Adem Yavuz Irgatoğlu

AK Parti'nin Ankara'daki önemli isimleri yeni görevleriyle dikkat çekmeye devam ediyor. Daha önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi Eski Güdül Belediye Başkanı Hava Yıldırım, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdür Yardımcısı görevine getirilmişti. (Bu atama ile ilgili Resmi Gazete kararını hâlâ görmüş değilim.)

İkinci önemli atama ise AK Parti'nin 31 Mart'taki Çankaya Belediye Başkan Adayı Duhan Kalkan'da olmuştu. Kalkan, Temmuz 2024'te Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreterliği görevine getirildi. Seçimler kaybedilip atamalar hızlanınca o zaman şu soruyu sormuştuk: Asım Balcı ve Murat Köse'ye görev verilecek mi?

Asım Balcı sorumuza yanıt bulduk. Eski Altındağ Belediye Başkanı ve 31 Mart'taki AK Parti Mamak Belediye Başkan Adayı Asım Balcı'da iki önemli gelişme yaşandı. Birincisi daha önce "Doçent" olan Balcı, "Profesör" ünavnını aldı. İkincisi ise Asım Balcı, Eylül 2024'te Ankara Medipol Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürlüğü görevine getirildi.

Ankara'da nüfus bakımından en büyük ikinci ilçe olan Keçiören, AK Parti'nin kalesi olarak biliniyordu. Öyle ki Ankara'da herkese nasip olmayan Sn. Turgut Altınok'a nasip olmuştu. Altınok, iki dönem aradan sonra yeniden AK Parti'nin adayı olmuş, milletin yüzde 60'tan fazla oyunu alıp Keçiören Belediye Başkanlığı görevine getirilmişti.

31 Mart seçimlerinde Ankara'da tüm dengeler altüst oldu. CHP hem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını korudu hem de 16 ilçeden belediye kazanarak bir ilke imza attı. Bu ilçeler arasında en çok merak edilen ise Keçiören oldu.

Nüfusu 900 bini geçen Keçiören herkesin gözdesiydi. Sn. Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde Keçiören'de ikâmet ediyordu. Bu nedenle bu ilçe AK Parti için ayrı bir önemdeydi. CHP bu önemi Sn. Mansur Yavaş ile fark etti, yüzde 48 oy alan Sn. Mesut Özarslan ile kazandı. Seçim öncesi Mansur Yavaş, "Keçiören pastanın üzerindeki çilek olacak." demişti, öyle oldu. Keçiören kazanıldı... Keçiören Belediyesinin 2025 bütçesi ise 5 milyar 500 milyon TL oldu.

Türkiye’nin yoğun siyasi gündeminden ve Ankara'nın kulislerinden "uzaklara giderek" bir yazı yazmak istiyorum bu sefer. Uzaklara desek de mekân olarak çok fazla uzağa gidemiyoruz aslında. Yine Başkent'te Hacı Bayram'dayız... Ankara'nın manevi atmosferinin kalbi olan Hacı Bayram'da "uzaklara giden dostları" anmak için bir aradayız.

Dost sohbeti vesilesiyle gittiğim Araştırma ve Kültür Vakfı (AKV) Ankara Şubesinin düzenlediği "26. Gurbetten Sılaya Göç edenler" programı bizi bir kez daha uzaklara götürdü. Her bir tuğlasında büyük fedakârlıklar olan, Şeyh İzzetin Türbesine komşu konumda bulunan AKV Ankara Şubesinde her taraf kardeşlik kokuyor.

***

Ankara deyince akıllarda başkent olması, 'devlet baba' pozisyonu, hükümet etme şehri, ülkenin idari merkezi, siyaset kazanının kaynadığı kulisler, öğrenci ve memur kenti; denizi olmayan ama grisi bol olan bir şehir canlanıyor...

Bu sefer Ankara'ya farklı bir bakış kazandırıldı. Kanal D'de yeni bir dizi başladı... Annem Ankara... Çarşamba günleri ekrana geliyor... Hayatı konu ediniyor... İlk bölümü bir gün sonra, gecikmeli izleme imkanı buldum... Başrolünde başarılı oyuncular Bergüzar Korel ve Mehmet Günsur yer alıyor.

Korel'i en son Ankaralı Oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ile rol aldığı Karadayı dizisinde izlemiştim. Ankara üzerine çekilen bir dizinin başrolünde gözler bir Ankaralı oyuncu aramıyor değil.

