunu Metin Toprak'ın anlatımı ile dinledik. Allah kendisinden razı olsun.
Müzeden sonra İsmail Fakirullah'ın kuyusu denilen mekanı gördük. Ardında Şeyh Memduh Türbesi'nde dualar ettik. Tillo'da türbelerde bize mihmandarlık eden Abdulhakim İlhan Ağabeyime ayrıca teşekkür ediyorum.
Tillo'dan sonra o geceyi konaklamak üzere Siirt Öğretmenevine yerleştik. Sabah erkenden Siirt'te büryan kebap yemek üzere anlaştıktan sonra, hepimiz üzere odalarımıza dinlenmek üzere geçtik.
25 Haziran 2021 günü erkenden uyanıp Büryan Kebap yemek üzere şehir merkezinde Büryancı Bahattin Usta'nın mekanına gittik. Bize bu mekanda ve Siirt'te eşlik eden Yusuf Kurt Kardeşimize hassaten teşekkür ediyoruz.
Siirt'te o gün ikinci durağımız, Eruh Yolu üzerindeki Delikli Taş (Rasıl Hacır) mevkiine gitmek oldu. Delikli Taş Botan Çayı'nı neredeyse 400-500 m yükseklikten gören bir tepedir. O tepede çok çok büyük bir oyuk (delik) var. Oradan kuşbakışı Botan Çayı'nı müşahede etmek çok müthiş bir güzellik ve büyük bir heyecan.
Siirt'ten ayrılarak istikametimizi Batman ve Mardin taraflarına çevirdik. Batman'da bir müddet kalıp Hasankeyf üzerinden Gercüş, Midyat ve Mardin'e doğru ilerledik. Hasankeyf olarak bilinen tarihi antik yerleşim yerinin tamamen baraj gölü içerisinde kaldığını müşahede ettik. Yeni açılan muhteşem geniş ve uzun köprüden geçerek Gercüş İlçesinden Midyat'a vardık. Midyat'ta biraz kalarak şehirde alışveriş yaptık. Ardından Mardin'e geçtik.
Mardin, muazzam bir tarih hazinesi. Eski evleri, daracık sokakları, yan yana camiiler ve kiliseler ile medeniyetler mozaiği bir kentimiz. Orada biraz şehir içerisinde kalıp alışveriş yaptıktan ve eski şehri gezdikten sonra yönümüzü doğrudan Şanlıurfa üzerinden Kahramanmaraş'a çevirdik.
Şanlıurfa'nın tam içerisinden gece vakti geçerek, sefere başladığımız İle, Kahramanmaraş'a (daha doğrusu, İlçem Pazarcık'a) 26 Haziran gece saat 1 civarında ulaştık.
Gezimiz tam olarak üç gün sürdü ve bu üç günde Güneydoğu'muzda beş İlimizi dolaştık. Maşallah. Seyahatimizin neden hızlı olduğunu merak edenler olabilir. Yaşlı Babamızı bakması için Ablamıza teslim etmiştik. Yaşlı Babam bizi merak etmesin diye erkenden dön dük ve hızlı bir seyahat gerçekleştirdik. Elhamdülillah.
Son bir not olarak şunu hassaten belirtmek istiyorum. Güneydoğu'muzun geniş duble yollar, yeni yeni yüksek binalar, ceviz, zeytin, fıstık, badem gibi ağaçlandırma faaliyetleriyle, pamuk, mısır, domates, çilek gibi meyve ve sebzecilikle oldukça gelişmiş ve iyi durumda olduğunu gözlemledik. Gerçekten de Güneydoğu gelişmiş ve zenginlikte Batı'daki birçok İlimizden daha ileride bulduk. Bunu bizzat görmek isteyenler bizim gibi böyle hızlı bir seyahat yapsalar yeterlidir.
Ülkemizin bütün şehir ve ilçelerinin böyle gelişmesini ve turizm yönünden ilerlemesini diliyorum. Herkese iyi ve hayırlı seyahatler.