TMO’yu bir yazdık, binlerce çiftçinin ahlarını dinledik

Sevgili okuyucularımız; yaklaşık 15 gün önce Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile ilgili bu köşede yazmıştım. Yazımızdan sonra ülkemizin dört bir yanından...

Sevgili okuyucularımız; yaklaşık 15 gün önce Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile ilgili bu köşede yazmıştım. Yazımızdan sonra ülkemizin dört bir yanından geçimini topraktan sağlayan yüzlerce çiftçi, köylü aradı, dert yandı bir tane de olsa Ziraat Odası yöneticisi aramadı.

-Kimisi TMO önünde traktörünün üzerinden, kimisi boşalmış ahırından, kimisi tarlasında sap toplarken, kimisi Tarım Kredi Kooperatifi önünde borç faizi hesaplatmak için beklerken, kimisi Ziraat Bankası borcu nedeniyle veya veresiye aldığı mazot zamlarından daha fazla etkilenmemek için ineğini satarken, kimisi de borçları nedeniyle ürününü yok pahasına tüccara satmaya giderken aradılar. Hepsi dertli, hepsinin sorunları farklı farklı ancak hepsi de çözümü tek olan sorunlar.

-Yozgat’tan, Konya’dan, Çorum’dan, Mardin’den, memleketim Kırşehir’den Anadolu’nun buğday ambarı Boztepe ilçemiz başta olmak üzere bütün ilçelerimizden arayanların hepsinin derdi ortaktı; ‘TMO, geç ödeme, randevu gibi nedenlerle çiftçiyi tüccara mahkûm ediyor, tüccar da ürünü ucuza alıyor’çığlığı idi;

-Ürünü değerinden satamadıkları, TMO’dan şansları yaver gider de randevu alabilirlerse en az 2 gün TMO önünde beklediklerinin serzenişi idi;

-TMO’unun belirlenen fiyattan değil, numune alarak en az 100O TL aşağı fiyat belirlendiğinin, kilo başı destekleme priminin de el yordamıyla böylece yok edildiğinin isyanı idi;

-Yeni ekim döneminde ekilecek tohumluk buğdayın kilosunun daha şimdiden iki katı fiyata çıktığının haykırışıydı;

-Gübrenin, ilacın, mazotun fiyatının 5 kat arttığının, bu nedenle çiftçinin sağken diri diri toprağa gömülmesinin itirafı idi;

-Traktörün tarlaya 7 defa gittiğini, bunun girdi maliyetini anormal derecede artırdığının da yüksek sesle haykırışı idi;

-TMO’nun ürünü indirme parası, silo olmadığı için toprak üzerinde koruma için üzerine örtülen naylon parasının bile çiftçilerden peşin olarak kesildiğinin, nakliyenin zaten çiftçiyi yorduğunun, bu masraflar da çiftçiden kesildiğinde masrafların en az kilo başı 4 TL’ye mal olduğunun bağırtısı idi;

-Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifi borçlarını da ödeyecek durumları olmadığının, bu nedenle de çiftçinin iflas bayrağını peşin olarak çektiğinin canlı itirafıydı;

-Özetin özeti TMO’nun Ulu Önder Atatürk’ün söylediği gibi çiftçinin kara gün dostu değil, tüccarın dostu, tahıl ihracatçısının dostu olarak çiftçinin ölüm fermanı olduğunu delillerle tespit ettik.

-İthal buğdaya milyarlarca dolar verip silolarımızı doldurmayın, bir avuç ithalatçıyı zengin etmeyin. O tahıl ithalatı için milyar milyar verdiğiniz dolarların % 10’unu köylüye, gübre, tohum, ilaç, mazot desteği olarak verin, bu çiftçi bırakın tarlaya küsmeyi, kesinlikle tarlada yatar ve üretir.

-Yerli ve milliliği dilinizden düşürmüyorsunuz o zaman yerli çiftçimizi teşviklerle, sübvanselerle destekleyin. Ülke olarak biz ihraç edelim dünya ülkelerine tahılı. Tarlalarımız boş yatmasın, ülkemiz tarımda destek ve sübvanse ile tahılda ihracat devi olsun. Yeter ki çiftçiyi desteklemeye niyet edin önce, ithalatçıyı değil, çiftçiyi düşünün.

-TZOB’un, aidat toplamada 'kartal' olduğunu, çiftçinin sorunları olduğunda 'fare' bile olamadığını, çiftçinin sesini duyuramadıklarını da ayan, beyan gördük.

-Ülkemizde çiftçinin derdini anlatan bir kurumun olmadığını (Türkiye Ziraatçılar Derneği-TZD ve Ziraat Mühendisleri Odası-ZMO hariç) delilleriyle ortaya koyduk.

-Tarım için kurulu bulunan resmi kuruluşların arasında eşgüdüm kurulmadığına da şahit olduk.

-TZOB’un çiftçinin sesini duyurmak için gayret gösteremediğini de tespit ettik. TZOB’u ayrıca detaylı şekilde yazacağız. Birçok çiftçinin ‘TZOB merkez yetkililerinden herhangi birini ofis kuyruğundaki çiftçinin yanında, tarlada yanımızda göremedik’ diye haykırışlarına da şahit olduk.

-Duyun çiftçinin sesini, toprağa küsen köylüyü fazlalaştırmayın. Fazlalaşırsa Allah üreticiye de, çiftçiye de, tüketen tüketiciye de acısın ve sonumuzu hayır etsin. Ey Ey En büyük “İdare Edenimiz.” Ekmek 15 TL, Mazot 50 TL olunca mı ülkemizdeki üreten çiftçinin, tüketen dar gelirli vatandaşın sesini duyacaksınız?

-İş işten geçmesin köylüyü köyde bırakıp üretime devam edecek çareler üretin, yoksa halimiz harap bilin, fark edin, fark edin !!!! Hayallerle süslü konuşmaları bırakın. 30, 40 yıllık rüyalar tutmuyor vazgeçin. Yetti, yetti, bıçak kemiğe değil köylünün, çiftçinin İliğine dayandı… Dayandı. ÇARE, ÇARE, ÇARE

-Dileriz 22 yıl sonra bulursunuz. Köylü perişan, çiftçi aç, tüketiciye de artık Allah acısın…!

Kaynakça:

1. TMO ’sinin açtığı Uluslararası tahıl alım ihaleleri.

2. MO önünde kilometrelerce Kasaları Tahıl Dolu, Traktör ve Kamyon, kamyonetler.

3. TMO tarafından verilen ötelemeli ödeme belgeleri.

4. Mazot, Gübre, İlaç, Tohumdaki astronomik fiyat artışları

SON DAKİKA HABERLERİ

Erol Tosun Diğer Yazıları