Türkiye iki haftadır Ankara Büyükşehir Belediyesinin konser harcamaları ve Mansur Yavaş'ın açıklamalarını tartışıyor. Hal böyle olunca Ankara kulisleri de fokur fokur kaynıyor. Herkes pozisyonunu belirlemek için mevzilenmiş durumda.

Yerel seçimlerin üzerinden henüz bir yıl bile geçmemişken, belediyelerin tartışılması, bazı başkanların şehirlerine odaklanmak yerine gözlerini başka makamlara çevirmesi siyasetçilerin konumlanacağı adresleri de işaret ediyor.

Öyle ki yapılan açıklamalar, harcanan paralar, ortaya konan belgeler "Konser bahane, siyaset şahane!" dedirtecek türden. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı olma arzusu artık sır değil. Son zamanlarda yapılan tartışmalar, "sağlı sollu saldırılar" tam da bu sürecin taşlarını döşüyor.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin TBMM'de DEM Parti yöneticilerine uzattığı el, zaman içinde yumruğa dönüştü. Neden yumruk diyorum? Çünkü Sayın Bahçeli'nin 22 Ekim'deki grup konuşmasında dikkat çeken bir kare daha vardı. Öcalan tartışması bunu gölgede bıraktı... Bahçeli'nin sağ elini yumruk yaparak verdiği fotoğraf önemli anlamlar içeriyordu... "Bu eli tutmazsanız devletin yumruğu tepenize iner!" mealinde de yorumlandı. Biraz öyle de oldu...

***

Türkiye yeni bir parti daha kazandı. Öncelikle siyaset için hayırlı olsun. Yavuz Ağıralioğlu'nun kurucu genel başkanı olduğu Anahtar Parti'nin (A Parti) lansman toplantısı bugün ATO Congresium'da yapıldı. "Parti tutar mı?" endişesi taşıyanlar için Sayın Ağıralioğlu özellikle basın mensuplarına duygusal bir davette bulundu. Bizler de o davete icabet edip partinin tanıtımını ve Genel Başkan'ın mesajlarını yerinde takip ettik.

Partililer erken saatlerde ATO Congresium'da toplanmaya başladı. ATO'nun girişinde "Başlıyoruz" sözleri bankoların önünde, koridorlarda bolca yer aldı. 12.30 gibi içeri alımlar başlayınca salon kısa sürede doldu. Programın ana sloganı "Ortak akıl, ileri Türkiye" oldu. İçeride partinin tanıtım müzikleri seslendirilirken "Geliyoruz el ele bir olmaya", "Geliyoruz halkın sesi olmaya" "Korkacaklar" vurgusu ile "Yavuz Ağıralioğlu, yanında bin adamla" sözleri dikkat çekti. Farklı tarzlarda hazırlanan şarkı ve türkülerde önemli atıflar vardı: Vatan, bayrak, şehit, toprak, iktidar...

Sahnede hassas burunlu köpek ile güvenlik kontrolleri yapıldı. Logodaki anahtar, türkü sözlerinde de yer buldu. Salonda yer bulamayan davetliler merdivenlere oturmak zorunda kaldı... Programın başlama saati 13.00 olarak duyuruldu ama Genel Başkan salona saat 14.00'da geldi...

İYİ Parti, 7 yıl önce bugün siyaset sahnesine adımını attı. O günden bugüne birçok badire atlatıldı. Kurucu Genel Başkanlığını tecrübeli siyasetçi Meral Akşener üstlendi. 6 yıl partiye liderlik eden Akşener, son seçimlerde bütün riski aldı. "6'lı Masa"ya oturması ve kalkması, yeniden masaya dönmesi Sayın Akşener'in aktif siyasetine mal oldu.

Şimdi görevi Müsavat Dervişoğlu üstlendi. Kongre yapıldı, üç aday yarıştı. Koray Aydın, Mehmet Tolga Akalın ve Müsavat Dervişoğlu... Sayın Akşener, Sayın Dervişoğlu'nu destekledi, delegeler ise Dervişoğlu'ndan yana tercih kullandı.

27 Ekim Pazar günü İYİ Parti 7. yaşını Ankara Atatürk Spor Salonu'nda kutladı. Programa katılım bir hayli yoğundu. Programa İYİ Parti Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener eşiyle katıldı. Ön sıralarda kongredeki rakip Mehmet Tolga Akalın da yer aldı. Salona asılan pankartlarda "Adaletin Peşinde Dervişoğlu" "Anamızı da aldık geldik", "Adalet peşinde" pankartlarının yanı sıra "İktidara doğru Dervişoğlu" sloganları atıldı.

