Siz hangi gezegende yaşıyorsunuz?
Suriye’de yerinden oynayan taşlar, hızla yuvarlanıyor. Rejim muhalifleri, bir hafta gibi kısa bir sürede Halep ve Hama’yı ele geçirip, Humus’a doğru...
Suriye’de yerinden oynayan taşlar, hızla yuvarlanıyor. Rejim muhalifleri, bir hafta gibi kısa bir sürede Halep ve Hama’yı ele geçirip, Humus’a doğru ilerliyor. Sonrası Şam…
Türkiye’nin uzattığı dost eline tutunmak yerine, o eli sinsice ısırmaya çalışan Beşşar Esat için yolun sonu görünüyor. Daha önce de yazmıştık; bu gidişin menzilinde Londra’da ikamet görünüyor. Her neyse… Orası bizim sorunumuz değil.
Bizim sorunumuz, Türkiye için bir ulusal güvenlik sorunu haline gelen CHP ve tepe yöneticileridir. CHP yönetiminin hangi gezegende yaşadığını anlayamıyoruz. Üçüncü Dünya Savaşı’nın peşrevleri atılıyor. Hatta birçok uzman, bu savaşın çoktan başladığını söylüyor. Hoşumuza gitmese de bu savaşın merkez üssü, tam olarak bizim coğrafyamızdır. Bunu anlamak için uzman olmaya gerek yok. Ukrayna’dan Yemen’e kadar dikey bir çizgi çekin. Bir de bu çizgiyi yatay kesecek şekilde, Girit’ten Tahran’a uzanan bir çizgi daha çizin. Sonra haritanın karşısına geçip bakın. Türkiye’nin, bu kavga coğrafyasının tam merkezinde kaldığını göreceksiniz.
HANGİ CEPHEDEYDİNİZ?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kürsüde coşmuş; iktidarı tehdit ediyor. Diyor ki; “Suriye’de bir maceraya kalkışmayın…”
Sayın Özel, sizden önce o koltukta oturan zat da Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’deki terör koridorunu kesmek için zorlu operasyonlar yaparken itiraz ediyordu. Bir düşünün…
26 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Operasyonu yapılırken, CHP hangi cephede konuşlanmıştı?
8 Ekim 2017’de Bahar Kalkanı Harekâtı’nı başlattığımızda, CHP yöneticilerinin yüzü hangi renkteydi?
PKK’yı Afrin’den söküp atmak için 20 Ocak 2018’de başlattığımız Zeytin Dalı Harekâtı için siz ve Kemal Kılıçdaroğlu ne diyordu? Sevabına hatırlatalım: “Sakın Afrin’e girmeyin; Türkiye’yi bataklığa saplarsınız…”
Teröristan özlemcilerini sınırımızdan uzaklaştırmak için, 9 Ekim 2019’da Barış Pınarı Harekâtını başlattığımızda, CHP ve tepe yönetimi hangi cephede konuşlanmıştı.
Rusya destekli Esat ordusunun, İdlib’de gözlemci olarak görev yapan 37 askerimizi hava bombardımanıyla katletmesi üzerine 27 Şubat 2020’de başlattığımız Bahar Kalkanı Harekâtı’nı, hangi yüz ifadesiyle karşıladınız? Ülke bekası için canını ortaya koyan askerlerimize moral verecek bir çift laf ettiniz mi?
Daha kolay bir soru soralım: CHP, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, ülkemizin bekası ve Türk Milletinin yüce menfaatlerini korumak için yurtdışında operasyonlar yapmasına izin veren tezkereler TBMM’de oylanırken, siz kimin yanında yer alıyordunuz? Olmayan hafızanızı yormamak için kopya verelim: PKK’nın siyasî uzantılarının yanında konuşlanmıştınız.
İŞGALCİ ÜLKELERE HİÇ SORDUNUZ MU?
İran’ın, bizim de yer aldığımız Ortadoğu coğrafyasında bulaşmadığı ülke kalmadı. Yazık ki İran’ın bulaşmaları, hiçbir zaman ‘hayır’ hedeflemedi. Suriye, Irak ve Yemen’de yüzbinlerce Sünnî Müslümanın kanına döktü. Lakin tek bir Siyonistin burnunu kanattığını görmedik İran’ın. Batılı emperyalistlerin oyundaşlığından başka niyeti de eylemi de olmadı. Sonunda gele gele geldi, ‘etkisiz eleman’ durumuna düştü.
