Türkiye'de infial yaratan 'Sıla bebek' davası ertelendi!
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde, 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri'nin cinsel istismar ve şiddet sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili dava bugün başladı ancak ilk duruşmada 5 Şubat 2025 tarihine ertelendi.
Türkiye genelinde infiale yol açan olayda, beş şüpheli hakkında hazırlanan iddianame Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
KAPALI DURUŞMA KARARI
Duruşmada, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 185. maddesi gereği, yetişkinlerle birlikte suça sürüklenen çocuklar da yargılanacağından mahkeme kapalı yapıldı. Kamuoyunun yakından takip ettiği davada, hem sanıkların savunmaları hem de mağdura ilişkin detaylar mahkeme kayıtlarına geçti.
İDDİANAMEDE AĞIR SUÇLAMALAR
İddianameye göre, anne Bakiye Yeniçeri, 2 yaşındaki kızını koruma yükümlülüğünü ihlal ederek istismar ve şiddet ortamına sürükledi, suç delillerini gizledi. Anne için 67 yıl, komşu Kani A. için 28 yıl 6 ay, Bakiye’nin sevgilisi Sanlı Ö. için ise “suçu bildirmeme” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası talep ediliyor. Suça sürüklenen çocuklardan G.K. için 66 yıl, K.A. için 48 yıl hapis cezası isteniyor.
KORKUNÇ DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI
Adli Tıp Kurumu’nun raporları, Sıla bebeğin ölümüne neden olan ihmal ve şiddetin boyutlarını gözler önüne serdi. Raporda, başına aldığı darbeler sonucu beyin kanaması geçiren Sıla’nın, anal bölgesinde travma bulgularına rastlandığı ifade edildi. 30 gün boyunca yaşam mücadelesi veren talihsiz çocuk, 7 Ekim 2024’te hayatını kaybetti.
AİLENİN SESSİZLİĞİ, TOPLUMUN İSYANI
Davanın ertelenmesi, mağdur yakınlarını derin bir üzüntüye boğarken, duruşma salonu önünde toplanan vatandaşlar ve kadın hakları savunucuları adalet taleplerini dile getirdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, "Sıla bebeğin yaşam hakkını elinden alanlara en ağır cezanın verilmesi için mücadele edeceğiz. Bu dava yalnızca bir adalet davası değil, toplumsal bir sorumluluktur" ifadelerine yer verdi.
TOPLUMSAL YARA DERİNLEŞİYOR
Sıla bebeğin ölümüyle bir kez daha gündeme gelen çocuk istismarı ve aile içi şiddet, toplumsal bir yara olmaya devam ediyor. Uzmanlar, bu tür olayların önlenmesi için erken müdahale mekanizmalarının güçlendirilmesi ve çocukların korunmasına yönelik hukuki tedbirlerin sıkılaştırılması gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi.