İstanbul Sözleşmesi kararı AİHM gündeminde

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin tartışmalar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı.

İstanbul Sözleşmesi kararı AİHM gündeminde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 30 Nisan 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan kararla Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden resmen çekildi. Bu karar, hem iç hukukta hem de uluslararası arenada büyük tartışmalara yol açarken, iptaline yönelik açılan davaların Danıştay ve Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından reddedilmesinin ardından dosya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı.

AYM VE DANIŞTAY KARARLARINA ELEŞTİRİ: USULE AYKIRILIK İDDİASI

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışa karşı açılan ilk davalardan biri, hukukçu Ali Suat Ertosun tarafından Danıştay 10. Dairesi’nde görülmüştü. Bu dava, 2021 yılında dönemin daire başkanı Yılmaz Akçil’in de imzasını taşıyan bir kararla reddedildi. Ardından 2024 yılında AYM’nin verdiği ret kararında Akçil bu kez üye sıfatıyla yer aldı. Aynı ismin, hem ilk derece yargılama sürecinde hem de anayasal denetim aşamasında görev alması, yargının tarafsızlığına dair ciddi soru işaretleri doğurdu.

Bu usule aykırılık gerekçesiyle avukat İsmail Sami Çakmak, 2024 yılı Kasım ayında Akçil hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak AYM’nin bu başvuruya dair herhangi bir işlem başlatmadığı kaydedildi.

TEMEL HAK İHLALLERİ GÜNDEMDE

İç hukuk yollarının tükenmesi sonrası davacı Süheyla Ertosun, dosyayı AİHM’ye taşıdı. Ertosun’un başvurusunda yalnızca sözleşmeden çekilme işlemi değil, bu sürece dair yargı mercilerinin tarafsız ve etkin işlememesi de temel hak ihlali çerçevesinde ele alındı.

AİHM’ye sunulan başvuruda, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin hem uluslararası yükümlülükleri hem de Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen “insan haklarına saygılı, demokratik ve sosyal hukuk devleti” ilkesini ihlal ettiği belirtildi. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ve ek protokollerine aykırılıklar vurgulanarak; adil yargılanma hakkı, ayrımcılığa karşı korunma ve etkili başvuru hakkının zedelendiği ifade edildi.

ULUSLARARASI GÖZLER TÜRKİYE’DE

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, başta kadın hakları örgütleri olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşunun ve uluslararası kamuoyunun tepkisini toplamıştı. Türkiye’nin AİHM’ye sunacağı savunma, yargı bağımsızlığı ve uluslararası yükümlülüklere bağlılık açısından önemli bir sınav niteliği taşıyor.

AİHM’nin önümüzdeki süreçte başvuruyu kabul edip etmeyeceği ve esasa ilişkin vereceği karar, yalnızca davacılar için değil, Türkiye’nin insan hakları karnesi açısından da kritik bir dönüm noktası olacak.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız