Gündeme dair 11 başlık
1-Sekiz Köşeli Selçuklu Yıldızı: Dürüstlük, Şükür, Cömertlik, Sabır, Sır Tutmak, Şefkat, Sadakat ve Merhamet. (Tüm Dünya’daki insanların bu özelliklerle mücehhez hale getirilmesi ve herkesin bu hasletlere kavuşturulması için en başta Devlet yetkilileri olmak üzere herkes çaba göstermelidir.)
2-Türk’ün ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı. İsmi de, soyismi çok manidar. Alper, Türk'ü temsil, Gezeravcı, uzayı temsil. Maşallah. Güzel bir tevafuk, denk gelme bu. Sağ salim gidip gel Alper'im.
(Geçtiğimiz günlerde ilk defa bir Türk astronotumuzun uzaya gönderilerek çalışma yaptığına şahit olduk. Maşallah diyorum. Bu güncel gelişmeden onur duyuyorum. Bu gelişmeye vesile olan Devlet Yetkililerini başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere cümlesini kutluyorum)
3-Tüm Dünya’da McDonald isimli terörist İsrail destekçisi siyonist firma boykot edilirken Türkiye'de Futbol Federasyonu (TFF) tarafından Milli Takımlar sponsoru olarak o firmanın reklamı yapılıyor. Allah (cc) sizi ıslah etsin, Ey TFF yetkilileri!
4-En başta gençlerimiz olmak üzere herkese şunu tavsiye ediyorum. Menfaat için partiye gidin. Menfaatiniz yoksa parti kapılarının önünden dahi geçmeyin. Çünkü parti içindekiler de öyle yapıyor. Türkiye'de sırf fikir ve ideoloji için siyaset 1980'den sonra %50'ye, 2000'den sonra %0'a düştü. Durum bundan ibarettir.
(12 Eylül 1980 darbesinden önceki siyasi partilerin yapısını ve çalışmalarını hasbelkader gözlemlemiş biri olarak bu tavsiyede bulunuyorum. Elbette istisna kabilinden “menfaatsiz siyasi partilerde görev alanlar.” vardır. Sözüm elbette onlara değil)
5-Mahallede belalı bir tip olur. Ufacık cüce gibidir ancak beladır. Sağa-sola saldırır. O tipten herkes rahatsızdır. Ancak kendisi değil de bir başkasının o tipe saldırıp dersini vermesini bekler. En çok da o belalı tipin gıcık olduğu, cüssesi büyük sözde kabadayı birinden bir hareket beklenir. Ancak beklenti boşadır. Çünkü kimse belaya bulaşmak istemez. Mahalledeki zulüm devam edip gider.
“Ortadoğu mahallesinde” herkes, belalı tip terörist Siyonist İsrail’i İran bir vursa diye beklerken böyle bir teşbih aklıma geldi.
6-"Belediye Başkan Yardımcısı kadına saldırdı, küfretti ve boğazını sıktı.” (Bu haberi bizzat gördük ve medyadan izledik) Bunun yanında filanca idareci, emrindeki filanca memura saldırdı ve yaraladı şeklinde haberlerde gündeme düşüyor. Bu tür haberler çoğaldı. Maalesef.
Peki bu tür olayların yaşanmaması için ne yapıyoruz? Hemen soruşturma ve yargılama başlatıyoruz. Yani Biz hep sivrisinekleri yok etmekle vakit kaybediyoruz. Sivrisinek üreten ortamı kimse aklına getirmiyor.
Maalesef yöneticiliğin krallık hatta daha ötesi diktatörlük sanıldığı zamanlardan geçiyoruz. Bunun iki sebebi var: 1-İnsanlarımızı iyi yetiştirmiyoruz. 2-Haketmeyenleri hak etmediği görevlere getiriyoruz.
Bu bataklığı kurutmazsanız, insanlarımızı iyi yetiştirmezseniz, ehliyet ve liyakate bakmazsanız, yönetici ve vatandaş ile amir ve memur arasında daha çok şiddet haberleri duyarız.
Bu Ülkenin hukuk ve demokrasiyi ruhuna yerleştirmiş idarecilere ihtiyacı var, efelenenlere ve kabadayı davrananlara değil.
7-Filistin Davasına sahip çıkan İngiltere, Fransa, ABD, Almanya ve İspanya gibi Hristiyan Ülkelerde milyonlarca hür ses yankılanırken bizim Ülkemizden yükselen sesler cılızdır, hür değildir. O cılız sesler de hür ve bağımsız fikirden kaynaklanmayıp "zevahiri kurtarmak ve vicdanları rahatlatmak" adınadır.
Bu Ülkede niye hür ve bağımsız sesler yükselmez? Bunun nedeni şu satırlarımda saklıdır: Bu Ülkede sistemin izin verdiği kadar sesini yükseltebilirsin. Bu Ülkede sistem tarafından sindirilmiş, korkutulmuş ve adeta ense köküne bastırılarak yüzü yere eğdirilip kafasını kaldırmaya izin verilmeyen milyonlar var. (Kafalarımızı yukarı kaldırıp bir etrafımıza baksak Dünya’da ne olduğunu göreceğiz)
İşin aslı şu soruda gizli: “Düşünmekten dahi korkan milyonlarca kişinin yaşadığı bir Ülkede hür ve bağımsız Filistin'e destek gösterileri yapılabilir mi?”
8-"Ölüm daha merhametli" diyerek Filistin’de, Gazze'de bir çocuk ölmeyi tek kurtuluş görüyorsa lanet olsun bu Dünya’daki tüm hükümran güçlere! Bir tek vahşi Siyonist kalmamalı bu Dünya’da, hepsi yok edilmelidir. Çünkü onları biz bertaraf etmezsek, bir avuç vahşi Siyonist tüm insanlığı yok edecek.
Bunu tüm Dünya’ya haykırmak adına İngilizce de yazıyorum:
If a child in Palestine or Gaza sees death as the only salvation by saying "Death is more merciful", damn all the ruling powers in this world! There should not be a single wild Zionist left in this world, they should all be destroyed. Because if we don't eliminate them, a handful of wild zionists will destroy all humanity.
Evet, bundan sonra 3 başlıkta dua var. Dualarımız her daim gündemde ve her daim günceldir ve en büyük ihtiyaçtır. Üstelik dua bizleri değerli kılmaktadır.
Yüce Rabbim (cc) şöyle buyurmaktadır: De ki: "Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?" (Furkan Suresi, 77)
9-Şu anda Ankara'ya kar yağdıran Ey Allah'ım. Sana şükürler olsun.
Ey Allah'ım bir ihtiyacımız daha var. Ey Allah'ım tüm insanların üzerine kar yağdırdığın gibi merhamet, edep ve ar yağdır. Amin.
10-"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur." (Rad Suresi, 28)
Bu Dünya'da huzurun ve mutluluğun tek formülü: “Allah (cc) fikrini zihmimizden, zikrini dilimizden ve sevgisini de kalbimizden eksik etmesin.” Amin
11-"Üç dua vardır ki kabul olunmasında şüphe yoktur: Babanın çocukları için yaptığı dua, misafirin ev sahibine duası ve mazlumun zalimlere bedduası." (Hadis-i Şerif)
Ey Allah'ım bir Baba, bir misafir ve bir mazlum olarak el açarak istiyorum. Evlatlarıma hayırlı ve bol rızık ver. Uzun ve sağlıklı ömür nasip eyle. Bana iyilik yapanlara iyilik, sağlık ve selamet ver. Tüm masumları koru. Mazlumlara zulmedenleri kahreyle, mahvü perişan eyle.
Amin.