Ankara’nın tarihi hazinelerinden Kesikbaş Türbesi: İsmine dair rivayetler dikkat çekiyor
Ankara'nın Kale Mahallesi, yüzyıllardır tarih ve kültür meraklılarının ilgisini çeken bir merkez oldu. Bu bölgedeki sayısız tarihi yapılar arasında yer alan Kesikbaş Türbesi, hem mimarisi hem de derin tarihi ve mistik hikâyeleriyle şehrin dikkat çeken eserlerinden biri olmaya devam ediyor. Gün boyunca yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği türbe, 14. yüzyıla dayanan köklü geçmişi ve Anadolu halk kültürüne damga vurmuş efsaneleriyle ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Gün içerisinde birçok kişinin ziyaret ettiği Kesikbaş Türbesi'nin tarihi 14'üncü yüzyıla dayanıyor. Ankara'nın tarihi ve turistik bölgesi Kale Mahallesi'nde yer alan Kesikbaş Türbesi, birçok kişi tarafından merak ediliyor.
KESİKBAŞ TÜRBESİ’NİN KONUMU VE TARİHİ
Kesikbaş Türbesi, Ankara’nın Ulus semtinde, At Pazarı Yokuşu üzerinde, Aslanhane Camii’nin biraz ilerisinde yer alıyor. Türbe, Arslanhane (Ahi Şerafettin) Camii ve Türbesi'ne oldukça yakın bir konumda bulunuyor ve tarihi Kale Mahallesi’nin en dikkat çeken noktalarından biri olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Türbenin tarihi 14. yüzyıla kadar uzanıyor. Osmanlı döneminde koruma altına alınan ve türbe olarak kabul edilen yapı, o dönemde halk arasında oldukça önemli bir yer edinip bugün de tarihi dokusu ve manevi atmosferiyle ziyaretçileri büyülemeye devam ediyor. Türbe, sadece mimari özellikleriyle değil, aynı zamanda adının kökenine dair anlatılan ilginç hikâyelerle de dikkat çekiyor.
KESİKBAŞ ADININ KÖKENİ VE EFSANELER
Kesikbaş adıyla ilgili kesin bilgiler olmamakla birlikte, bu isme dair pek çok rivayet bulunuyor. Anadolu kültüründe "Kesikbaş" olarak bilinen yatırlar, Allah rızası için cihat edip şehit düşen ve başları gövdelerinden ayrılmış olmasına rağmen savaşmaya devam ettiklerine inanılan ulu zatlar olarak kabul ediliyor.
Bir rivayete göre türbede yatan kişinin savaş sırasında başı kopmuş, ancak buna rağmen başını koltuğunun altına alarak savaşmaya devam etmiş ve daha sonra bugünkü mezarının bulunduğu yere gelerek şehit olmuş. Bu hikâye, Anadolu mitolojisinde sıkça karşılaşılan bir kahramanlık öyküsü olarak bilinir ve türbede yatan kişinin kim olduğu ise kesin olarak bilinmiyor. Türbenin Felekeddin, Hacı Arap veya Zeynel Abidin isimli kişilere ait olduğu söyleniyor.
Türbenin altında yer alan tonozlu bir mezar odası olduğu rivayet edilse de bu alana bugün girilemiyor. Anadolu’nun farklı bölgelerinde de Kesikbaş adını taşıyan türbeler bulunması, bu hikâyelerin yalnızca bir bölgeye ait olmadığını ve ortak bir kültürel değeri temsil ettiğini gösteriyor.
TARİHİ VE MANEVİ DEĞERİN KORUNMASI
Ankara’nın en önemli tarihi yapılarından biri olan Kesikbaş Türbesi, geçmişin izlerini günümüze taşıyan nadir eserlerden biri olmaya devam ediyor. Hem tarihi hem de manevi değeriyle şehrin kültürel mirasının bir parçası olarak korunuyor. Türbeyi ziyaret edenler, bu yapının yalnızca fiziksel bir mekân olmadığını, aynı zamanda geçmişin hikâyelerini ve inançlarını taşıyan bir simge olduğunu hissediyor.
Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseri: Cenabi Ahmet Paşa Camii tarihi atmosferi yaşatıyor