Türkiye'nin NASA'sı olarak bilinen Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'ne (TUSAŞ) yapılan hain terör saldırısı ülkenin gündemini bir anda değiştirdi.

Terör saldırısının yaşandığı saatlerin biraz öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi koridorlarında herkes MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan çıkışını anlamaya çalışıyordu. Gazeteci meslektaşlarımızla sohbet ederken 'Kimse bir şey anlamadı' değerlendirmeleri yapıldı sıklıkla... Meclis kulislerinde milletvekilleri 'Bu çıkışın arkasından ne gelecek acaba?' sorusunu birbirlerine soruyordu.

***

Türkiye yılda yaklaşık 600 bin ton nohut üretiyor... Nohut, Türk tarımının önemli ürünlerinden biri. Nohudun işletilerek leblebi haline getirilmesi ise çerezlerin ana maddesini oluşturuyor. Yemeklerden çerezlere kadar birçok alanda kullanıyoruz nohudu.

Düğünlerde 'yemiş paketleri' yapılırken içine en fazla leblebi eklenir, çay sohbetlerinde sehpaları süsler, tatlısı, tuzlusu, biberlisi, kavrulmuşu saymakla bitmez... Her biri ayrı tat, ayrı lezzet...

Yolumuz Güdül'ün Leblebiciler Sokağına düştü... "Selamünaleyküm!" deyip sorduk: "Leblebinin başkenti Güdül mü Çorum mu?" Biraz tebessümün ardından konuya girdik İsmail Usta ile... Sohbetimize geçmeden önce biraz Güdül'den bahsedelim...

Ankara'nın Başkent Oluşunun 101. Yılı... Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve eşi Nursen Yavaş'ın ev sahipliğinde düzenlenen bir resepsiyonla kutlandı.

Resepsiyona önemli isimler katılınca, kulisler de bol oldu. Elbette gözler bazı isimleri de aradı.

Geçen sene Ankara Kızılay'daki Başkanlık Konutunda gerçekleşen resepsiyon yerel seçimlerin arifesine denk gelmişti. Kulislerde seçim sesleri yükseliyordu... Bu sene 101. yılda kulisler biraz daha farklıydı. Anketlerde Mansur Bey'in önde çıkması... Kabinedeki olası değişiklik... Süleyman Soylu ve Faruk Çelik isimleri... Birçok masada önemli isimlerle temasımız oldu, onları birazdan aktaracağım ama önce genel bir değerlendirme yapalım.

Başkent Ankara'nın ulaşımındaki trafik gibi siyasi trafik de baş döndürüyor. Yeni yasama dönemi açıldı... İlk gün milletvekilleri en şık kıyafetleriyle Genel Kurulda boy gösterdi. Meclis koridorları tıka basa doldu. Devlet Bahçeli "bir el uzattı", siyaset alevlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıktı, "İsrail ve tehdit" dedi, muhalefet zıpladı... "Kandırılıyoruz." diye...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve bir grup vekil, Genel Kurulda Cumhurbaşkanı'nı ayakta karşıladı... Tabular yıkıldı derken... Özel'e ilk oklar yine CHP'den fırlatıldı... Türkiye'de "ılımlı siyaset" bir türlü "alıcı" bulmuyor vesselam...

***

Türkiye seçim tartışmalarını 'seven' bir ülke haline geldi. Milletin günlük yaşantısında karşı karşıya kaldığı problemlerin ilacı olarak seçim görülse de aslında bunun pek de ilaç olmadığı yüksek sesle dillendiriliyor.

Toplu taşıma araçlarında her gün birçok emekli amcamızın, teyzemizin "12 bin 500 TL emekli maaşı mı olur, insanlarla alay ediliyor, hakkımızı helal etmiyoruz!" serzenişini duyarak yolculuk ediyorum.

Çok sayıda öğrencinin "Sabah erkenden okula gidiyoruz, okuyup ne yapacağız? Üniversite bitirmek bile artık iş garantisi vermiyor!" serzenişine şahitlik ediyorum.

Türkiye'de birçok sorun var. Başkent Ankara'da daha fazla sorun var. Kimse bunları konuşmuyor, varsa yoksa "2028 seçimlerinde cumhurbaşkanı kim olacak?" dedikodusu yapılıyor. Peki, vatandaş ne istiyor? Bunu düşünen 'yok!'

Yatıp kalkıyoruz anayasa tartışması. Öğlen olunca cumhurbaşkanlığı adaylığı, akşam olunca Mansur Yavaş mı Ekrem İmamoğlu mu? Ertesi gün aynı kısır döngü devam ediyor.

