Ankara’da sanat
Sanat, bir milletin evrene bakış açısıdır.
Milletin geliştirdiği estetiktir.
Dünyayı algılayış biçimidir.
Kültür birikimidir.
Dünyaya bıraktığı izdir.
Geleneğidir.
Toplumu, millet yapan unsurlardan biridir.
***
Ankara’da sanat bir başka oluyor doğrusu.
Fotoğraf sanatçısı dostum Erol Çınar’ın daveti üzerine bir etkinliğe katıldım.
Aktiffelsefe Derneği’nin bir etkinliği.
Derneğin gelenekselleştirdiği Türkiye fotoğraf yarışması ödül törenine.
Tören “Seğmen Gösterisi” ile başladı.
Ankara’nın özünü, kahramanlığını temsil eden seğmenlik kültürüyle.
Türkiye’nin dört bir tarafından katılan sanatçıların fotoğrafları yarışmıştı.
Her fotoğraf güzel ve kederli insanımızın yaşamının bir kesitini belgeliyordu.
Bazen Anadolu’nun sarp dağlarına dokunan insan elleri.
Bazı karelerde Denizli’nin eğlenme kültürü.
Hele Karadenizli bir ninenin seranderine mısırlarla dokuduğu emek yürekleri ısıttı.
Ortam zaten büyüleyiciydi.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin kültür kokan taş anıtlar salonu, insanı tarihin içine çekiyordu.
Geleceğe iz bırakmak adına çekilen fotoğrafların, Frig, Hitit, Asur, Urartu, Bizans, Selçuklu, Osmanlı eserleriyle birlikte sergilenmesi etkinliğe anlam katmıştı.
“Geçmişin izleri arasından geleceğe iz bırakmak”
Zaten sanat da bu amaçla yapılmaz mı?
Bu sanat ortamına piyano resitalini de ekleyince, Ankara’da sanat bir başka oluyor doğrusu.
***
Aktiffelsefe Derneği ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin işbirliği Ankara sanatına katkı sağlamış bence.
Müzelerin, sanat etkinliklerine açılması, ayrı bir vizyon.
Sanatın ve kültürün yaygınlaşmasına hizmet eder.
Sanat ise uygarlığın ön şartıdır kanımca.
Ankara’da sanat bir başka oluyor doğrusu…