Yerel basını anlamak için can kaybı mı gerekiyor?
İzmir’in göbeği Alsancak'ta önceki gün vahim bir olay yaşandı.
Konak'a bağlı Alsancak'ta, önceki gün yoğun yağış sırasında yoldaki su birikintisinden karşıya geçmek isterken elektrik akımına kapılan Özge Ceren Deniz ve onu kurtarmak isteyen İnanç Öktemay hayatını kaybetti. Her iki vatandaşımıza da Allah’tan rahmet diliyorum.
***
Şehirlerde yerel yöneticilerin sorumluluğu bir hayli fazla olsa da bazı yöneticiler, halktan aldıkları oy desteği ile "her şeyi yapma" ya da "istediğini yapmama" gibi bir hakkı kendisinde görebiliyor.
Alsancak Cumhuriyet Caddesi'ndeki elektrik kaçağı olduğu iddiaları iki gündür en çok konuştuğumuz konu oldu. Nasıl olmasın ki! İki gencecik insan, ihmaller nedeniyle hayattan koptu. Şimdi sorumlular aranıyor!
Böyle durumlarda akla ilk gelen isimler, yerel yöneticiler ve firma yetkilileri oluyor. Verilen ilk demeçlerde "Bu işin sorumluları kimse bulunmalı, hesabı sorulmalı." gibi beylik laflar ediliyor ama giden canlar geri gelmiyor... İnsan canı bu kadar ucuz mu, buna kaza diyebilir miyiz?
***
KENT GAZETECİLİĞİ
Buradan hem kent gazeteciliği yapan meslektaşlarımıza hem de yöneticilere önemli mesajlar çıkıyor. Keşke bu mesajlar hayatını kaybeden insanların yaşadığı trajik olaylar üzerinden alınmasa ama...
1-Kent haberciliği, asıl haberciliğin kaynağıdır.
2-Kent haberciliği, sorunların yerinde tespiti, çözümler için birer çağrıdır.
3-Kent gazeteciliği, bizzat o şehirde yaşayarak şehri bilmektir.
Kent haberciliği yapan meslektaşlarımızın yaptığı haberleri küçümseyen, onları dikkate almayan, sözümona burunları havada gezen yöneticiler, ancak bu tür elim hadiseler yaşanınca "yerel basın"ı dikkate almaya başlıyor. Oysa yapılan uyarıları dikkate almamak, yazılan haberleri görmezden gelmek bu tür cinayetlere ortak olmaktır. İzmir'de yaşanan da bir cinayettir.
Nitekim, İzmir'deki kent gazetelerinden biri olan Ege Telgraf, beş yıl önce “Çözüm için illa biri mi ölmeli!” diye tehlikeye dikkat çekmiş...
Gazetecilikte olayın fikri takibi önemli olduğu kadar bunları dikkate almayan yöneticilerin sorumluluğu da bir hayli büyüktür.
Çünkü PR açısından yaygın basına (ulusal basın) para bile vererek yaptıramayacağınız yol, kaldırım, temizlik, altyapı haberlerini kent gazeteciliği yapan meslektaşlarımız büyük emeklerle takip ediyor, özveri ile yazıyor ve gündeme getiriyor... Ancak birçok yönetici, kurum, kuruluş bu emekleri ya bir "teşekkür" ile geçiştiriyor ya da olumsuzluğa dikkat çekildiği için "Bunu neden haber yapıyorsunuz?" siteminde bulunuyor! Oysa gazeteciler gördüğünü yazar...
YÖNETİCİLERE ÇAĞRI
Buradan kent yöneticilerine bir kez daha çağrı yapıyoruz: Sorumluluğunuzun farkında olun, kent gazetelerini, yerel basının yazdığını, şehrin nabzını tutan meslektaşlarımızın iyi niyetini lütfen dikkate alın! Giden canlar bir daha geri gelmiyor... Yazılan ve yapılan haberler ise arşivde yerini alıyor...