Türkiye'de en güvenilir kurumlar anketi yapılıyor. Açıklanan sonuçta adalet yerlerde geziyor. Gözbebeğimiz ordu birinci sırada, başımızın tacı polislerimiz ikinci sırada yer alıyor. Vatandaşlar, Cumhurbaşkanlığına güvende önemli bir mesafe almış ama...

Başkent Ankara'da yaz sessizliği yerini sonbahar ile siyaset kulislerine, yeni atamalara, görev almak için verilen mücadeleye ve silahlı saldırı haberlerine bıraktı.

Ağustos ayının bitmesiyle Ankara'da yeni belediye başkanları konser, etkinlik ve diğer programlarda boy gösterirken; eski başkanların ise nerede olduğu merak konusu.

Önceki dönemin etkili ve kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerden Turgut Altınok, Murat Köse, Asım Balcı ve Alper Taşdelen ortalardan "kayboldu." Sayın Başkanların nerede olduğuna birazdan değineceğim ama önce müsaadenizle yeni gelişmelere bakalım.

Keçiören Belediyesinin ev sahipliğinde Başkent Ankara bu hafta sonu ata sporumuz olan yağlı güreşlere sahne oldu.

Türkiye çapında geniş kapsamlı ve başarılı bir organizasyona imza atıldı. Etkinliğe katılan yüzlerce güreşçinin kıyasıya mücadelesinden ziyade, protokolde yer alan isimler daha çok konuşuldu.

Milli gururumuz Taha Akgül'ün ismi verilen Karakucak Güreşleri'ndeki o fotoğraf karesi birçok mesaj içeriyordu. O mesajlara geçmeden önce şu notu bir notu hatırlatalım...

Rahmetli Süleyman Demirel'in kullandığı sözü bir kez daha hatırlayarak başlayalım yazıya... "Türkiye'de siyaset için 24 saat uzun bir süredir." Ülkemizde seçimleri konuşmak herkesin hoşuna gidiyor nedense? Hele 2028 seçimleri için yapılan planlar, kurulan oyunlar, hazırlanan senaryolara bakınca seçim sohbetlerinin tadından doyum olmuyor.

Başkent kulisleri bir taraftan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki 'gizli' rekabeti konuşurken; bir yandan da CHP'de hazırlanan senaryoların şifreleriyle yankılanıyor. Telefonlarımızı arayan dostlarımız neler anlatıyor neler...

***

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Mehmet Doğan ağabeyi emaneti teslim edince, ardından herkes güzel kelâm etti. Biz de rahmetli Mehmet ağabey ile Ankara'ya geldiğim yılların başında 2006 veya 2007'de tanışma imkanı bulmuştuk. O günden sonra aramızda güzel dostluk oluştu. Türkçeyi, gazeteciliği, Mehmet Âkif'i, Ankara'yı ondan çokça dinledik ve onun eserlerinde okuduk, konferanslarında notlar aldık.

Mehmet ağabey ardında mücadele dolu bir ömür bıraktı. Vefatından sonra binlerce paylaşım yapıldı, devlet arkânı Mehmet Doğan'ın cenazesinde saf tuttu ve Âkifçe bir hayat yaşayan Mehmet Doğan ağabey, Tâceddin Dergâhı’na defnedildi.

Ankara'da yaşayıp, Başkent'te gazetecilik yapmak isteyen biri eğer Mehmet Doğan'ın "Ömrüm Ankara" kitabını okumadıysa büyük bir eksiklik içindedir. Çünkü Mehmet ağabey çocukluğu Ankara'nın sokaklarında geçen, Ankara'ya dair bir bakışı olan, şehrin kimliğine kafa yoran, geçmiş dönemde yazdığı eleştirel yazılarla birçok kez Ankara Büyükşehir Belediyesinin davalarına konu olan kıymetli bir isimdi. Duruşundan asla vaz geçmedi.

Haberciliğin kaynağını oluşturan yerel basın Türkiye'de son yıllarda önemli bir mesafe kat etti. Hayata geçirilen yasal düzenlemeler, gazeteler tanınan resmi ilan hakları, gazete çalışanlarına İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartları; Basın İlan Kurumu tarafından geliştirilen yönetmelikler ve uygulamalar sonucu yerel basın farklı bir sürece girdi.

1 Nisan 2023'te yeni bir yolculuğa çıkan yerel basın, nicel ve nitel denetimlere tabi tutulmaya başladı. Bu durum, basının daha kaliteli içerik üretmesine, daha fazla insan istihdam edilmesine ve yaygın medyaya kaynaklık oluşturmasına katkı sundu. Yerel basında bu olurken; Basın İlan Kurumu tarafında da bir dizi yenilik hayata geçti.

