Hastalıklardan korkarak kimse iyileşemez
Günümüz de “en büyük sermayesi korku olan modern sağlık sistemi,” insanları çok çeşitli algı operasyonlarıyla; "çok karmaşık, anlaşılması çok zor ve gizemli...
Günümüz de “en büyük sermayesi korku olan modern sağlık sistemi,” insanları çok çeşitli algı operasyonlarıyla; "çok karmaşık, anlaşılması çok zor ve gizemli tedavisi olmayan binlerce hastalığın var olduğuna" inandırmıştır.
"Genetik, kronik veya dejeneratif" gibi etiketlerle isimlendirilmiş” hastalıklar karşısında çaresizlik öylesine etkili öğretilmiştir ki, "hiç kimse acı çekerek aylarca hatta yıllarca hem tedavi edildiğini zannedip hem de tedavisi yok denen hastalıklar nedeniyle yavaş yavaş tüketilerek ölmeyi yadırgamıyor" bile.
Tam bir teslimiyetle (DSÖ’nün hazırladığı protokollerin dışına çıkmamak üzere hareket eden) doktorlarımız tarafından söylenilen her şeyin, yüksek ücretler karşılığında yapılmasına rıza gösterip, ilaç diye verilen (sayısız yan etkileri olan) her türlü kimyasalı hiç tereddütsüz kullanıp, sonunda ise kaderimiz böyleymiş diyerek, "biz insanların kaderini kendi çabalarına bağlı kıldık" diyen İsra suresi 13. ayeti hiç aklına bile getirmeden, mistik bir havada ölüme teslim oluyor.
Ne gariptir ki bu durum hiç kimse tarafından yadırganmıyor bile. Çünkü "hastalıkların anlaşılmaz ve çok zor olduğu sürece," çözümü nün de çok zor hatta imkansız olacağına (maalesef) doktorlar dahil herkes inandırılmıştır.
Sayısız hastalığın varlığından bahsedilirken; insanların yaşam tarzı, psikolojik durumu, beslenme şekli, sindirim sisteminin çalışma düzeni, bağırsak florası, muhatap olduğu toksinlerin etkileri, inflamasyon nedenleri ve mikro gıda yetersizlikleri gibi hastalık nedeni olan faktörlerden hiç bahsedilmez. Fabrika ayarlarımız gereği "vücudumuzun kendi kendini yenileme becerisi" hiç dikkate alınmaz, gündeme bile getirilmez.
Çaresizlik ve ölüm korkusunun etkisiyle (her şartı en başından kabullenerek) bu sisteme teslim olup, sadece (semptomların) hastalık belirtisi olan (ağrı, ateş, hazımsızlık, ödem, tansiyon, şeker gibi) şikayetlerimizin geçici olarak ortadan kaldırılarak, asıl hastalığın maskelenmesine izin vermek yerine, vücudumuzu cep telefonumuz kadar tanıyarak, hastalık nedenlerini ortadan kaldırarak hiç hasta olmamak daha akıllıca olacaktır…
Cuma gününün yeni umutlara vesile olması dileğiyle…