EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak’tan çağrı: “Mevsimlik tarım işçilerinin ötekileştirilmesi ve adaletsiz koşullar son bulmalı!”
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, mevsimlik tarım işçilerinin karşılaştığı ağır çalışma koşullarına ve yaşadıkları ötekileştirme sorunlarına dikkat çekerek, bu işçilerin ayrı bir sendikada örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Tüm Köy-Sen Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım, sağlık, eğitim ve güvenli gıdaya erişim gibi temel haklardan yoksun olduklarını belirterek, bu sorunların acilen çözülmesi gerektiğini söyledi.
Mevsimlik tarım işçilerinin karşılaştığı zorluklar ve talepleri hakkında Yeni Ankara'ya özel açıklamalarda bulunan Başkavak, şu ifadelere yer verdi
“MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ AYRI BİR SENDİKADA ÖRGÜTLENMELİ"
Mevsimlik işçilerin, üretici köylerden bağımsız ve ayrı bir sendikada örgütlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü mevsimlik tarım işçilerinin sorunları ve yaşam düzeyleri, üretici köylülerinkilerden çok farklıdır. Biz bu görüşümüzü, katıldığımız yerlerde her zaman dile getiriyoruz. 2014 yılında Şanlıurfa ilinin Viranşehir’de düzenlenen mevsimlik tarım işçileri kurultayına, Malatya şube başkanımızla birlikte sendikamızın görevlendirmesiyle katıldık ve orada da bu görüşümüzü ifade ettik.
“ÖTEKİLEŞTİRME EN BÜYÜK SORUN”
Mevsimlik tarım işçilerinin en önemli sorunları, bir tarım üretim sezonuna göre göç etmek zorunda olmalarıdır; bu ciddi bir problemdir. Örneğin, Çukurova'dan başlayıp Ege'de devam ederek, Karadeniz'den gelip İç Anadolu'ya kadar pek çok yerde tarım işçiliği yapmaktadır. Burada en önemli sorun ötekileştirmedir. Çünkü başka bir şehirden geldikleri için, tarım alanlarına köylerden uzak bölgelere yerleştirilmektedir. Bu, suya ulaşım, tuvalet, banyo hijyen gibi pek çok meseleyi de beraberinde getirmekte ve ulaşım ciddi bir sorun haline gelmektedir. Hem çalışıyorlar hem de aynı zamanda uzak yerlerde kalıyorlar. Bu konuda yapılan düzenlemeler de yeterli değildir; mesela daha önce memlekette başbakanlık uygulaması varken, başbakanlık genelgeleri yayınlandı ve tarım işçilerinin çadır kurdukları alanların etrafında jandarmaların devriye dolaşması, kimliklerin toplanması gibi güvenlik önlemleri alınmıştı. Bu, tarım işçilerine bir güvenlik meselesi olarak bakılmasına yol açan bir yaklaşım ve bu da önemli bir problemdir.
“SAĞLIK, EĞİTİM VE SOSYAL GÜVENLİK TEMEL HAKTIR”
Sağlığa erişim, eğitime erişim ve ulaşım gibi sorunlar oldukça önemlidir. Ayrıca çocuklar çalışmamalı ve çocukların eğitime ulaşabilmesi için olanaklar oluşturulmalıdır. Gittikleri yerlerde, köy okullarına katılabiliyorlarsa, ötekileştirilmeyip eğitime dahil edilmelidir. Sağlığa erişim de büyük bir sorun olup, sigorta sistemi yoktur. Bu nedenle tarım işçileri sosyal güvence ve düzenli bir gelirden yoksundur ve mevsimlik tarım işçileri için düzenli bir ücret geliri sağlanması büyük bir problemdir. Tarım işçileri tarım sezonunun belli bir döneminde çalışıyorlar; örneğin, evinden çıkıp 8 ay ya da 6 ay boyunca çalıştıktan sonra, geri döndüklerinde o sürede yiyeceklerini kim temin edecek? Mevsimlik tarım işçiliği yapanlar genellikle topraksız veya az topraklı köylülerdir. Bu nedenle, onların düzenli bir gelire kavuşturulması, örneğin sigortalarının devlet tarafından karşılanması, hatta çalışmadıkları aylarda sigortalarının devlet tarafından ödenmesi gibi talepler dile getirilebilir.
“TARIM İŞÇİLERİ YEVMİYELERİNİ KENDİLERİ BELİRLEMELİ"
İşçilerinin yemeklerinin dayıbaşı ve elçiler tarafından belirlenmesi, hatta bu kişilerin işçilerin yevmiyesinden komisyon almaları gibi durumlar söz konusudur. Yani, dayıbaşı ve elçi denilen kişiler, tarım işçilerinin yevmiyesini valilikle birlikte belirlerken, üretici köylülerin ürün fiyatlarını belirleyemedikleri gibi, tarım işçileri de yevmiyelerini belirleyemez durumdadır. Bu nedenle, tarım işçilerinin kendi yevmiyelerini belirleyebileceği, insanca yaşayacak bir ücrete kavuşmaları önemlidir. Elbette, bu durum köylülerin ve tarım kesiminin sorunlarını artırabilir, ancak nihayetinde ürün fiyatları belirlenirken tüm işçilik giderleri hesaplanarak belirlenmelidir.
"KAMYON VE MİNİBÜS ARASINDA FARK YOK"
Tarım işçilerinin bir yerden bir yere taşınması konusunda pek çok genelge yayınlanmıştı ve şimdi kısmen azalmış gibi görünse de, kamyon kasasında taşıma yasaklandığı söyleniyor. Yani 15 kişilik bir minibüste 25 tarım işçisinin taşınmasının, kamyon ya da minibüs olmasının hiçbir farkı yoktur. Herhangi bir kaza anında o kadar sıkışık bir durumda pek çok insan daha farklı yaralanmalara ya da kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir, hatta hayatını kaybedebilir.
“TARIM İŞÇİSİ KADINLAR, PSİKOLOJİK ZORLUKLAR VE EV İŞİ YÜKÜ İLE KARŞI KARŞIYA”
Mevsimlik tarım işçileri arasında en büyük sorunlardan birini yaşayanlar da kadınlardır. Gün doğarken tarlaya, bağa ya da bahçeye girilir. Öğle sıcağında ya da akşam hava kararırken iş biter; ancak erkeklerin işi bittiğinde, kadınların işi devam eder; çadır alanında yemek yapar, bulaşık, çamaşır yıkar ve pek çok ev işini yaparlar. Bunların hepsi, mevsimlik tarım işçilerinin hayatlarını kolaylaştıracak önlemler olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca burada çalışan kadınlar üzerinde yapılan araştırmalarda en önemli sorunlardan birinin psikolojik sorunlar olmasıdır. Ayrıca, düşük doğumlar ve kronikleşmiş sağlık sorunları da önemli bir problem teşkil etmektedir. Bunun birçok nedeni vardır; bunlardan biri, ağır iş yükünün altında çalışan mevsimlik tarım işçilerinin psikolojik olarak zorlanmasıdır. İkinci olarak, ötekileştirilme durumu söz konusudur. Üçüncü olarak ise, mevsimlik tarım işçisi kadınların taciz, mobbing, tecavüz ve kadına yönelik şiddet gibi olaylarla karşı karşıya kalmalarıdır. Tüm bu zorlukları yaşayan kadınlar, akşam olduğunda veya yevmiyeler dağıtıldığında, kazandıkları parayı erkeğe vermek zorunda kalmaktadırlar. Maalesef, kendi çalışarak kazandıkları parayı bile harcama olanağına sahip olamamak, bu kadınların yaşadığı bir diğer zorluktur.
"TARIM İŞÇİLERİ İÇİN İNSANCA YAŞAM KOŞULLARI OLUŞTURULMALI"
Buradaki insanların yaşam alanlarının, belediyeler, valilikler ve özel idareler tarafından tamamen iyileştirilmesi, insanca yaşanabilecek ve barınma koşullarının oluşturulduğu alanlar olarak düzenlenmesi gerekiyor. Örneğin, ortak çamaşırhaneler, bulaşık yıkama alanları, çocuk oyun alanları gibi pek çok olanak bulunmamaktadır. Mesela; Adana ve Mersin'de tarım işçileri, sulama kanallarının kenarlarında çadır kuruluyor. Bu durum, çocukların sulama kanallarına düşmesi veya başka güvenlik sorunları yaşanması gibi riskler doğurmaktadır. Ayrıca, yılanlar ve diğer tehlikeler de bu yaşam koşullarının getirdiği başka bir sorundur. Pek çok yerde elektrik sadece aydınlatma için vardır ve akşamları tarım işçileri çadırlarında oturduklarında, etraftaki trafolardan alınan elektriğin yükü arttığı için buzdolabı ve televizyon gibi cihazlar çalışmamaktadır.
"MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ İÇİN HAZIRLANAN RAPOR, MECLİSİN TOZLU RAFLARINDA KALDI"
Bizler geçmiş dönemde Tarım Orman Sen Sendikasının genel merkezi, iki yıl önce Mersin'de bir tarım kurultayı düzenledi ve mevsimlik tarım işçileri üzerine bir sunum yaptık. Yaptığımız bu sunumda, burada konuştuğumuz sorunları da anlatıp, memleketteki bu problemlere dikkat çekmeye çalıştık. 2014 yılında mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını araştırmak amacıyla bir komisyon kuruldu. O dönemde Adana ile Urfa'da toplantılar yapıldı, ayrıca mecliste de bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantılardan sonra, büyük bir dosya hazırlanarak sonuçlar rapor haline getirildi. Sonuç rapora hiçbir açıklama yapılmadan, Meclisin Tarım Komisyonu'na sunulan bu dosya, Meclis kütüphanesinde tozlu raflarda kaldı. AK Partili komisyon başkanı ve üyeler tarafından rapor hazırlandı, fakat sonuçları kamuoyuyla paylaşılmadı.
Değerli YeniAnkara.com.tr okurları,
YeniAnkara.com.tr ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da YeniAnkara.com.tr sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar YeniAnkara.com.tr yorum alanında paylaşılamaz.
YeniAnkara.com.tr yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, YeniAnkara.com bu sorumluluğu üstlenmez.
YeniAnkara.com.tr'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.