Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Bülent Ertuğrul: “Grip artışı var fakat salgın boyutunda değil!”

Son dönemde influenzanın (grip) arttığına dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, bunun atipik pnömoni (zatürre) ve ardından gelişebilecek bakteriyel pnömoni gibi ciddi komplikasyonları tetikleyebileceğini uyarısında bulundu. Ertuğrul, “Laboratuvar testlerinde daha fazla grip sonuçları ile karşılaşıyoruz. Bu da bir risk. Grip, atipik pnömoniye, ardından da bakteriyel tipik pnömoniye dönüşebilecek bir risk oluşturuyor. Özellikle risk grubundaki hastalar için bu durum ciddi tehditler barındırıyor.” ifadelerini kullandı.

“GRİP, HAFİF BELİRTİLERLE TOPLUMDA YAYILMA TEHLİKESİ TAŞIYOR”

Kış mevsiminde kapalı alanlarda daha fazla vakit geçiren insanlar arasında gribin yayılabileceğini belirten Ertuğrul, “Özellikle bu hastalığı fark etmeyen kişiler, hastalık belirtilerinin hafif olması nedeniyle toplum içinde bulaşma riskini artırıyor. Çocuklar, erişkin yaş grubunda genellikle kolay bir şekilde atlatılır. Fakat hasta bunun farkına varmadığından dolayı ve toplumda dolaştığından dolayı bulaşıcılık söz konusudur. Kişiden kişiye bulaşarak toplum içinde yayılır. Özellikle kış mevsiminde insanların kapalı alanlarda daha fazla bulunmasından dolayı birbirlerine hastalığı çok rahat bir şekilde bulaştırırlar. Şu anda grip vakalarında artış yaşandığı için, özellikle kapalı ortamlara girerken veya toplu taşıma kullanırken risk grubundaki bireylerin maske takmalarını öneriyorum." dedi.

“GRİP ARTIŞI VAR, FAKAT SALGIN BOYUTUNDA DEĞİL”

Pandeminin ardından normalleşmeye başlanılan dönemden sonra grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarının artmaya başladığına işaret eden Ertuğrul, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Pandemi sırasında aldığımız önlemler nedeniyle grip ve solunum yolu enfeksiyonlarının görülme oranı azalmıştı. Ancak normal yaşantımıza dönmemizle birlikte, bağışıklık sistemimiz yeniden zayıfladı. Ancak bu grip artışının salgın boyutunda olduğunu söyleyemem. Grip gibi viral enfeksiyonlar atipik pnömoniye yol açabiliyor. Bu durumda genellikle hastaya destek tedavisi veriyoruz. Ancak eğer mikoplazma gibi bakteriyel kaynaklı bir pnömoni söz konusuysa, antibiyotik tedavisi gerekli olur. Tedavi süresi genellikle 7 ila 10 gün arasında değişiyor ve bu süre zarfında hastanın dinlenmesi çok önemli."

Prof. Dr. Ertuğrul, kış aylarında artan enfeksiyon hastalıkları ve özellikle atipik pnömoniye (zatürre) dikkat çekti. Ertuğrul, atipik pnömoninin genellikle hafif belirtilerle başladığını, ancak zamanla daha ciddi bir tabloya dönüşebileceğini vurguladı.

“ZATÜRRE GENELLİKLE HAFİF BELİRTİLERLE BAŞLAR”

Atipik pnömoninin belirtileri hakkında bilgi veren Ertuğrul, “Hastanın bazı bulguları vardır. Hafif nefes darlığı, yorgunluk, halsizlik ve düşük dereceli ateş gibi belirtileri vardır. Bu belirtiler çoğu kişi tarafından günün yorgunluğuna bağlanarak ihmal edilebiliyor. Bu sebeple hastalar genellikle normal günlük yaşamlarına devam ediyor ve sosyal aktivitelerinden ya da işlerinden geri kalmıyor. Hastalığın ilerlemesi durumunda, zatürre daha belirgin hale geliyor ve bir akciğer filmi ile çok kolay bir şekilde tanı konulabilir. Atipik pnömoniye neden olan etkenlerin çoğunlukla virüsler ve "mikoplazma" adı verilen bakteri türüdür. Ağır bir hastalık tablosu genellikle oluşturmaz. Bazı viral pnömoniler dışında. Örneğin grip veya Kovıd-19 gibi.” şeklinde konuştu.

“YÜRÜYEN ZATÜRRE' YANLIŞ TERMİNOLOJİ, DOĞRU TERİM 'AYAKTA GEÇİRİLEN ZATÜRRE'"

Atipik pnömoninin İngilizce çevirisinin "yürüyen zatürre" olarak çevrildiğini kaydeden Ertuğrul, “Aslında 'yürüyen zatürre' veya 'yürüyen pnömoni' diye bir şey yok. Pnömoni de zatürre de 'yürümez'. Bu, İngilizceden yapılan yanlış bir çevirinin sonucu ortaya çıkan hatalı bir terminolojidir. Biz buna ‘ayakta geçirilen zatürre’ diyebiliriz." sözlerine dikkat çekti.