Ankara Kalesi'nin 4 asırlık sırrı "Surdaki Sır" adlı romanda anlatıyor

Yazar Seçkin Küskü'nün, Surdaki Sır adlı romanı, tarihi gerçekleri ve sanatı birleştirerek okuyuculara Başkent Ankara'nın 4 asırlık gizemli geçmişini anlatıyor. Küskü, eserinde, Ankara Manzarası tablosundaki 22 karakteri ve dönemin sosyal, kültürel yapısını detaylı bir şekilde işliyor.

Ankara Kalesi'nin 4 asırlık sırrı "Surdaki Sır" adlı romanda anlatıyor

Yazar Seçkin Küskü, Ankara Kalesi'nin tarihi ve gizemli geçmişini gözler önüne seren yeni romanı Surdaki Sır ile kitapseverlerle buluştu. Küskü'nün eserinin temelini, başkent Ankara'nın bilinen ilk resmi olan ve 4 asır önce yapılmış Ankara Manzarası tablosu oluşturuyor. Küskü, eserin ortaya çıkış sürecini, ünlü sanat tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice'nin yaptığı bir keşfe dayandırarak, Ankara Manzarası tablosunun doğru kimliği üzerine önemli bir bilgi paylaşıyor. Semavi Eyice, ilk olarak "Halep Manzarası" olarak bilinen bu tablonun, aslında bir Ankara manzarası olduğunu ispatlamış ve tablonun adı bu tarihten itibaren değişmiş. Küskü, bu tablodan esinlenerek kaleme aldığı romanın, geleneksel roman formatının dışında, tamamen tarihi gerçekler ve tablodaki detaylar üzerine kurgulandığını belirtiyor.

TARİHİ ESERİN İLHAM VERDİĞİ ROMAN: "SURDAKİ SIR"

Küskü'nün yeni romanı Surdaki Sır, 17. yüzyılda çizilmiş Ankara Manzarası tablosunun detaylarına dayanan bir eser. Eserin temelini, tablonun içinde yer alan 22 karakter oluşturuyor. Bu karakterler, tablodaki figürlerin birebir yansımaları olarak betimlenmiş. Surdaki Sır, dünya çapında sadece dört romanın yazıldığı bir tablonun öyküsünü anlatmakta. Eserin yazılmasında, akademik makaleler ve dönemin seyahatnameleri gibi pek çok kaynağın incelenmesiyle, dönemin sosyal, kültürel ve ticari hayatı hakkında derinlemesine bir bakış açısı ortaya konuyor. Bu araştırmalar, 22 akademisyenin görüş bildirmesiyle kitap olarak yayımlanmış.

TABLONUN GİZEMİ VE KÜSKÜ'NÜN ARAŞTIRMA SÜRECİ

Surdaki Sır romanını yazma sürecinde uzun bir araştırma dönemi geçirdiğini anlatan Küskü, Ankara Manzarası tablosunun içeriğini titizlikle incelediğini vurguluyor. Tablo, 1617 yılında Osmanlı ile Hollanda arasında imzalanan ticaret anlaşmasının bir sonucu olarak Hollandalı tüccarların Ankara'ya gelişini gösteriyor. Küskü, tabloyu inceledikçe, bazı detayların ve karakterlerin özgünlüklerini fark ettiğini belirtiyor. Tablonun ters çevrildiğinde su yansıması olduğu gözlemi, eserin bir başka dikkat çekici yönü.

Tablonun gerçek sahibi ve ressamı hala bilinmemekle birlikte, Küskü, eserdeki bir figürün Hollanda folklorik kıyafetleriyle resmedilmiş olmasını dikkate alarak, ressamın kimliğini "Bedizci Martin" olarak kurguladığını açıklıyor. Bu figürün, dönemin Hollanda kıyafetlerini giymiş bir karakter olduğunu öne süren Küskü, eserin içerisindeki 357 figürden birini, özellikle dikkatli bir şekilde incelediğini belirtiyor.

TARİHİ GERÇEKLERLE UYUMLU BİR ESER: "SURDAKİ SIR"

Küskü'nün romanı, tarihi gerçeklere sadık kalınarak yazılmış bir yapıt. Yazar, kitabın her aşamasında, tabloyu ve onun çevresindeki tarihi bağlamı titizlikle araştırdı. 2018 yılında, Ankara Manzarası tablosu Hollanda'nın Rijksmuseum'u ile Türkiye Kültür Bakanlığı'nın iş birliğiyle, Koç Müzesi'nde geçici olarak sergilenmeye başlamıştı. O günden bugüne, Ankara'da beş yıl boyunca sergilenmeye devam ediyor. Küskü, bu tablonun Ankara'da sergilenmesini çok önemli buluyor ve "Ankaralılar olarak tablomuzu sahiplenmeliyiz" diyerek, eser hakkında derin bir saygı ve sevgi besliyor.

KİTAPTA ANKARA'NIN DERİNLİKLİ TEMSİLİ VE 11 HİKAYE

Surdaki Sır romanı, yalnızca tablodaki karakterleri değil, aynı zamanda 17. yüzyıldaki Ankara'nın sosyal yapısını, kültürünü ve günlük yaşamını da yansıtıyor. Roman, toplamda 11 hikayeden oluşuyor ve her hikaye, tablodaki karakterlerin yaşamını, toplumsal ilişkilerini ve dönemin kültürel dokusunu işliyor. Küskü, tablodaki arka planda yer alan Ankara surlarını, Cenab-ı Ahmet Paşa Camii'ni ve pazar alanını da detaylı bir şekilde tanımlayarak, şehrin o dönemdeki mimari yapısının ne denli derinlikli bir şekilde resmedildiğini aktarıyor. Kitap, sadece bir roman değil, aynı zamanda tarihi bir belgeleme görevi de görüyor.

"ANKARA MANZARASI" TABLOMUZUN SAHİPLİĞİ VE KÜLTÜREL ÖNEM

Küskü, tablonun tarihsel ve kültürel anlamını vurgulayarak, "Hollanda Büyükelçiliği ve Rijksmuseum iş birliğiyle tablonun Ankara'ya getirilmesi, başkent için çok değerli bir adımdı. Bu tablonun Ankara'dan ayrılmaması gerektiğini düşünüyorum," şeklinde bir çağrıda bulundu. Ayrıca, Hollanda Kralı William Alexander’a seslenerek, tablonun başkentte kalmasını istediğini dile getirdi.

Yazar Seçkin Küskü'nün Surdaki Sır adlı romanı, tarihi gerçekleri ve sanatı birleştirerek, okuyucularına sadece bir dönemin değil, bir şehrin de derinlikli bir portresini sunuyor. Kitap, yalnızca sanatseverler için değil, tarih ve kültür meraklıları için de önemli bir kaynak olma potansiyeli taşıyor.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız