Unutmak büyük nimet ancak…
Yaradılışımızda beynimize yerleştirilen muazzam organ, sistem ve programlar gereği insan olarak unutkan yaratıklarız. Eğer unutmak olmasaydı başımızdan...
Yaradılışımızda beynimize yerleştirilen muazzam organ, sistem ve programlar gereği insan olarak unutkan yaratıklarız. Eğer unutmak olmasaydı başımızdan geçenler, yaşadıklarımız, düşündüklerimiz, duyduklarımız üst üste birikseydi ve sürekli hatırlasaydık bu hayat çekilmez, bu dünya yaşanmaz hale gelmez miydi?
Ancak unutkanlığın bu faydalarının yanında, yaratılışımız gereği içimizde var olan “alışmak, fark etmemek, önemsememek, kıymetini bilmemek, yokluğunun nelere mal olacağını düşünmemek gibi” insani duygularımız da vardır…
Mesela kalbimiz, beynimiz, böbreklerimiz, akciğerlerimiz, karaciğerimiz, dalağımız, pankreasımız, sindirim sistemimiz, dolaşım sistemimiz, lenf sistemimiz gibi birçok organ ve sistemimiz hiç haberimiz olmadan, 24 saat hiç durmadan çalışır ve bize hizmet eder ama biz o organı, sistemi veya uzvumuzu kaybedene kadar hiç yokmuş gibi davranır onları hasta etmek için elimizden geleni yapar ve ne kadar değerli olduğunu hiç aklımıza bile getirmeyiz…
Halbuki trilyonlarca dolar ödesek gözümüzün, kalbimizin, karaciğerimizin vs. yerini tutacak, aynı görevi yerine getirecek bir organ satın almamız mümkün değildir… Hayatımızı devam ettirebilmemiz için soluduğumuz havada olması gereken “oksijen ve negatif iyonların” varlığı “kaybedene kadar” kendiliğinden hiç aklımıza bile gelmez…
“Yaşamak için ihtiyacımız olduğundan haberimiz bile olmadan sürekli kullandığımız” madde listesini saymaya üşeneceğiniz kadar uzatmak mümkün. Ancak saymaya üşenenlerin okumaya daha çok üşeneceklerini bildiğim için yazıyı uzatmadan sadede gelmek istiyorum…
–Geçmişte yaşadığınız tüm olumsuzlukları sadece ders almak için kullanın, çöp olarak beyninizde geleceğe taşımayın…
-Düşündüğümüz, duyduğumuz, gördüğümüz, söylediğimiz her şeyin beynimizde kimyasal bir karşılığı olduğunu aklınızdan çıkarmayın… (Limon dendiğinde ağzımızın sulanması buna örnektir.)
-Vücudunuzu en azından arabanız veya cep telefonunuz kadar tanıyarak, yaşamamız için 24 saat mücadele eden organ, sistem ve dokularımızı hasta etmek için bilinçsizce uğraşmayın…
Yeni haftanın yeni umutlara vesile olması dileğiyle…