Enflasyonun günlük hayata etkisi: Bir ailenin bir haftası

Türkiye’de enflasyon, son yıllarda hanehalklarının yaşam maliyetlerini önemli ölçüde artırdı. Şubat 2025 itibariyle açlık sınırı 23 bin 234 TL, yoksulluk sınırı ise 75 bin 973 TL olarak belirlendi. Peki artan ekonomik maliyetlerle bir ailenin bir haftası nasıl?

Enflasyonun günlük hayata etkisi: Bir ailenin bir haftası

Ramazan Bayramı, enflasyonun etkilerini daha da görünür hale getiriyor. Geleneksel olarak bayram sofraları, misafir ağırlama, bayramlık kıyafetler ve şehirlerarası seyahat gibi ek harcamalar, dar gelirli aileler için ciddi bir yük oluşturuyor.

HAFTALIK HARCAMA DAĞILIMI: BAYRAM MASRAFLARI EKSTRA YÜK GETİRİYOR

Normal şartlarda dört kişilik bir ailenin haftalık harcaması TÜİK verilerine göre yaklaşık 5 bin TL olurken aylık 19 bin TL civarında.

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmek için ödemesi gereken günlük tutar ise yaklaşık 3 bin TL'yi buluyor. Asgari ücret ile geçimini sağlayan dört kişilik bir aile göz önüne alındığında yoksulluk ve açlık sınırının altında kaldığını ve TÜİK tarafından açıklanan sağlıklı ve dengeli beslenmeye çok uzak olduğunu görüyoruz.

Bütçenin büyük bir kısmı gıda, konut ve ulaştırma gibi temel ihtiyaçlara ayrılırken, Ramazan Bayramı nedeniyle bu harcamalara ek masraflar da ekleniyor:

Bayram sofraları: Geleneksel tatlılar, et ve kuruyemiş gibi ürünlerde fiyatlar arttığı için, aileler bayram için ek bütçe ayırmak zorunda kalıyor.

Misafir ağırlama: Bayram ziyaretleri, ikramlık çikolata ve şeker gibi giderleri artırıyor.

Bayramlık kıyafetler: Çocuklara alınan bayramlıklar, artan tekstil fiyatları nedeniyle aile bütçesini zorluyor.

Seyahat masrafları: Aile ziyaretleri için yapılan şehirlerarası yolculuklar, akaryakıt fiyatlarının yüksek olması nedeniyle ciddi bir maliyet oluşturuyor.

GELİR-GİDER DENGESİ VE BAYRAMDA TASARRUF ÇABALARI

Asgari ücretin 22.105 TL olduğu düşünüldüğünde, dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamaları bile bu tutarın üzerinde. Aileler, bayram döneminde artan harcamalar karşısında bütçelerini dengelemek için tasarruf yöntemlerine daha fazla yöneliyor:

Gıda harcamalarında tasarruf: Market kampanyaları takip ediliyor, geleneksel bayram tatlıları evde yapılıyor, daha uygun fiyatlı markalar tercih ediliyor.

Enerji tasarrufu: Elektrik ve su kullanımında dikkatli olunuyor, bayram ziyaretlerinde toplu taşımaya yönelme eğilimi artıyor.

İkinci el ve uygun fiyatlı seçenekler: Bayramlık kıyafetler için outlet mağazalar veya ikinci el alışveriş uygulamaları tercih ediliyor.

Seyahat giderlerini azaltma: Özel araç yerine otobüs veya tren gibi daha ekonomik ulaşım seçeneklerine yönelim artıyor.

BAYRAMIN EKONOMİK YÜKÜ HAFİFLETİLEBİLİR Mİ?

Türkiye’de enflasyonun yükselmesi, Ramazan Bayramı gibi özel günlerde ailelerin ekonomik yükünü daha da artırıyor. Devletin enflasyonla mücadele politikaları ve sosyal destek programları, bu sürecin daha az sancılı geçmesi için büyük önem taşıyor.

Özellikle gıda yardımları, sosyal destek ödemeleri ve ulaşım indirimleri gibi önlemler sayesinde, düşük gelirli ailelerin bayramı daha rahat geçirebilmesi mümkün olabilir. Ancak, yüksek enflasyon devam ettiği sürece bayramların ekonomik anlamda bir yük olmaya devam edeceği de bir gerçek.

Bu bayram, birçok aile için hem ekonomik zorluklarla hem de geleneksel bayram coşkusuyla iç içe geçecek. Tasarruf önlemleri ve destek politikaları sayesinde, vatandaşların bayramı daha rahat geçirmesi mümkün olabilir. Ancak enflasyon baskısı sürdüğü sürece, bayramlar sadece sevinç değil, ekonomik kaygılar da getirmeye devam edecek.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız