İsrail, Kadir gecesinde Harem-i İbrahim Camisi'ni Müslümanlara açmadı

Bakanlığın açıklamasında yer alan bilgilere göre, Filistin Evkaf ve Din İşleri Bakanı Muhammed Necm, İsrail’in her yıl olduğu gibi bu yıl da caminin tüm bölümlerinin ve avlusunun Müslümanların kullanımına açılmasına izin vermediğini belirtti.

İsrail'in, caminin doğu kapısını açma talebini üst üste dördüncü kez reddettiğini ifade eden Necm, kutsal mabedin bölünmüş bir şekilde teslim edilmesini kabul etmediklerini vurguladı. Ramazan ayının başından itibaren bu konuda net bir tutum sergilediklerini belirten Necm, İsrail’in Harem-i İbrahim Camisi’nde ibadet özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalarına son verene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirdi.

Necm, bu uygulamanın keyfi ve tehlikeli bir adım olduğunu belirterek, "Bu karar, kutsal bir mekanda örnek teşkil edecek tehlikeli bir emsaldir. Aynı zamanda Müslümanların duygularını hiçe sayan ve Ramazan ayının manevi atmosferine zarar veren bir tutumdur" dedi.

Filistin halkına camiye sahip çıkma çağrısında bulunan Necm, Müslümanları Harem-i İbrahim Camisi’ni ziyaret ederek varlık göstermeye davet etti.

HAREM-İ İBRAHİM CAMİSİ’NE YÖNELİK KISITLAMALAR ARTIYOR

Ramazan ayında cuma günleri tamamen Müslümanlara açılması gereken caminin, İsrail makamları tarafından üç haftadır bu uygulamadan mahrum bırakıldığı ifade edildi.

İslam dünyasında Mekke’deki Mescid-i Haram, Medine’deki Mescid-i Nebevi ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dan sonra en kutsal dördüncü cami olarak kabul edilen Harem-i İbrahim Camisi, altında bulunan kutsal mezarlarla da dikkat çekiyor. Hazreti İbrahim ve eşi başta olmak üzere, Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin kabirleri burada bulunuyor.

İsrail’in 1967’den bu yana işgal altında tuttuğu El Halil kentindeki cami, 25 Şubat 1994’te sabah namazı sırasında Baruch Goldstein isimli Yahudi yerleşimcinin düzenlediği saldırının ardından kapatılmıştı. “El Halil Katliamı” olarak bilinen bu olayda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150’den fazla kişi yaralanmıştı. O tarihten sonra cami, Müslümanlar ve Yahudiler arasında ikiye bölünerek büyük kısmı Yahudilere tahsis edildi.

Günümüzde caminin farklı bölümleri belirli günlerde Müslümanlar ve Yahudiler arasında dönüşümlü olarak kullanılıyor. Yahudi bayramlarında cami bölümü Yahudilere, Müslüman bayramlarında ise sinagog kısmı Müslümanlara tahsis ediliyor. Ancak İsrail’in son dönemde bu uygulamayı da ihlal ettiği belirtiliyor.