Sosyal medyada yeni dönem: Türkiye kısıtlamalar mı artıyor?

1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek yeni sosyal medya düzenlemesiyle Türkiye dijital egemenliğini güçlendiriyor mu, yoksa kısıtlamalar mı artıyor? Gelin birlikte inceleyelim…

Sosyal medyada yeni dönem: Türkiye kısıtlamalar mı artıyor?

Türkiye, sosyal medya devlerine yönelik hazırladığı yeni düzenlemeyle dijital egemenliğini yeniden tanımlamaya hazırlanıyor. Facebook, X, WhatsApp ve YouTube gibi küresel platformlara, Türkiye'de şirket kurma ve yetkilendirme alma zorunluluğu getirilirken, erişim engelleme yetkisi de genişletiliyor. 1 Ocak 2026'da yürürlüğe girmesi planlanan düzenleme, dijital dünyada yeni bir dönemin habercisi olabilir.

ŞİRKET KURMA ZORUNLULUĞU: YASAL VARLIK, YEREL SORUMLULUK

Daha önce yalnızca temsilci atama zorunluluğu bulunan sosyal medya platformları için artık bu yeterli olmayacak. Yeni düzenlemeye göre, Türkiye’de 1 milyondan fazla kullanıcıya sahip olan tüm sosyal medya şirketlerinin anonim ya da limited şirket kurmaları gerekecek. Bu şirketlerin tamamı, ilgili sosyal medya platformuna ait olacak ve faaliyet göstermek için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) yetki alacak.

Bu adım, devletin dijital hizmet sağlayıcılar üzerindeki denetimini artırma çabasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Türkiye, uzun süredir sosyal medya şirketlerinin yerel yükümlülükleri ve vergi katkıları konusundaki yetersizliklerini eleştiriyordu.

ERİŞİM ENGELLEME YETKİSİ: 'MİLLİ GÜVENLİK' ŞEMSİYESİ GENİŞLİYOR

Düzenlemenin en dikkat çeken başlığı ise BTK’ya tanınan erişim engelleme yetkisi. Taslağa göre, "milli güvenlik, kamu düzeni ve kamu sağlığı" gibi gerekçelerle sosyal medya platformlarına doğrudan müdahale edilebilecek.

Bu değişiklik, sosyal medyada içerik kontrolünün daha hızlı ve etkili yapılmasını mümkün kılarken, ifade özgürlüğü, sansür ve dijital haklar konularında ciddi tartışmalara yol açabilir. Uzmanlar, “milli güvenlik” tanımının genişliği nedeniyle bu yetkinin keyfi kullanımı riskine dikkat çekiyor.

FİNANSAL YÜKÜMLÜLÜKLER VE CEZALAR: UYUM SAĞLAMAYANI AĞIR YAPTIRIMLAR BEKLİYOR

Yeni düzenleme yalnızca idari bir çerçeve çizmiyor; aynı zamanda ciddi mali yükümlülükler de getiriyor. Sosyal medya şirketleri:

*Yetkilendirme ücreti ödeyecek,

*Evrensel hizmet katkı payı verecek,

*Sektörel veri raporlaması yapacak,

*Kişisel veri ve güvenlik kurallarına uyacak.

Mevzuata uymayan platformlara ise 1 milyon TL ile 30 milyon TL arasında para cezası kesilebilecek. Ayrıca altı ay içinde yetkilendirme almayan platformların bant genişliği yüzde 95 oranında kısıtlanacak, üç ay daha yükümlülüklerini yerine getirmemeleri durumunda ise tamamen erişim engeli uygulanacak.

DİJİTAL EGEMENLİK Mİ, DİJİTAL BASKI MI?

Bu düzenleme, Türkiye’nin uzun süredir savunduğu dijital egemenlik yaklaşımının bir parçası olarak yorumlanabilir. Ancak düzenlemenin sınırları ve uygulanma biçimi, hukuki denetim mekanizmaları ile yakından ilişkili olacak.

Uluslararası teknoloji devlerinin bu düzenlemeye nasıl yanıt vereceği ise merak konusu. Türkiye pazarının büyüklüğü, şirketleri iş birliğine zorlayabilir. Ancak şeffaflık, denetim ve özgürlükler konularında yaşanacak olası gerilimler, uluslararası dijital ilişkileri etkileyebilir.

DİJİTAL ALANIN YENİ SINIRLARI ÇİZİLİYOR

Yeni yönetmelik, Türkiye'nin sosyal medya platformlarını daha fazla sorumluluk altına alma isteğini açıkça ortaya koyuyor. Ancak bu sürecin şeffaflık, hesap verebilirlik ve temel haklar çerçevesinde yürütülmesi; hem yurttaşların dijital haklarının korunması hem de sosyal medya platformlarının sürdürülebilir varlığı için kritik önemde

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız