Ankara'nın İncisi

Ankara’nın incisi de; hanlara, sultanlara padişahlara sunulmuştur. Ticaret konusu olmuştur. Bedene sağlık, ağızlara tat olmuştur hep. Hatta uğruna savaşlar bile verilmiştir tarihte.

Durun! Durun!

“Denizi olmayan bir kentte inci mi olurmuş” demeyin.

Tabi ki Ankara’nın da incisi var.

İnci dediğim de istiridyelerin ürettiği sedefli inciler değil doğal olarak.

O inciler;

İnce ve narin sedef katmanlarıyla ışığı kırarak muhteşem parıltılar oluşturur.

Rengiyle, parlaklığıyla, nadirliğiyle çok değerlidir.

Tarih boyunca ticareti yapılmıştır.

Hanlara, padişahlara, sultanlara, krallara sunulmuştur.

Hazinelerde saklanmıştır.

Ticareti yapılmıştır yüzyıllar boyunca.

Hala da mücevher ticaretinde yeri vardır, karideslerin ürettiği muhteşem incilerin.

Eminim, inciler gelecekte de gerdanları, bilekleri süsleyecek…

***

Ankara’nın incisine gelince;

O da gün ışığını kırar, ince ince renklerine ayırarak.

Bakanların gözlerini o da kamaştırır muhteşem beyazlığı ile.

Sedef içermese de, en az sedef kadar pırıltılıdır.

Ankara’nın incisi de; hanlara, sultanlara padişahlara sunulmuştur.

Ticaret konusu olmuştur.

Bedene sağlık, ağızlara tat olmuştur hep.

Hatta uğruna savaşlar bile verilmiştir tarihte.

***

Ankara’nın incisini merak mı ettiniz?

Bir ipucu daha vermeme gerek var mı?

Ankara’dan güneye doğru yol almaya başlarsanız eğer Ankara’nın incisine rastlarsınız zaten.

Ankara’nın incisini tahmin ettiniz bence.

Evet!

Tuz Gölü’nden bahsediyorum.

Türkiye’nin ikinci büyük gölünden.

Ankara’nın Aksaray ve Konya ile paylaştığı gölden.

Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde kırkının üretildiği kaynaktan.

***

Tuz Gölü ortalama kırk santim derinliğe sahip, tuz katmanlarının üzerinde konumlanmış bir göl.

Dışarıya su çıkışı olamayacak kadar çukurdadır Tuz Gölü.

Melendiz Çayı, İnsuyu, Peçenek Çayı, Karasu gibi küçük akarsularla beslenir.

Tabanından çıkan su kaynakları, derinlerdeki kristal tuz kayaçlarını eriterek yüzeye çıkarıyor.

O yüzden Tuz Gölü’nün tuzları mineral açısından oldukça zengin.

Deniz suyundan on kat daha fazla tuzluluk oranına sahip.

Bu yüzden tam bir tuz cenneti.

İnci kadar değerli yani.

Tuzun insan sağlığı açısından önemini düşünecek olursak, “Ankara İncisi”

inciden de değerli bence…

***

Tuz gölü, sadece inci beyazı tuzlarıyla ünlü değildir.

Tuzda yaşamaya evrilmiş su kuşlarının da uğrak yeridir.

Özellikle flamingolar yavrularını burada büyütürler.

Yedikleri alglerden dolayı beyazdan pembeye dönüşen tüyleriyle Tuz Gölü’ne destansı bir manzara kazandırır flamingolar.

Flamigolara, angıt, kılıçgaga, yağmurcan, turnalar, yaban ördekleri de eşlik eder.

Tuz Gölü’nün tuzu kadar habitatı da zengindir yani.

Tuz Gölü, uçsuz bucaksız buz mavisi rengiyle incileri kıskandıracak kadar alımlı olsa da, bazı aylarda yer yer pembe ve kırmızı renge bürünür.

Kim bilir flamingoların, yaz aylarında pembe renge bürünen Tuz Gölü’nün renk kardeşliği de doğanın minik canlıları alglerdir.

Ankara’nın incisini görmeye değer bence.

Hele bir de ziyaretinizi Ağustos Ayında gün batımına denk getirirseniz, en sevdiğiniz şiiri de mırıldanırsınız kanımca…

SON DAKİKA HABERLERİ

Zübeyir Tokgöz Diğer Yazıları