Arap düşmanlığı sinsi ve tehlikeli bir oyundur
Geçen gün sosyal medyada şöyle bir paylaşımda bulundum.
“Filistin'deki, Gazze'deki Siyonistlerce işlenen katliamları dahi görmezden gelerek ırkçılık yapıp Arap düşmanlığına soyunan her faşist, her ırkçı, bu ülke demokrasisi ve insan hakları açısından büyük bir tehlikedir.”
Evet, tırnak içinde yukarıda yazdığım husus ülkemizin geleceği ve demokrasisi için çok mühimdir.
Gittikçe belirginleşen ve çok rahatsız edici bir tehlike ırkçılık ve faşizm.
Bunu sosyal medyada da görüyoruz, şöyle bir gazete ya da televizyon haberlerini izlediğimizde de görüyoruz.
Ne olduğunu bilmediğim, ancak sosyal medyada karşıma çıkan bir kavram ya da yapay bir şekilde gündeme sokulan bir akım var.
“Tengricilik” diye bir akım var.
Bu akım hakkında hiçbir fikir sahibi olmasam da “Tengri” kelimesinin bugünkü Türkçedeki “Tanrı” sözcüğünün eski kullanış şekli olduğundan hareketle, onların eskiden Orta Asya’da inanış şekli olan Şaman inancıyla ilgili olduğunu tahmin ediyorum.
Tengricilik, zorlama ve yapay bir akım. Birileri maalesef gündemde tutmaya çalışıyor. O akımın temelinde de Arap düşmanlığı var.
Wikipedia’da Tengricilik hakkında bilgi var. Merak eden, oradan bakar ve öğrenir.
Ben Tengricilik hakkında bilgi vermeyeceğim. Bilgi vermeye değmez. Yalnızca şöyle bir bilgi vereyim. Biraz önce belirttiğim hususu bir kez daha belirteyim.
Tengricilik, Arap düşmanlığından kaynaklanan saçma bir akımdır. Bir akım ya da ilkel bir düşüncedir.
Adam, Türklüğü, Araplık ile o kadar birbirine zıt görüyor ve İslam’ı da Araplık ile o kadar özdeş hale getiriyor ki, bu iki yanlış ile “Tengricilik mengricilik” diye kendine göre bir çıkış yolu buluyor.
Halbuki Türklük ile Araplık birbirine zıt değil. Arap ile Türk’ü birbirine düşman gösterenler kasıtlıdır ve bu sinsi bir plana dayanmaktadır. Türkiye’de Arap düşmanlığı yapanlar, İngiliz Casus Lawrence’lerin oyununa gelmektedir.
İslam dini, yalnız Araplara has bir din değildir. İslam, evrensel bir dindir. Yalnız bir ırka ait bir din arıyorsanız o Yahudiliktir.
Yahudilerin ve İngiliz Casus Lawrence’lerin oyununa gelen bizim saf kardeşlerimiz, Türk ile Arap’ı birbirine zıt ya da düşman sanıyor.
Ey Türk Kardeşim!
Arap düşmanlığı, Yahudi oyunudur. Oyuna gelme. Arap halklarıyla hiç bir problemimiz yoktur. Arap yönetimleri Arap halklarından ayrıdır.
Arapların Türkleri sevmediği ya da düşman olduğu koca bir yalandır.
Arapların en sevdiği millet biz Türklerdir. Bizde de aynı sevgi vardır. Biz çocuklarımıza “Arap” ismini vermiş bir milletiz.
Örnek vereyim: Doğduğum yer Kahramanmaraş Pazarcık'ta rahmetli muhtarımızın ismi “Arap Gözlüklü” idi. Benim bir arkadaşım var. İsmi Arap'tır. Hatta “Hacı Arap'tır.”
Arap yönetiminde bulunan kişilerin yanlış tutumlarının faturasını Arap halkına kesiyoruz. Bu da yanlıştır.
Arap halkları ayrıdır, Arap yöneticileri ayrıdır. Benim de “Bazı Arap yöneticilerini sevdiğim söylenemez” Tabii Arap yöneticileri arasında takdir ettiklerim de var.
Bir söz var ya, “Bu da dahil tüm genellemeler yanlıştır.”
“Tüm İngilizler kötüdür, tüm Fransızlar iyidir” genellemeleri, söylemeye lüzum dahi yoktur ki yanlıştır.
Öyleyse hangi vicdansız, hangi izansız “tüm Araplar kötüdür” diyebilir? Bunu söylüyor ve buna inanıyorsa birisi, faşist ve ırkçıdır. Ve onlar insanlık için büyük tehlike teşkil etmektedir.
Evet durum bu kadar açık ve nettir.
Biz eskiden böyle değildik. Ne oldu bize? Bu ülkede Arap düşmanlığı ne zaman, nasıl başladı?
Arap düşmanlığının temelleri son 100 yıla dayanmaktadır.
Bu son yüzyılda ne olduysa oldu bizi Araplar ile problemli gösterdiler.
Uydurulmuş (güya) atasözleri ile bizi ayırdılar.
"Yalan söylüyorsam Arap olayım" gibi kimin uydurduğu belli olmayan atasözleri türedi.
"Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın yüzü." Güya bu da atasözüymüş.
Karmaşık ve zor durumlar için “Arap saçı gibi” diye bir sözü dilimize soktular.
Yıllardır bu yanlış bakış açısı ile Araplara hakaret ettirdiler içimizden bazılarını.
Maalesef, çok eski yıllarda yaşadığım bir mahallede köpeğinin adına "Arap" verenlere şahit oldum.
Arap kültürünü ve Arapları yakından tanıma fırsatı bulan bir arkadaşımın (Suudi Arabistan’da 5 yıl öğretmen olarak görev yapan İlhan Özdemir isimli bir arkadaşımın) şu sözünü burada hassaten belirtmek istiyorum.
"Arapların en sevdiği millet Türklerdir. Hatta öyle ki çocuklarının adlarına dahi "Türk" ismini verirler. Bu onlarda "temiz yüzlü" anlamına gelir. "Turki" demek temiz yüzlü demektir.”
Tekrar belirtiyorum: “Aşağılık İngiliz Casus şerefsiz Thomas Edward Lawrence'nin ve onun yolunda giden alçakların oyunlara gelmeyelim.”
Arap yönetimleri ayrı, Arap halkı ayrıdır. Bunun ikisi iyi ayırt edelim.
Bir milletin tamamına iyi ya da kötü diyemeyiz.
Bu noktadan hareket edelim.
Evet, durum bu. Hakikat bu.
Allah hepimize akıl ve feraset versin. Amin.
Arap düşmanlığı sinsi ve tehlikeli bir plandır. Yahudilerin ve Siyonistlerin bir planıdır bu. O alçaklar bu plan ile “bir taşla iki kuş vuruyorlar.”
Arap düşmanlığı ile;
1-Türkleri İslam’dan uzaklaştırıyorlar.
2-Ortadoğu’da Siyonistlerin zulmünü böylece gizliyorlar. Arap düşmanlığın yapmak suretiyle Siyonistlerin Araplara yönelik soykırımı gündeme dahi getirilmiyor. (Öyle Arap düşmanları var ki, Gazze’de ve tüm Filistin’de Siyonistlerin zulmünü haklı gören alçak şerefsiz mahluklar var).
Maalesef durum bu kadar vahim.