Rusya, sanki malı mülküymüş gibi Suriye’ye çökmüş durumda. Ülkenin hava sahası ondan soruluyor. İsrail’den Şam ve diğer Suriye kentlerine gönderilen füzelere yeşil ışık yakarken, Türkiye’nin meşru operasyonları karşısında yüzünü ekşitiyor.
ABD, 10 bin kilometre uzaktan gelmiş, Suriye’de hak iddia ediyor. PKK ve türevlerini ağır silahlarla donatıp, Türkiye’nin üzerine salıyor.
Fransa ve Almanya başta olmak üzere, birçok Avrupa ülkesi, Suriye’deki çatışmaların bir yerlerinde konuşlanmış durumda. Sahi siz, Lafarge kelimesinin ne olduğunu sanıyorsunuz? Acaba müttefikiniz olan siyasî uzantıların bağlı olduğu PKK-PYD çakallarının, Türk Devleti’ne karşı Suriye ve Irak topraklarında inşa ettiği savunma mevzileri ve yeraltı tünellerinin betonunu Lafarge firması vermiş olabilir mi? Dahası, DEAŞ’ın beton ihtiyacı da, bedelsiz olarak Lafarge tarafından sağlanmış olabilir mi? Bize inanmıyorsanız, Lafarge’ı yargılamakta olan Fransız yargısına sorabilirsiniz.
Sayın Özgür Özel… Türk Devleti’ne bunca höykürürken; İran, Rusya, ABD, Almanya, Fransa ve diğer alakasız ülkelerin Suriye’de ne işi olduğunu hiç sorguladınız mı? Sorgulamadınız, çünkü sırtınızı yasladıklarınız fena halde bozulabilir.
GAZİ DE Mİ MACERA ARADI?
Soruları biraz daha zorlaştıralım mı?
Sayın Özel, Birinci Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal (Kimse buzağı aramaya çıkmasın; o zaman henüz Atatürk değildi), Lozan’da İsmet İnönü’nün sahip çıkamadığı Musul ve Kerkük’ü vatan topraklarına katmak için 1925’te bir harekât başlattı. Fakat İngilizlerin kucağında oturan dönemin PKK’sının ‘irtica görünümlü’ ayaklanması yüzünden yarım kalan harekâtla, Gazi Mustafa Kemal, sizin deyiminizle macera mı arıyordu?
Atatürk, Hatay’ı vatan topraklarıyla buluşturmak için, ömrünün son yıllarında canhıraş bir mücadele verirken macera mı arıyordu? O macera olmasaydı, bugün Hatay nereye düşerdi?
Merhum Başbakanlar Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan, 1974’te Kıbrıs Türklerini soykırımdan kurtarmak için Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yaparken, orada macera mı arıyordu?
İsterseniz tarihî zemine de bakabiliriz. Mesela Sultan Alparslan, 1071’de Malazgirt’te Bizans ordusuyla savaşırken, macera peşinde mi koşuyordu?
Fatih Sultan Mehmet 1453’te İstanbul’u fethetmek için canını dişine taktığında, maceraya mı hevesleniyordu.
Acaba Manisa ve İzmir’i fetheden Türk komutanları ve hakanları, sizin hesaba göre maceraperest miydi?
MİLLÎ GÜVENLİK SORUNU CHP
Sayın Özel, iktidar hırsıyla birbirinize sımsıkı sarıldığınız PKK’nın siyasî partilerini gücendirmemek adına yaptığınız çıkışlar, Türk Devleti için çok büyük bir millî güvenlik sorunu içermektedir.
Unutmayın; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturuyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği, dirliği, güvenliği ve bekası, her Türk vatandaşı gibi, sizin için de tercih değil zorunluluktur.
İyi niyetle kelam ediyoruz. Da, kime anlatıyoruz? Muhataplarımız Dünya’da değil, sanki başka bir gezegende yaşıyor.
Allah bunların iktidarından hem Türk Milletini, hem de bütün insanlığı korusun.