Bayramda harçlık çocuklara verilir!

Aslında emeklilere verilecek olan bayram ikramiyelerine tamamen karşıyım. Bunu bir emekli olarak ve bahsi geçen rakamdan tamamen bağımsız olarak ifade ediyorum. 3 binden 4 bine yükseltilmesini yetersiz bularak, bir burukluk hisseden emeklilere de buradan soruyorum mesela 6 bin olsaydı o burukluk olmaz mıydı?

Bence 6 bine de itirazlar olurdu ama 8 bin olsa mesele tam çözülürdü değil mi? Ya da mesela bayram ikramiyeleri her seferinde az maaş alana çok, çok maaş alana az mı olmalı, ya da tam tersi mi olsun, emekliler bayramlarda kendilerine reva görülen bu harçlık, pardon ikramiye tartışmasına neden giriyoruz diye düşünüp asıl itiraz noktalarını değiştirmeden bu tartışmalar çözülür mü sizce?

Bu örnek bize özel bir durumu izah ediyor, memlekette yaşanan ciddi ekonomik sıkıntılara karşı emeklilere verilen bu bayram ikramiyeleri ile hayatlarında bir değişiklik olacakmış hissi oluşuyor. Ama aslında bu rakamlar bu şartlarda bayramlarda dağıtılabilecek bir harçlıktan ötesi değil. Emekli aldığı o ikramiyelerle bayramda yapmayı planladıklarını düşünüyor şu anda. Muhtemelen de çocuklarına torunlarına bir şeyler yapmanın derdinde.

Yani emekliye verilen ikramiye, emeklinin evlatlarına dağıtabileceği bir harçlıktan öteye gidemeyecek gibi. Ama benim kastım o değil zaten, emekli bu rakamları kendisi için de bir harçlık olarak aldığında sorunları çözülecektir ancak. Yani en temel ihtiyaçlarını karşılamak ilgili sorunları olan insanlara torunlarına vermeye yetiremeyecekleri bir ikramiye verip bunu da uzun uzun tartışmaya gerçekten karşıyım.

Eğer böyle bir uygulama devam edecekse adı gerçekten harçlık olmalı. Emekli olmuş insanlar bu paralarla çocuklarını torunlarını mutlu etmeli, emeklinin her bayramda böyle bir ihtiyaç da beklenti de hissetmesi emekliye yapılmış ve yapılabilecek en büyük zulüm aslında. Ama alıştık ve işin tuhafı sadece o rakamın ne kadar olduğunu sorgular olduk.

Muhalefet bile o rakamlar üzerinden siyaset oluşturmaya çalışıyor. Hele seçimlerden önce kim daha çok verecek tartışmasının konularından biriydi bu ikramiye meselesi. Ama bu durum bizi asıl konudan uzaklaştırıyor. Emekli ya da başka bir insan emeğinin karşılığında ya da yıllarca verdiği emeğin sonrasında elde ettiği haklarla geçinebilmeli. Bayramlarda kendilerine verilecek olan rakamlar da keyfe keder harcayabilecekleri paralar olmalı.

Muhalefetin de bir türlü dile getirmekten kaçındığı şekilde en düşük emekli maaşı uygulaması insanları özellikle de emeklileri en aşağıda eşitleme yöntemi haline geldi. Seyyanen zamlar ile dağıtılan ulufelerle en düşük emekli maaşları tabana yayılmış oldu. Bu şekilde devam ederse birkaç zam sonra ülkedeki emeklilerin büyük çoğunluğu asgari emekli maaşında eşitlenecek ve torunlarına vermeleri gereken o rakamlara daha çok ihtiyaç duyacaklar.

Aynı biçimde bir sembolik ücret olması gereken asgari ücret de tabana yayılmaya başlandı. Yarın bir gün onlar içinde çeşitli ikramiyelerle emeklilerle aynı hissiyatta olmaları sağlanacak gibi. İlk günden beri itiraz ettiğim bu hal yoksulluğu yönetme halidir. En aşağıda eşitlenen insanlar sonra yardımlarla ayakta durmaya çalışırken o yardımların aslında kendi paraları olduğunu bile unutuyorlar.

İçinde bulunduğumuz bu durumdan kurtulmamız için bu konuları gündeme getirip itiraz edecek bir muhalefete ihtiyacımız var, ama onlar da genelde kendi dertleri ile meşguller. Seçimlere doğru yeniden bir destek ve seyyanen zam furyası ile nasıl mücadele edeceklerini düşünmüyorlar.

Bu anlamda sanırım kendisini o siyasi tartışmaların en çok dışında tutmaya çalışan Mansur Yavaş da kendi partisi ile bile ters düşüyor zaman zaman. İktidarın bilinçli olarak uyguladığı bir politika bu, bugünün ekonomik zorlukları ile ilgili değil. Halkın içinde bulunduğu durumun görece olarak daha iyi olduğu zamanlarda da tercih edilmiş bir politikadan bahsediyorum.

Konuyu makarna yardımları üzerinden ele alarak bir şekilde dalga bile geçildiği zamanları hatırlarız hepimiz. Hatta o makarnalara karşı verilen oyların sahiplerine karşı kırıcı olunan zamanları da. Oysa o zaman bu tarz siyaset yerine bu ihtiyaçların olmaması gerektiği üzerinden bir siyaset üretilmeli idi ama nedense başarılamadı.

Şimdi belediyeler eliyle oluşturulmuş bu tarza karşı, mücadele ederken yine aynı hata yapılıyor. Belediyelerin çoğuna sahip olan muhalefet, aynı şekilde davranmayı reddediyor. Aslına haklılar baştan da yazdığım gibi ideal olan insanların bu tip yardımlara muhtaç olmamalarıdır. Oluşturulması gereken sistemde bu yardımlar en aza indirilmelidir. Ama 22 yıllık bir iktidarın oluşturduğu bu yardım alma ve ona göre siyasi tercihini belirleme kültürünü söylemlerle değiştiremezsiniz. Bunun yerine belediyelerde oluşturacağınız etki ile iktidar olup, sonrasında bu yapısal dönüşümlere odaklansanız daha iyi değil mi?

SON DAKİKA HABERLERİ

İnanç Uysal Diğer Yazıları