ELAZIĞ NOTLARI-2 / 15 Temmuz Kahramanı Fethi Sekin Elazığlıdır
Zengin su kaynakları, bereketli ve verimli toprakları, barajları, eski ve köklü Fırat Üniversitesi, Harput Kalesi, Hazar Gölü ve Gakkoş (ağabey, kardeş) lakabıyla anılan insanlarıyla meşhur güzel ve gelişen ilimizi anlatmaya devam ediyorum.
İlk bölümde tüm ülkemiz için geçerli olan deprem gerçeğinden ve Elazığ’da 24 Ocak 2020 tarihinde saat 20.55'te meydana gelen şiddetli deprem ve ardından şehirdeki konut yapımından bahsetmiştim. İlk bölümdeki yazımda Elazığ’ın ilçelerinden, Hazar Gölünden, Harput Kalesinden ve Hazar Baba Dağından söz etmiştim. Yazımın en sonuna doğru da Gakkkoş’ların giydiği sekiz köşeli kasketten bahsetmiştim. Yazımın en sonu şu şekilde idi: “Yazımın ikinci bölümünde inşallah Şehit Fethi Sekin başta olmak üzere yine Elazığ’ın değerlerinden ve özelliklerden bahsedeceğim.”
Evet, bu yazımızda öncelikle Şehidimiz Fethi Sekin’in hatırasını yadedelim, yiğit, gözü pek ve korkusuz Şehid Polis Memurumuzu başta rahmet ve minnetle anarak yazımızı sürdürelim. Şehidimiz Fethi Sekin Baskillidir. Bu ilçedeki mezarını ve yanında bulunan külliyeyi, müzeyi ziyaret ettik. Ben Şehidimiz mezarı başında bulunan hatıra defterine şiir yazarak anısına ithaf eyledim.
O şiirim şu şekildedir:
İnsanlar vardır, doğar, büyür, ölür.
İnsanlar vardır, vatan yolunda öldürülür.
Şehadet mertebesine yükselir, melekleri görür.
Allah için, Peygamber için şehadete yürür.
Ruhun şad olsun, şad olsun şehidim Fethi Sekin.
Peygamberlere komşu olsun ahirette yerin.
Evet, bu şiirimde de ifade ettiğim gibi unutulmaz, yiğit ve cesur kahramandır Fethi Sekin ve bir teröristin eylemini engellemek için kendi canını feda etmiştir. Birçok kişinin canını kurtarmıştır. Teröristin üstüne üstüne giderek teröristi öldürmüş ve kendisi de o sırada vurularak şehid olmuştur. Elazığ halkı aynı Fethi Sekin örneğinde olduğu gibi dinine, vatanına, bayrağına sahip çıkan ülkemizin doğusunda teröre sonsuza dek geçit vermeyecek bir İl’in vatandaşlarıdır. Ben Elazığ’da bunu gözlemledim. Elazığ halkı doğu ve batı arasında bu ülke için büyük güvence ve adeta bir kale gibidir. Allah cümlesinden razı olsun.
Şehidimiz Fethi Sekin’in ilçesi Baskil, bir geniş vadi boyunca uzanan yemyeşil bir coğrafyaya sahip bir yerdir. Elazığ’a göreve gelmeden önce, Baskil’in kayısı diyarı olduğunu bilmiyordum. Aroması en güzel, tadı en lezzetli ve cismi en iri kayısı en fazla Baskil’de yetişmektedir. Biz de kayısı mevsimin sonlarına doğru lezzetli kayısılardan tattık, elhamdülillah.
Baskil’in bir özelliği daha var ki o da Dünya’da tektir. Bu ilçede demiryolu hattı ilçenin içerisinden S harfi çizerek ve uzun bir hat boyunca ilerlemektedir. İlçede bir yerden bir yere taşıtınız ile giderken demiryolu hemzemin geçidinden birkaç kere geçiyorsunuz. Demiryolu hattını bir ilçenin içerisinden bu kadar uzun ve aynı yerden tekrar dolanarak ve adeta S harfi çizerek inşa edilmesi nedeni olarak dümdüz hat inşa edildiğinde trenlerin raydan çıktığını ve o nedenle
Keban ilçesini de gördük. Bu ilçemiz de Fırat’ın kenarında şirin bir ilçedir. Keban ilçesinde ala balık yemeği tavsiye edilir. Alabalığın kızartması, haşlamasını, buğulamasını bilirdim de kavurmasını Keban’da duydum. Tabi bu arada şu güzel haberi de de ifade edeyim, Elazığ’da tatlı su balığı ihracından önemli gelirler elde edilmektedir. Keban ve Karakaya Baraj göllerinin üzerinde kurulu 167 aktif işletme ile iç sularda en fazla alabalık üreten iller arasında Elazığ 1’inci sırada yer almaktadır. Bu alabalıklar başta Japonya olmak üzere Rusya, Hollanda, Almanya ve 25 Avrupa ülkesine ihraç ediliyor. Geçen sene ihracattan 29 milyon dolarlık bir gelir elde edilirken bu seneki ihracatın 50 milyon dolar olması bekleniyor.
Bu bilgiden sonra Elazığ seyahatimde ziyaret ettiğim ilçeleri anlatmaya devam edelim. Ağın ilçesini ziyaret ettik. Orası da küçük ve yeşillikler içerisinde tarihi bir ilçedir. Kovancılar ilçesi Bingöl yolu üzerinde gelişmiş ve nüfusu en fazla ilçe olarak güzel bir yer. Palu zaten meşhurdur. Palu’yu da ziyaret ettik. Palu ilçesi yerleşim yeri olarak çok çok eski tarihlere ta Asurlara kadar dayanır. Bir önceki yazımda da bahsetmiştim Sivrice ilçemizi de ziyaret ettik. Bu ilçemiz Hazar Gölü kıyısında ve Hazar Baba Dağı eteklerinde küçük bir ilçedir. 2020 yılının Ocak ayında meydana gelen depremden en çok etkilenen bir ilçedir. Bu ilçeyi de adeta yeniden baştan sona inşa edilmiş vaziyette gördük. Devlet tarafından deprem sonrasında birçok yeni konut yapılmış ve vatandaşların ikametine, kullanımına hazır hale getirilmişti. Allah Devletimize zeval vermesin.
Elazığ şehrinde görevli bulunduğum sırada eski birçok dostuma, arkadaşımı ziyaret etme fırsatı buldum. Eski dostlarımız yanında yeni dostluklar ve arkadaşlıklar kurduk. Bu da benim için güzel bir gelişme oldu.
Elazığ İlinde resmi kurum ve kuruluşlarımızın yetkilileri ile görüştük. Elazığ Valisi Mülkiye’den, aynı okuldan mezun olduğumuz Sayın Dr. Ömer Toraman’ı ve Fırat Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’ı ziyaret ettik. Elazığ’da eğitim seviyesinin ilk, orta ve yüksek tahsil olarak gelişmiş durumda olduğunu söyleyebilirim.
Elazığ ilinde de kendi yayınladığım kitaplarımı hediye etme faaliyetlerine devam ettim. Evet, beni tanıyanlar bu özelliğimi bilirler. Yayınladığım kitapları satmıyorum ve hediye veriyorum, Bildik ve bilmedik kim denk gelirse, yanımda o anda kitaplarım mevcut ise onları hediye ediyorum, Yüz civarında kitabımı iki ayrı koli halinde yayınevinden talep ederek Elâzığ’a iki ayrı vakitte getirttim ve hepsini orada arkadaşlarıma ya da denk geldiği yerde, karşılaştığım bir yerde Elazığlılara hediye ettim.
Elazığ’da şiirler de yazdım. Belki 5 belki, 10 şiir yazdım. Bir kısmı dört dörtlükten bir kısmı altı ya da daha fazla dörtlükte oluşan şiirler yazdım. Elazığ’ın edebiyat dünyasında ayrı bir yer vardır. Bir Şair yazar olarak bu açıdan da Elazığ’ın benim için ayrı bir yeri vardır. Elazığ hayran olduğum Edebiyat Ustası Rahmetli Yazar Ahmet Kabaklı’nın ve türkülerini severek dinlediğim Esat Kabaklı’nın memleketidir. Elazığ bir başka takdir ettiğim Sanatçı, Türkücü Fatih Kısaparmak’ın da memleketidir. Allah cümlesinden razı olsun.
Yeni hicri yılı da Elazığ’da karşıladık. Aşure Gününü yani 10 Muharrem 1444 tarihini nasip oldu Elazığ’da idrak ettik. Haydi hayırlısı.
Elazığ’da birçok mübarek kişinin medfun olduğunu düşünüyorum. Bu mübarek zatlardan Harput’ta Arap Baba’nın, Fetih Ahmet Baba’nın, Baskil’de Hasan Baba’nın kabrini ziyaret ederek dualar ettik ve ruhlarına Fatihalar yolladık. Sivrice’de Hazar Baba Dağı’nı ziyaret ettik. Ancak Hazar Baba diye bir zatın o bölgede türbesi ya da makamı olduğunu bilmiyorum. Bu hususta araştırma yapmadım. Hazar Baba isminde bir zat burada medfun mu diye sordum. Sanırım böyle bir zatın kabri ya da makamı yokmuş. Öyleyse bu Hazar Baba, Hızır Baba olabilir diye düşündüm. İçimde kuvvetli bir duygu ve düşünce var ki, Hazar Baba, Hızır Baba’dır. Hızır (as) ile karşılaştım mı? Bilmiyorum. Hızır ile karşılaşmayı ve kendisinden ders ve öğüt almayı isterim.
Elazığ’da Nadir Baba ve Uryan Baba isimli iki veli kulun daha medfun olduğunu öğrendim.
Elazığ’da Fethi, Fetih ve Fethiye ismine sık rastlanmaktadır. Bunda Fetih Ahmet Baba Türbesinin Elazığ’da mevcut olmasının etkisi var mı? Bilmiyorum. Bizim memlekette Ökkeş isminin yaygın olmasının sebebi Sahabe Efendilerimizden Hazreti Ukkaşe’nin (ra) ilimize yakın bir yerde, bir dağın tepesinde türbesinin ve makamının olmasındandır. Bu türbeye Kahramanmaraş ve civar şehirlerde yaşayanlar sık sık ziyaret ederek, adaklar keser, dualar eder ve hastalıklarına şifalar dilerler. En önemlisi çocukları olmayan evli çiftler buraya gelip adakta bulunup Yüce Rabbimizden (cc) dilekte bulunurlar. Ökkeşiye Türbesini ziyaret edip dua ve niyazlarda bulunup adak dileyen ve çocuklarının olması için Yüce Rabbimiz’e (cc) yalvaran çok kişi muratlarına ermiştir. Muratlarına eren o kişiler çocuklarına Ökkeş ismini vermektedir. O nedenle Kahramanmaraş’ta Ökkeş ismi çoktur. Maşallah. Yüce Rabbim mübarek mekan ve yerlerde bizleri mübarek insan ve Allah dostları ile karşılaştırsın. Dualarına nail eylesin.
Yazımın en sonunda Elazığ’ın en meşhur mahallesi Sürsürü’den bahsedeceğim. Bu mahalle de depremden etkilenmiş ve bu mahallede de yeni yeni binalar inşa edilmiş, geniş geniş yollar açılmış. Sürsürü Mahallesi dayanışmanın yaygın olduğu ve herkesin neredeyse birbirini tanıdığı nev-i şahsına münhasır çok hoş sohbet insanların ve yüreği güzel birçok insanın ikamet ettiği bir mahalle olarak yüreğimde yer etti. Sürsürü Mahallesinin sevilen ve bilinen isimlerinden, Elazığ’da eski yıllardan beri futbol ve spora hizmetleriyle tanınmış kişiler Mehmet Burçak, Suat Kenç ve Hemşehrim Yaşar Tokgözlü Ağabeylerim ile son gün uçak ile yolculuk etmeden önce hoş sohbet vakitler geçirdik. Allah cümlesinden razı olsun.