Cezasızlık algısı

Elbette konunun muhatapları, şu aşamada psikologlar ve sosyologlar olabilir ama eninde sonunda adalet sistemimizin içinde yer alanların da bu duruma kafa yormaları gerekiyordur diye düşünüyorum.

Bahsettiğim şey, bizlerin 3. sayfa haberleri diye tanımladığımız terör dışı şiddet olayları, ekonomik durumun ve eğitimin de bu konuda etkisi büyük muhakkak, düzenli ya da düzensiz göç dalgasının da. Yani birçok açıdan üzerinde durulması gerekiyor.

Örneklemeye kalksak muhakkak birçoğunu unuturuz, birçoğunu da unutmak isteriz. Geçenlerde bu konuda bir psikolojik analiz görmüştüm ki doğru ise sıkıntımız artarak devam edecek demektir. O analize göre pandemi sürecinde uzaktan eğitim alan ve insan ilişkilerinden koparak dijital dünyada yaşamaya başlayan ergenler şu an bu suçlara en meyilli olan gruplar olarak tanımlanıyordu.

Bunun sebebi olarak da dijital dünyada suçun gerçekliğinin olmaması ve suçların oradaki cezalarının da son derece basit olmasını gösteriyordu. Eğer o sav doğru ise hem pandemide okula gidemeyen çocuklarımız hem de onların etkilendikleri şeylerle muhatap kalacak olan onlardan sonraki çocuklarımız büyük tehlike altında demektir.

Üzerine gerçek dünyadaki cezasızlık algısı da bir şekilde yerleşmeye başlıyor gibi. Özellikle büyük şehirlerde yeni bir gettolaşma şekli görüyoruz. Eskiden belli yerlerde toplanmış olan suç ve suçlular özellikle kabul edilen göçlerle birlikte şehirlerin neredeyse tamamına yayılmış durumda.

Cezasızlık algısı ise gençlerin çalışarak sonuç alamayacakları algısı ile birleşince son derece tehlikeli boyutlara ulaşıyor Televizyon dizileri bizim çocukluğumuzun eli silahlı beyaz kovboy karakterlerine bile ihtiyaç duyulmayacak kadar şiddeti kutsar oldu. Örneklerini zaten hepimiz biliyoruz.

Bir kısmı bilinçli bir tercih görünse de toplumun en azından kendi çocukları açısından bu duruma karşı tedbir alması gerektiğini düşünüyorum ama nasıl. Neredeyse her tedbirin bir maliyeti var, bu ekonomi de o tedbirlerin alınmasını daha da zorlaştırıyor.

Dedim ya son derece farklı boyutları olan ve hepimizin üzerinde kafa yorması gereken, aklı erenleri dinleyerek son derece geniş katılımlı çözümler üretmemiz gerekiyor. Yasaklamalarla bir sonuca varamayacağımızı görüyoruz. Aile yılında aileler olarak gelecek günler için belli tedbirleri zorlayabiliriz belki ama asıl mesele şu anda yaşananların karşısında ne yapabileceğimiz.

Bence en önemlilerinden birisi cezasızlık algısı ya da bu aralar gördüğüm bazı haberler benim böyle düşünmeme neden oluyor.

İşte size bir örnek: ”Samsun'da 14 suç kaydı bulunan şahıs, maaşını çekmek için evinden ayrılan 6 çocuk babası yaşlı adamı bıçaklayarak öldürdü. 4 gün boyunca babasının evinin bodrumunda sakladı” Korkunç olay, Samsun'un Canik ilçesi Yavuzselim Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 6 çocuk babası Sebahattin Coşar (69), 6 Mart günü yaşlılık maaşını çekmek için evinden ayrıldı. Aynı zamanda Alzheimer hastası olduğunu öğrenilen yaşlı adamdan bir daha haber alınamadı. Sebahattin Coşar'ın kızı Aysun Karaca dün akşam polise babasının kayıp olduğuna dair başvuruda bulundu.

Polis yaptığı araştırma sonucu yaşlı adamın, 'uyuşturucu, kasten yaralama, tehdit ve mala zarar verme' suçlarından 14 suç kaydı bulunan Emin Yarar (23) tarafından öldürüldüğünü tespit etti.”

Burada iki ayrıntı son derece dikkat çekici, 14 suç kaydı olan bir şahıs, sadece 23 yaşında ve Samsun'da bir ilçede 15’inci suçunu soğuk kanlılıkla işliyor. Bu sefer 69 yaşında bir Alzheimer hastası olan bir adamı öldürüp babasının evinin bodrumunda saklıyor.

Aslında 15. suç olarak kayıtlara geçtiği düşünülürse çok da şaşırılacak tarafı yok bunun. Ama 23 yaşında ve daha önce 14 suç işlemiş birinin neden hâlâ suç işleyebildiğini de birilerine sormak gerekmiyor mu? Daha doğrusu nasıl oluyor da hâlâ dışarıda demek gerekmiyor mu?

Bir ara neredeyse her şehre yeni bir ceza evi yapılıyordu. Daha önce de bu konuyu yazmıştım, o şehirlerde bunun bir kazanç kapısı olarak bile görüldüğünden bahsetmiştim. Siyasiler de bunu o şekilde lanse etmişlerdi birkaç kez.

Bu kadar cezaevi olmasına rağmen 14 suç kaydına sahip 23 yaşında bir genç hâlâ dışarıda ve cinayet işleyebiliyor. O zaman "cezaevlerinin sayısı yetersiz" diyerek yenilerini yaparak çözmeye kalkabiliriz sorunu belki ama bu anlayışla memlekette okuldan çok ceza evi olur.

Ben burada şu soruyu sormadan edemiyorum ama “14 suç kaydı olan birisi nasıl oluyor da dışarıda 15. suçunu işleyebiliyor sayın yetkililerimiz?”

SON DAKİKA HABERLERİ

İnanç Uysal Diğer Yazıları