Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanma kararı ve hukuki süreç ne anlatıyor?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart'ta gözaltına alındı ve 23 Mart'ta tutuklandı. 19 Mart Çarşamba gününden beri Ankara, İzmir, İstanbul başta olmak üzere birçok ilde gösteriler düzenlendi. Peki, tutuklanma kararının ardından neler yaşandı, hukuki süreç nasıl ilerleyecek? Detaylar haberimizde...

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanma kararı ve hukuki süreç ne anlatıyor?

Ekrem İmamoğlu hakkında Türkiye'de farklı davalar açılmıştı. Özellikle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra birçok kez çeşitli suçlamalarla yargı karşısına çıktı. Bu davalar arasında "yolsuzluk" iddiaları, "kamu kaynaklarını usulsüz kullanma" suçlamaları ve diğer siyasi içerikli suçlamalar yer alıyor. İmamoğlu'nun tutuklanma kararı, bu davaların bir sonucu olarak görülse de yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği şu an belirsizliğini koruyor.

Son yıllarda, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı en güçlü muhalefet figürlerinden biri olarak yükselmesi, siyasi arenada gerginliğe yol açarak ve İmamoğlu’nun popülerliği ve Erdoğan’a yönelik eleştirileri, yargı sürecinin de siyasi bir bağlamda değerlendirilmeye başlanmasına neden oldu.

PEKİ, SÜREÇ NASIL İLERLEYECEK?

Tutuklama kararının ardından, İmamoğlu hakkında "yolsuzluk ve terör" suçlamalarına ilişkin yargılama süreci başlayacak. Bu süreçte, savcılık iddianamesini hazırlayarak mahkemeye sunacak ve duruşma takvimi belirlenecek.

İmamoğlu’nun avukatları, hem tutuklama kararına hem de yöneltilen suçlamalara itiraz edebilir. Bu itirazlar, bir üst mahkeme tarafından değerlendirilecek. Ayrıca, yargılama sonucunda mahkumiyet kararı çıkması durumunda, temyiz başvurusu yapma hakkı da bulunuyor.

Diğer taraftan İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından eşi Dilek İmamoğlu ve avukatı Fikret İlkiz, kararın siyasi olduğunu belirterek itirazda bulundular. İmamoğlu'nun avukatı, müvekkilinin suçlamaları reddettiğini ve sürecin Türkiye'deki siyasi iktidar tarafından planlanmış bir komplo olduğunu öne sürdü. Avukatlar, İmamoğlu'nun suçsuz olduğunu savunarak, tutuklamanın tamamen siyasi hedefler güttüğünü ifade ettiler.

ULUSLARARASI TEPKİLER VE İÇ PROTESTOLAR

İmamoğlu'nun tutuklanması, Türkiye genelinde büyük protestolara yol açtı. İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyük şehirlerde yapılan gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alındı. Protestocular, tutuklamanın adaletsiz ve siyasi olduğunu savunarak, yargı bağımsızlığının ihlali olarak nitelendirdiler.

Uluslararası alanda da tutuklanma kararı büyük yankı uyandırdı. Avrupa Birliği ve ABD, sürecin şeffaf ve adil bir şekilde işlemesi gerektiğini belirten açıklamalar yaptı. Avrupa Birliği, Türkiye'nin demokrasi ve yargı bağımsızlığını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurgularken, ABD de adil bir yargılama sürecinin önemini dile getirdi.

SİYASİ VE HUKUKİ GELECEK

İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, Türkiye'deki siyasi atmosfer daha da gerilmiş görünüyor. Hukuki sürecin nasıl gelişeceği, aynı zamanda Türkiye'nin iç siyaseti üzerinde de uzun vadeli etkiler yaratabilir. İmamoğlu'nun tutuklanma kararının, İstanbul Belediye Başkanlığına yönelik siyasi bir müdahale olarak yorumlanması, hem iç hem de dış politikada yeni gerilimlere neden olabilir.

Bu olay, Türkiye'deki demokrasi ve yargı bağımsızlığına dair uluslararası endişeleri artırırken, Türkiye’nin iç siyasetinde de önemli bir dönüm noktası olabilir. Siyasi gözlemciler, Ekrem İmamoğlu'nun ve onun arkasındaki muhalefet hareketinin, önümüzdeki dönemde nasıl bir yol izleyeceğini merakla takip ediyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYI OLABİLİR Mİ?

CHP tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, mevcut yasal düzenlemelere göre adaylığına engel teşkil etmiyor. Anayasa'ya göre bir kişinin Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için üniversite mezunu olması, 40 yaşını doldurmuş olması ve kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının bulunmaması gerekiyor.

İBB Başkanı hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı için, tutuklu olsa bile adaylık başvurusu yapmasına herhangi bir engel bulunmuyor. Ancak İmamoğlu'na yönelik soruşturmalar kapsamında bir iddianame hazırlanması ve dava sürecinin başlaması bekleniyor. Bu sürecin ne zaman tamamlanacağı belirsizliğini koruyor.

Öte yandan, İmamoğlu’nun herhangi bir suçtan kesin hüküm giymesi ve siyasi yasak getirilmesi durumunda adaylığı mümkün olmayacak. Şu an için parti içinde yapılan ön seçimler resmi adaylık statüsü taşımıyor. Resmi sürecin başlaması için Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçim takvimini açıklaması ve ardından CHP Meclis Grubu’nun İmamoğlu’nu aday olarak göstermesi gerekiyor.

Tüm bu süreçlerin sonunda, gerekli yasal koşulları taşıdığı ve adaylık sürecinde kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı olmadığı takdirde İmamoğlu’nun resmen CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olması mümkün olacak.

DİPLOMASI İPTAL EDİLDİ

Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmasının önündeki en büyük engellerden biri diplomasının iptal edilmesi. Yargı yolunun açık olduğu diploma konusunda, iptalin bozulmasına ilişkin herhangi bir gelişme yaşanmazsa Ekrem İmamoğlu'nun adaylık yolu kapanmış olacak.

ŞÜPHELİ SIFATIYLA CEZAEVİNDELER

Yargılama süreci tamamlanıp, yerel mahkeme, ağır ceza, istinaf ve Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleşmediği sürece hiç kimse suçlu olarak kabul edilemez. Dolayısıyla, İmamoğlu hakkındaki dosyanın hâlâ soruşturma aşamasında olduğunu unutmamak gerekir. Bu süreçte ilgili kişiler yalnızca şüpheli statüsündedir. İddianame hazırlanıp mahkeme tarafından kabul edilene kadar sanık olarak nitelendirilmeleri de mümkün değildir.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız