Müşterinin çilesi

Dengesi bozulmuş ekonomilerde müşteri olmak zor!

Müşteri, günümüz deyimiyle tüketici, satın aldığı ürünün kalitesinden ve fiyatından emin olmak ister.

Bu doğaldır, ticaretin gereğidir zaten.

Kim;

Herhangi bir ihtiyacını gereğinden fazla ödeme yaparak almak ister ki.

Veya;

Kim satın aldığı bir ürünün kalitesinin düşük olmasını ister ki.

Hangi çocuk;

babasına aldırdığı oyuncağın kırık olduğunu görünce üzülmez.

Veya;

Hangi anne bebeğine aldığı mamanın bayat olduğunu anlayınca hırçınlaşmaz.

Ya da;

İçinde bal olmayan şeyi, bal olarak soframıza geldiğini öğrenince hangimiz kötü hislere kapılmayız.

Örnekleri çoğaltmaya hiç gerek yok.

Çünkü zaman zaman hepimizin yaşadığı durumlar bunlar.

Ya kırık, ya eksik, ya yırtık, ya çarpık…

En kötüsü de hileli olan ürünler.

Sağduyudan yoksun, gözünü haksız kazanç hırsı bürümüş satıcıların sattıkları yani.

Müşterisini kandırmayı beceri sanan, ticaretin dışında her şeyi yapan satıcılar…

Onların ticaret sandıkları şeyi yazmaya kalemim varmıyor. Sırf dimağlar kirlenmesin diye.

Hâlbuki atalarımız, günümüzden sekiz yüz yıl önce ticaretin tüm kurallarını belirlemiş Ahilik Sistemi’nde.

Hem de insanı ticaretin odağına yerleştirerek.

Ticareti ahlakla bütünleştirerek.

Tabi ki erdemli çalışan esnaf, tüccar ve üreticileri kötülerinden ayrı tutuyorum…

Benim asıl amacım;

Yaptığı alış-verişten malın veya hizmetin kusuru dolayısı ile haksızlığa uğrayan kişilerin izleyebilecekleri yolu anlatabilmek.

Yani;

Bir müşteri, alış-verişinde “ayıplı mal” ile karşılaştığında ne yapmalıdır?

Cevabı doğrudan veriyorum:

Kanun koyucu, bu konuyu 6502 numaralı yasayla düzenlemiş.

İl ve ilçe merkezlerinde “Tüketici Hakem Heyeti” adında bir kurul oluşturmuş.

Bu heyetler; tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik tüm faaliyetlerde başvuru yeridir.

Ve kararları amirdir.

Her yıl tüketici hakem heyetine başvuru tutarları güncelleniyor.

Sistem işliyor yani.

Yeter ki tüketici bilinçli olup haklarını kulansın.

Elbette tüketici hakem heyetlerinin kararlarına itiraz edilebilmektedir.

Kanun koyucunun doğrudan tüketiciye yönelik ticaretin konusu olan uyuşmazlıklarda çözüm kurumu oluşturması, takdir edersiniz ki çok önemlidir.

Çünkü müşterilerin hak arama yollarının açık olması, piyasaların dengeli gelişmesi için olmazsa olmaz şarttır kanımca.

Bir şekilde müşterisini mağdur eden piyasaların gelişmesi mümkün olmaz.

Çünkü pazar güven ister.

Güven olmayan yerde ise gelişme olmaz.