Atanamayan öğretmenler Ankara'da isyan etti

Türkiye genelinde atanmayı bekleyen öğretmen adayları, mülakat süreçlerinde yaşanan adaletsizliklere dikkat çekmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde bir araya geldi. Öğretmenler yaşadıkları mağduriyetin bitirilmesi için ses yükseltirken CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş’da yaptığı konuşmada haksızlıkların ortadan kaldırılmasını istedi.

Mülakat Mağduru Öğretmenler Platformu, bugün Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelerek, mülakatlardaki usulsüzlükleri protesto etti. Atanamayan öğretmenlere destek veren CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, MEB önünde şöyle konuştu:

“YETKİLİLERE SESLENİYORUM"

Bu mücadeleyi yürüten arkadaşlarımızın açıklamalarında yer almadık çünkü, bu meseleyi muhalefetin zorlaması olarak görmesinler istedik. Ayrıca, ben kendi aralarında, öğretmenlerin hakları yenilen öğretmenlerin muhalefet tarafından yönlendirildiğini kamuoyuna paylaşmasınlar diye dikkat ettik. Uzun bir süredir buraya gelmediler, kendilerine söyledik. Çünkü bu mesele gerçekten de siyaset üstü bir mesele. Mülakat yapmayacağız diyerek, o istedikleri öğretmenlere daha önce mülakat yapmadıklarına itiraf eder şekilde, ‘mülakat gibi mülakat yapacağız’ diyerek sözlerinden vazgeçtiler. Biz de kendilerini uyardık. Türkiye çapında farklı komisyonlara girdikleri mülakatlarda, siz siyasi bir etkide bulunmasanız bile, ‘Baş bulutlar oluşur’ dedik ve aylardır bunu anlatıyoruz. Komisyonlarda yaşananları aktarıyorlar. Sayın Milli Eğitim Bakanı’nın söylediği, anlattığı ve hayal ettiği gibi bir mülakat süreci olmadı. Bin 611 öğretmen, hak ettikleri halde diğer öğretmenler gibi öğrencileriyle konuşamadı. Buradan, Milli Eğitim Bakanına, Sayın Cumhurbaşkanına, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi mensuplarına sesleniyorum: Bu mesele bir hak meselesidir.

Sayın Bakan, siyaseten birçok konu konuşulabilir. Türkiye Yüzyılı mağlup modeli gibi çeşitli vakıflarla, derneklerle, siyasi partilerle yapılan protokoller gibi konuları tartışabiliriz. Ancak burada, hak mücadelesini tartışmaya gerek yoktur çünkü burada siyasi bir durum yok. Bu öğretmenlerimizin hakkını verin. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Genel Başkanımız Özgür Özel’in önderliğinde mülakat mağduru öğretmenlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Sayın bakan lütfen vicdanınızın sesini dinleyin ve öğretmenlerin hakkını yemeyin. Adalet olmayan ülkede huzur olmaz, kalkınma da olmaz.

Mülakat Mağduru Öğretmenler Platformu adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Tuba Sağır, şu ifadeleri kullandı:

“156 GÜNLÜK MÜCADELEMİZDE USULSÜZLÜKLER ORTAYA ÇIKTI”

4 Kasım 2024 tarihinden bu yana başlattığımız adalet mücadelemizin 156. gününde hepinizi saygıyla selamlıyoruz . Tam 156 gündür kar demeden, yağmur çamur demeden hak arayışımızı meydanlarda, mecliste ve bakanlık önünde sürdürmeye devam ediyoruz. İdarenin vermiş olduğu sözleri yerine getirememesinden dolayı bin 611 öğretmen sözde mülakat gibi mülakat uygulaması sonucunda atama haklarından olmuştur. Duyurduğumuz usulsüzlükler Bakan Bey’in gözünde hayal ürünü olarak görünmüş olmalı ki bu belgelere nereden ulaştığımızı bilmiyormuş. Milli Eğitim Bakanlığının mahkemelere göndermiş olduğu savunma niteliğindeki belgelerde basit bir toplama işlemini yapamayan komisyonlara, Sınav Rehberliğinde belirtilen usullerin nasıl hiçe sayıldığını, bazı komisyonların bol kepçe puanlar dağıttığını, bazı komisyonların performansı göz ardı edip KPSS puanının muadili puanlar dağıttığına şahit olduk. Bakan beyin usulsüzlük yoktur, sözlerine karşılık olarak mülakat gibi mülakatlarını yapmadan önce yaptığı açıklamaları tekrar hatırlatmamız gerekiyor.

“YUSUF TEKİN’İN AÇIKLAMALARI GERÇEKLERLE ÇELİŞİYOR”

Kendisi çıkmış olduğu bir programda komisyon üyelerinin kanaat kullanmayacağını, adaya sorulan sorulara ilişkin bir cevap anahtarı oluşturulacağını, komisyonların bu cevap anahtarına göre puanlama yapacağını dile getirmişti. Ancak bununla ilgili olarak mahkemelere gönderdikleri belgelerde sadece on puanlık bir sorunun cevap anahtarının oluşturulduğu geriye kalan 90 puanın komisyonların takdir hakkına terk edildiği ortaya çıkmıştır. Yine bir başka açıklamasında kendi döneminden önce yapılan mülakatları eleştirip bu mülakatlarda KPSS puanının aynısı verildigini KPSS puanının aynısını vereceksek neden mülakat yapıyoruz diye bir açıklaması olmuştu. Ancak bakan beyi başında bulunduğu milli eğitim bakanlığı tarafından mahkemelere gönderilen değerlendirme formlarında, komisyonların eski usule göre değerlendirme yaptığı ve sınava giren tüm adaylara KPSS puanının en fazla bir puan üstü hatta bazı komisyonlarda açık bir şekilde yuvarlama yaptığı ortaya çıkmıştır. Bu kadar usulsüzlük ortadayken Bakan Bey’in Bursa’da katıldığı bir programda “Eğer bana bir haksızlık yapıldı diyen aday varsa bize başvursun, biz gereğini yaparız.” açıklaması bize bir umut kapısı aralamıştır. Bu yaşanılanlar aslında sözlü sınavlardan önce kontenjan içinde olan öğretmenlerinin nasıl bir hak gaspına maruz kaldığını kanıtıdır. Bu olgu çerçevesinde ne biz ne de Bakan Bey kişisel hırsına yenilmemelidir.

“ADALETİN ÖLMESİ, ÜLKEYİ FIRSATÇILARA TESLİM ETMEKTİR”

156 gündür devam ettiğimiz mücadelemizde ne Bakan Bey’in şahsına ne de bağlı bulunduğu partisine yönelik hakaret içeren tek bir cümlemiz olmamıştır. Bu konunun siyaset üstü tutulması gerektiğini söyleyip bize destek veren muhalefet vekillerinin tavrı bu yönde iken karar vericilerin artık bu hak kaybını ortadan kaldırması elzemdir. Ülkemizde adaleti öldürürsek üç tarafı denizlerle çevrili olan güzel memleketimizin dört tarafını, fırsatçılara, fesatçılara teslim etmiş oluruz. Adalet tüm yurttaşlar için ekmek gibi su gibi temel bir ihtiyaçtır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için yargıyı işaret edenlere karşılık yargının sadece mevzuata bağlı karar vermesi, söz konusu sınavda kayda alınan görüntülerin bilirkişiler tarafından incelenmeden, yapılan itirazların, eldeki kanıtlarla incelenmeyip somut deneyimin göz ardı edilmesi vicdanları yaralanması neden olacak bir başka husustur. Bu minvalde hem bin 611 öğretmenin saygınlığını düşürmemek hem de toplumun adaleti olan inancını diri tutmak adına bu mağduriyete bir an önce son verilmesini talep ediyoruz.