Uygurlar, Ankara'dan seslendi: Doğu Türkistan'ın her karış toprağı bizimdir

Ankara'daki Avaz Araştırma ve Strateji Merkezi’nde, 5 Nisan 1990 Barın (Doğu Türkistan) Katliamı Şehitlerini Anma ve Soykırımı Tellim Etmek konulu panel gerçekleşti. Panelde Dünya Uygur Kurultayı Sözcüsü Prof. Dr. Erkin Emet, Uygur Akademisi Yüksek Öğretim Komitesi Müdürü Doç. Dr. Nimetcan Mehmet Orhun ve Eski Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş konuşma yaptı.

Konuşmasında Doğu Türkistan’ın her karış toprağında şehitlerin kanının olduğunu belirten Prof. Dr. Erkin Emet, Doğu Türkistan’ın işgal edilmiş toprak olduğunun herkes bilincinde dedi. Emet, özetle şunları söyledi:

“BURASI BİZİM TOPRAĞIMIZDIR DİYE MESAJ VERİLMESİ LAZIM”

“Doğu Türkistan’ın işgalinden sonra her on yılda bir Çin’e karşı ayaklanma olmuştur. Barın katliamında ise Ziyauddin bin Yusuf önderliğinde 20 kişilik bir topluluk hükümet binasının önüne giderek kürtaj kaldırılsın, bunun yerine Çin’den gelen göçmenler durdurulsun, halkımız üzerindeki vergiler hafifletilsin taleplerinde bulunmuşlardır. Demokrasi istiyoruz, ezilmek, horlanmak, yok olmak istemiyoruz demişlerdir. Çin ise bu eylemi kanlı bir şekilde bastırmıştır.

Doğu Türkistan’da son on yıldır böyle olaylar var. Dünyaya 'burası bizim toprağımızdır' diye mesaj verilmesi lazım.”

Panelde konuşma yapan Uygur Akademisi Yüksek Öğretim Komitesi Müdürü Doç. Dr. Nimetcan Mehmet Orhun ise, “2016 sonrası Çin’in Doğu Türkistan’a uyguladığı politikalar gündemde. Çin, zorunlu çalıştırma, dini baskı ve kültürel baskı ve doğum kontrol politikaları ile Doğu Türkistan’a etki ediyor” ifadesini kullandı.

Panelde kapanış konuşmasını yapan Eski Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Doğu Türkistan’ın milli varlığının Çin için önemli olduğunu belirterek, Çin’in Doğu Türkistanlılara özellikle 2017 yılından itibaren zulüm uyguladığının üzerinde durdu.

“DOĞU TÜRKİSTAN’A GİRMEM YASAKLANDI”

Prof. Dr. Erkin Emet yeniankara.com muhabirine yaptığı açıklamada ise şunları söyledi: “Barın katliamı, Doğu Türkistan’daki zulmün dünyaya tanınmasında çok önemli rol oynamış bir olaydır. Biz her yıl 5 Nisan’da bu soykırımı hem Türk dünyasına hem dünyaya anlatmak amacıyla bütün dünya ülkelerinde çeşitli etkinliklerle şehitleri anıyoruz. Ben, Doğu Türkistan’daki zulmü anlattığım için benim 1997’den beri Doğu Türkistan’a girmem yasaklandı. Dolayısıyla hem üzülüyoruz hem de bu haklı davamızda son yıllardaki gelişmeler sonucunda ilerlemeler olduğu için seviniyoruz.”