Beni bana bırakma ey Allah'ım
Aşağıda okuyacağınız şiir esasında içten bir duadır ve samimi bir dilektir. Yüce Rabbim kabul eylesin. Amin
Evet, şunu herkes yaşadıkça/yaşlandıkça daha iyi ve daha net anlar. Tabi akl-ı selim ise ve imanlı ise bunu anlar.
Nefsimiz ve benliğimiz bize en büyük düşman. Şeytan zaten ta Adem’den beri düşman.
Bu düşmanları tanıyan insan, işte bu duayı Yüce Rabbimize (cc) arz eder.
Ben de arz ettim.
Elhamdülillah.
Kabul olsun inşallah.
BIRAKMA EY ALLAH'IM
Hep fani şeyleredir arzum, hayalim.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Acizim, zayıfım, yanlışa meyyalim.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Bir gönlüm var ki, her tarafa akar.
Kararsızdır, yorulur çok çabuk bıkar.
Hiç laf dinlemez, kulağını hep tıkar.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Zalim bir nefsim var, merhamet etmez.
Her daim hamdır, olgunlaşıp yetmez.
Git desem başımdan, bir yere gitmez.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Düz yolu bırakıp eğri yolda yürütür.
Gözünü karartır, sanki kan bürütür.
Bir anlık öfkeyle zindanlarda çürütür.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Pişman olacak her haltı yedirtir.
Ondan sonra kahrolur, keşke dedirtir.
Başına geleceklerden titrer, tir tir.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Sanki kuduz bir köpek gibi kudurur.
Hep tehlike saçar, azgın azgın durur.
Cehennemde kendine yer kurdurur.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Cahildir bilmez dostunu, düşmanı.
Arkadaş bellemiştir hain şeytanı.
Ateşe doğru sürükler bu canı.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Şeytana, nefse, kör ve sağır gerek.
Onlara karşı ciddi durup ağır gerek.
Bu Dünya yerinde elbet sabır gerek.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Burası bana ait değil, sürgündeyim.
Hele bu çağda en zor, en zor gündeyim.
Ateşler yangınlar içinde, kor gündeyim.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Sandali uyanık ol, nefsini uyut.
Kötülüğü aklından sil ve unut.
Ey Yüce Rabbim elimden hep sen tut.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Beni bana bırakma Ey Allah'ım.
Amin.
Dua ve yakarışımızı samimi ve içten bir şekilde böylece Yüce Rabbimize arz ettik. Kabul oldu.
İnşallah kabul olsun.
Bu dua ve niyazımız kabul oldu ve huzur ile güven ruhuma doldu.
İnsan için işte gerekli olan budur. Allah’a tevekkül ve teslimiyet.
Tevekkül ve teslimiyet insanı o kadar huzurlu ve güven dolu yapar ki hiçbir şeyden korkmaz ve çekinmez.
Tüm Kainat Allah’ın emri ve gözetimi altında. Her şey O’nundur. Biz de O’na aitiz. Kul demek öyle geniş anlamlara sahip ki, Allah’ın mülküdür ve Allah’ın malıdır.
Yani bizler kul bilincine varmak zorundayız.
O bilince varan kişi işte şiirimde ifade ettiğim gibi “her şeyi Allah’a bırakır. Kendisini de Allah’a bırakır ve selameti böylece bulur.”
Yazımı iki ayet-i kerime, bir hadis-i şerif ve bir veciz söz ile noktalıyorum:
“Bilesiniz ki göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Dikkat edin, Allah’ın olacağını bildirdiği şey gerçektir; ama onların çoğu bilmezler. Hayatı veren de alan da O’dur; sonunda O’na döndürüleceksiniz.” (Yunus Suresi, 55-56)
“Allah'ım, sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim ve yüzümü sana döndüm. Allah'ım senin yardımınla mücadele ettim, beni dalalette bırakmaman için izzetine sığındım. Senden başka ilah yoktur, sen ölmeyen dirisin, insanlar ve cinler ise ölümlüdürler.” (Hadis-i Şerif)
“İman tevhidi, tevhit teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni (iki cihan mutluluğun) iktiza eder (gerektirir).” (Bediüzzaman Said Nursi)
Vesselam…