12 maddede Amerika Amerika Amerika

Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

Tüm Yazıları

Fırsatlar Ülkesi derler. Özgürlükler memleketi derler. “Dünyanın kaymağını yiyen Ülke” derler. “Vahşi kapitalizmin en acımasız uygulandığı Ülke” derler. Derler de derler. Gidip görmek kısmet olmadı. Kulaktan duyma ve kitaptan okuma bilgilerle tanımaya çalışıyoruz.

Amerika’dan bahsediyorum. Amerika derken de, Amerika kıtasından bahsetmiyorum. Çünkü bu kıtada onlarca başka Ülke var. Bahsettiğim Ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir. Kısaca ABD denilen yer.

ABD’den bahsedeceğim bu yazıda, madde madde belli başlı özelliklerini sıralayacağım.

Bu sıralama işine geçmeden önce “ABD, bir abd’tir.” Bunu belirteyim. (ABD, bir abd’tir, sözünün anlamını merak eden araştırsın)

Gelelim asıl konumuza. Aşağıda 12 maddede ABD hakkında bilgi mevcuttur.

1- ABD, coğrafi ve doğal güzellikler olarak Ülkemizin yanından bile geçemez. Kaliforniya Eyaletinin üç büyük kenti Los Angeles, San Fransisko, San Diego ile Nevada Eyaletinde Las Vegas ve civarları dümdüz çöl gibidir.

2- Evsiz ve aç insanlar özellikle Los Angeles ve San Fransisko'da oldukça fazla. Bu evsizler ellerinde “I am hungry ve I am homeless” (ben açım ve evsizim) yazan bir tabela tutuyorlar. Ancak ABD dilencileri kimseden bir şey istemiyorlar. Yalnızca birileri bir şey verdiklerinde alıyorlar.

3- ABD'lilerde saygı ve kurallara uymakta mükemmel bir nizam var. Markette kimse kasiyere sırası gelmediği halde yaklaşamaz. Yaklaşsa da kasiyer sorusuna dahi cevap vermez. Trafikte beklerken ayağınız ya da arabanızın tekeri sınır çizgisine değse anında uyarılıyorsunuz.

4- ABD'de hayvan ve sebze meyve üreten çiftlikler çok fazla. Bir çiftlikteki hayvan sayısı nerdeyse Ülkemizdeki hayvan sayısından fazladır. Bir çiftlikte üretilen narenciye de nerdeyse Antalya'nın tamamında üretilen portakal ve mandalinaya eşittir. (Bu sözlerde bir abartı olsa da sebze-meyve ve hayvan çiftliklerinin hacimlerinin ne kadar kapsamlı olduğu hakkında fikir veriyor)

5- ABD'de yol kavşaklarında yonca türü bir yol düzeni yok. Her yerde viyadük sistemi yol düzeni var. Bir kavşakta nerdeyse 20 katlı apartman büyüklüğünde sağdan-soldan, alttan-ortadan giden araba trafiği mevcut. Bu boyuttaki bir kavşak ve yol düzeni baş döndürücüdür.

6- ABD'deki sulama kanalları sanki bizim barajlarımız büyüklüğünde. Arabalar sulama kanalının üzerinden geçiyormuş. Sanki bir barajın üzerinden geçiliyormuş gibidir.

7-Trafikte 100 araç varsa, bu yüz aracın 90'ında bir tek sürücü var. ABD'liler bireysel yaşıyorlar. Aile ve akrabalık denen bir şey yok.

8- Los Angeles ve San Francisko'da apartman türü konutlar yok denecek kadar az. İnsanlar villa türü konutlarda yaşıyorlar. Evleri ile işyerleri arası da nerdeyse 100-150 km denilecek uzaklıkta.

9- ABD'liler nerdeyse evlerinde yemek yapmıyorlar. Yemekler ancak özel ve istisna günlerde evlerinde eş-dost ile birlikte yeniyor. Marketler sanki hazır gıda ve hazır yemek depoları gibi. Folyolar içince hazır gıdalar dolu. Bunları alıp da evlerinde mikrodalga fırına atıp da yiyorlar. Kahvaltı da yalnızca yumurta yiyorlar. Bizdeki olduğu gibi, peynir zeytin gibi yiyecekler kahvaltıda bulunmuyor.

10- Petrol oldukça ucuz. ABD’de su ve özellikle yemek fiyatları çok pahalı. Bu pahalılığa rağmen petrol çok ucuz. İnsan bu ucuzlukta arabasıyla her yeri gezmek için fırsat buluyor.

11- ABD, Dünyanın en büyük tüketim toplumudur. Bu noktada insan şunu düşünmeden edemiyor: “Dünya çalışıyor, ABD’dekiler yiyor.”

12- ABD’de ahlaki yozlaşma oldukça fazlaydı. Bu Ülkede kumar, fuhuş ve içkinin (üç büyük günahın) alenen ve hiçbir kurala bağlı olmadan işlendiği koskoca bir şehir kurmuşlar ve adına da Las Vegas demişler.

İşte ABD, olumlu ve olumsuz özellikleriyle ABD. “Olumsuz yanları yere batsın, olumlu yanları herkese örnek olsun İnşallah.”

Not: Yurtdışından dönen arkadaşlara, gittikleri yerle ilgili sohbet sırasında, “haydi bakalım 12 maddede sırala, 12 maddede özetle gittiğin Ülkeyi” diyorum. Tabi, karşıdaki kişi, anlatıyor. Bu 12 madde de olabiliyor, daha fazla da olabiliyor. Biz yazacaklarımızı 12 madde ile sınırlıyoruz. Bu yazı da Amerika’dan dönen bir dostumun anlattıklarından derlenmiştir.