Basılı gazetelerde birleşme süreci devreye girerken, internet haber sitelerinde ise "tık" ve "baraj" dönemi başladı. 1 Nisan 2023'te başlayan 6 aylık sürede işi hakkıyla yapanlar bu sınavı başarı ile geçti. Ardından "ek süre"ler devreye girdi ve diğer internet siteleri de yavaş yavaş sisteme dahil olmaya başladı.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye'nin İran'ın başkentinde suikasta uğraması ve ardından Türkiye'de paylaşılan taziye mesajlarının Instagram tarafından sansürlenmesi yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Instagram'ın birkaç gündür erişime kapatılmasına yapılan yorumlara bakınca sanki hayat damarlarımızdan biri tıkanmış gibi oldu. Adamlar meğerse ne büyük iş(!) yapıyormuş!

Neden mi?

Instagram üzerinden kazanç elde edip geçimini sağlayanları anlıyorum ama sosyal medyada iki hanımefendinin paylaştığı video dikkatimi çekti:

Türkiye'de 50 binin üzerinde muhtar var. Her seçim döneminde seçim yarışının en sert geçtiği alanlardan biri de muhtarlıklar oluyor. Son dönemlerde muhtarlara sağlanan imkanlar ve muhtarlıklardan alınıp e-Devlet üzerinden sunulan hizmetler bu görevi daha da cazip hale getirdi. Peki, seçimden sonra gündeme gelen muhtarlıkların kaldırılması olayı ne durumda? Bu konuya gelmeden önce, müsaadenizle geride kalan hafta için Ankara'nın fotoğrafına bakalım.

***

Ankara'da belediye başkanları ile personelin yemek yeme geleneği başladı. Aslında olması gereken ama nedense bu dönem hatırlanan ve önemsenen, hatta büyük bir bahtiyarlıkla paylaşılan "Belediye başkanı ve personelin birlikte yemek yeme geleneği" Ankara'da hızlandı.

Ankara'da kutlamalar, dedikodular, "skandallar", kazalar, ihmaller ve kulisler bir türlü bitmiyor. Hepsine sırasıyla geleceğiz ama önce 15 Temmuz diyelim...

Başkent Ankara, haftaya 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü ile başladı. 15 Temmuz'un yıl dönümünün adresi her zamanki gibi yine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi oldu. Her geçen yıl 15 Temmuz'a olan ilginin ve heyecanın azaldığını görüyorum. 15 Temmuz'un "kaymağını" (tatilini) yiyip, gerisini unutmaya başladık gibi... Biz unutmadan bir kez daha bu cennet vatan uğruna şehadete erişenleri rahmetle, gazilerimizi minnetle analım...

15 Temmuz etkinliklerinde sahada olup vatandaşlarla hasbihal eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık ve Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Duhan Kalkan'ı alkışı hak eden isimler olarak buraya not edelim...

Başkent Ankara, devlet yönetiminin merkezi olduğu kadar atlatılan badirelerin de merkez üssü konumunda. Sekiz yıl önce bugün Türkiye, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. O gece verilen mücadelede 252 şehit ve binlerce gazinin kanı aktı. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Yaşananlardan ders alınmasını ve bir daha bu cennet vatanımızda böyle hadiselerin yaşanmamasını temenni ediyoruz.

***

Geride bıraktığımız hafta Ankara'da birçok gelişme yaşandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul ile Ankara arasında yapılacak olan Süper Hızlı Tren projesinin detaylarını paylaştı. Projeye göre, Ankara-İstanbul arası seyahat süresi 80 dakikaya düşecek. Bu tren hattı Ankara-Beypazarı-Nallıhan-Akyazı güzergâhından geçerek Adapazarı ve Kocaeli'ne; oradan da İstanbul Söğütlüçeşme'ye ulaşacak. 2025 yılında tamamlanması planlanan proje Ankara'mıza ve ülkemize hayırlı olsun.

İzmir’in göbeği Alsancak'ta önceki gün vahim bir olay yaşandı.

Konak'a bağlı Alsancak'ta, önceki gün yoğun yağış sırasında yoldaki su birikintisinden karşıya geçmek isterken elektrik akımına kapılan Özge Ceren Deniz ve onu kurtarmak isteyen İnanç Öktemay hayatını kaybetti. Her iki vatandaşımıza da Allah’tan rahmet diliyorum.

***