Başıboş köpek çeteleri ve lobilere karşı ne yapmalı?
Sokak köpeklerinin saldırısı sonucu Ankara’da yine bir evladımız ağır şekilde yaralandı. Bu olayın sonunda vicdanlar (her zamanki gibi) ikiye bölündü. Bir tarafta 10 yaşındaki Tunahan’ın içinde bulunduğu yürekleri yakan yaşam mücadelesi, öbür tarafta ise ‘hayvan sever’ olarak organize olan bir lobi kesim!
Evvela (linç yemek uğruna) şunu en başta belirtelim: Sokakta başıboş köpek olmaz! Caddelerimiz, sokaklarımız, parklarımız köpek çetelerinin sürüler halinde gezeceği yerler değildir.
Ülkemizde başıboş köpeklerin saldırısı sonucu şimdiye dek onlarca vatandaşımız hayattan koptu, yüzlercesi ise yaralandı. En son Ankara Keçiören’de başıboş sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan Tunahan’ın, İncek’te köpek saldırısından canını zor kurtaran liseli kız çocuğunun, Yenimahalle’deki 13 yaşındaki Mustafa’nın, Rize’de 12 yaşındaki bir başka çocuğun, İstanbul’da köpek saldırısına uğrayan kadının suçu neydi?
Okulundan evine giden ya da evinden işine giden insanlar her gün korku ve panik halinde. Bunu bizzat yaşıyoruz. Ankara’nın göbeği Çukurambar Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi’ndeki boş arazide her sabah toplu halde 6-7 köpeğin sağa sola havlayarak korku saldığına bizzat şahit oluyoruz. Daha bu yazıyı kaleme almadan birkaç saat önce hemen yanı başımızdaki bir vatandaşa köpeğin saldırdığını gördük. Kısa bir süre önce Editörümüz Cansu Baloğlu’na da sokak köpekleri saldırmıştı. Her gün onlarca hadise yaşanıyor; ancak bunların çok vahim şekilde sonuçlananları kamuoyuna yansıyor.
NE YAPMALI?
Bu yazıyı kaleme alırken can dostların yaşam hakkını savunmuyor değiliz.
Sokak köpekleri için daha geniş ferah yaşam alanları oluşturulsun; var olanlar daha da iyileştirilsin. Hayvanların kısırlaştırılması sağlıklı bir şekilde yapılsın.
Sokak köpeklerine yardım etmek isteyenler bunu kurum ve kuruluşlar eliyle daha sağlıkla halde yapsın.
Belediyelere baskı yapılarak hayvan barınakları oluşturulsun. Yerel seçimler yaklaşıyor, her aday adayının projelerine bakılsın, yerel yönetimlere talip olanlar bu konuda teşvik edilsin.
Kanuni düzenleme gerekiyorsa 600 milletvekili ne günü bekliyor, buyursun çalışsın.
Hayvan hakları savunucuları samimi davranarak köstek olmak yerine çözüm önerilerine destek versin, kurumlarla çalışmaları hızlandırsın.
Hayvanların eziyet görmeden yaşamaları için gerekli zemin oluşturulsun.
Sahiplenilen köpekler sokağa bırakılmasın, eğer bunu yapanlar var ise onlar için ceza-i müeyyideler arttırılsın.
İNSAN HAYATI BU KADAR UCUZ MU?
Tunahan’ın babasının şu sözlerine ve feryadına kim nasıl cevap verecek? “Benim evladımı ısırmamışlar, resmen yemişler. Başka çocuklar bunu yaşamasın! Yeter ki evladım yaşasın, ben onun eli, ayağı, gözü olurum…” Bir babanın yüreğinin yangınıyla söylediği bu sözler vicdanı olan herkesi etkilemiştir.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, 80 bin kısırlaştırma yaptıklarını ama bunun çözüm olmadığını söyledi. Avrupa’nın hiçbir yerinde sokaklarda başıboş sokak köpeği olmadığını hatırlatan Yavaş, “popülizm” vurgusu yaparak “Gelin hep birlikte çözelim!” çağrısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaşanan acı olaya duyarsız kalmayıp “Gerekeni yapacağız ve meseleyi çözeceğiz.” dedi.
2017’de dönenim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, hayvanların ‘petshop’larda satılmasını engellemek için ilgili bakanlıklarla görüşme yapacağını söylemişti. O görüşme ne oldu?
Hayvanları seviyoruz, onların yaşam hakkına herkesin saygı göstermesini destekliyoruz ama hayvanlar üzerinden oluşturulan lobiciliğe de herkesin ses çıkarması gerekiyor!
ELİNİZİ DEĞİL, GÖVDENİZİ TAŞIN ALTINA KOYUN…
Meclis’e ve belediyelere çağrımız: Yasama organı en modern uygulamanın zeminini oluştursun, belediyeler de en sağlıklı barınakları yapsın. Haydi, elinizi bırakın, gövdenizi taşın altına koyun ki bir daha minik yavruların bedenleri başıboş sokak köpeklerinin kanlı dişleri arasında paramparça olmasın!