Markaların gücü
Çağımızın önemli değerlerinden biridir “marka."Marka, en kısa tanımıyla; bir ürünün diğer üründen ayrılabilmesi için belirlenmiş işarettir.Yani, söz konusu...
Çağımızın önemli değerlerinden biridir “marka."
Marka, en kısa tanımıyla; bir ürünün diğer üründen ayrılabilmesi için belirlenmiş işarettir.
Yani, söz konusu ürünün toplumda bıraktığı izdir.
Sanayi devriminden sonra.
Yeni üretim modellerinin oluşmasıyla yaygınlaşmıştır.
Seri üretimin gelişmesiyle.
Fabrikaların kurulmasıyla yani…
Her atölye, her fabrika piyasaya sürdüğü ürünlerini benzerlerinden ayırt edilmesini istemiştir.
Özellikle de ürününe güvenen, kaliteli, tüketici ihtiyacını tam karşılayan ürün üretebilen üreticiler.
Çünkü her marka kendi talebini yaratabilmektedir.
Özellikle de tüketiciler nezdinde beğeni kazanabilmiş markalar.
Öyle ki;
Küreselleşmiş,
Dünya tüketicilerinin beğenisini kazanmış bazı markalar,
Şirketlerine devletlerin yıllık milli hasılalarını katlayan cirolar sağlayabilmişler.
Günümüzde bu tür küresel marka örnekleri çoktur.
Bir fikir oluştursun diye sadece bir örnek vereceğim:
Fransızların geleneksel peynirleri rokfor peyniri markalaşmanın gücüne iyi bir örnektir.
Bu peyniri, dünyada sofra kültürü olanlar arasında bilmeyen yoktur.
Çünkü;
Fransızlar günümüzden yaklaşık 500 yıl önce rokforu sınıflayarak peynirlerine sahip çıkmışlar. Kırk çeşit peynir tespit etmişlerdir
Çağdaş anlamda ise, rokfora 1925 yılında coğrafi işareti alarak markalaşma yolunda önemli bir adım atmışlar.
Rokfor peyniri günümüzde önemli bir markadır ve dünyanın her yerinde talep görür.
Doğal olarak da pahalı bir peynirdir.
Dünya peynir ticaretinde;
Ürettiği peynir markaları ile Fransa 2022 verilerine göre; 124 Milyar Dolarlık pazardan 3.3 Milyar Dolar kazanmaktadır.
Türkiye ise bu pazardan ancak 156 milyon dolarlık pay alabilmektedir.
Halbuki;
Türkiye’nin geleneksel yüzlerce peynir çeşidi vardır.
Hepsi de markalaşarak dünya pazarlarına çıkarılmayı bekliyor.
Bunlardan bazıları neler mi?
Çanakkale Ezine Peyniri, Bursa Mihaliç Peyniri, Hatay Sürk Peyniri, Burdur Keş Peyniri, İzmir Tulumu, Van Otlu Peyniri gibi…
Saymakla bitmez.
Hepsi markalaşmayı bekliyor.
Doğdukları topraklara vefalarını sunacaklar.
Onları zenginleştirecekler.
Yeter ki fark edilsinler.
Markalaştırılıp dünya pazarlarına sunulsunlar.
Sadece peynirler mi?
Elbette hayır!
Markalaşmayı bekleyen o kadar çok geleneksel Türk ürünü var ki...
Gençlerimizin;
Keşfedecekleri, üretecekleri, sonra da markalaştırıp dünya pazarına sunacakları bilim ve teknoloji ürünlerini saymıyorum bile…