CHP ve Özgür Özel’in çıkış yolu tek
Hepimizin bildiği üzere, ülkemiz çok ama çok zorlu bir süreçten geçiyor. "Bu kadar da olmaz" dediklerimizi, "herhalde bunu da yapamazlar" diye düşündüklerimizin hepsini birebir, canlı canlı yaşıyoruz.
Anayasa var, kanunlar var, ama uyan yok.
Ülkede can güvenliği yoktu, mal güvenliği de kalmadı.
Başkasının diploması üzerinde isim hilesi yaparak elde edilen fotokopi, uydurma diploma geçerli; hakkıyla aldığın diploma ise doktorayla, master yapsan da geçersiz.
Bu süreçte, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi de zorlu bir yola girmiştir. Parti, insanları değil, insanlar partiyi yönlendirerek "Ülke çıkmazda, bizi kurtar" talebini partinin önüne koymuştur.
Vatandaş:
Özgür Özel’e, "Yumuşama, gevşeme ile yanlış yaptın, ancak 19 Mart’tan sonra senden beklediğim ayarlarına döndün, düş önüme!" demiştir.
CHP’ye ise, "Ülke elden gidiyor, sahip çık! Sen kuruluşun ve kurtuluşun partisisin!" demiştir.
19 Mart’tan sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin her kademedeki milletvekilleri, delege, il ve ilçe yöneticisi konumundaki bütün yetkililere ağır sorumluluklar yüklemiştir.
CHP, olağanüstü kongreden güçlenerek çıkmalıdır.
"Şu benim ekibimden, bu bana çok yakın, şunun akrabası delege" demeden, partideki bir avuç sadece kendi geleceklerini düşünenlerle değil, partideki istisnasız herkesi kucaklayan bir Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu oluşturmalıdır. Ekipçilik, hizipçilik hüsran getirir.
CHP’nin 7. Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, "Ekrem İmamoğlu, milletvekilleri, belediye başkanları, hançerdi, yanlıştı" demeden, "Dün dünde kaldı cancağazım, geleceğe bakalım" diyerek kol kola, yan yana olmalıdırlar.
Parti Meclisi, liyakatli, konusunda uzman, bilgi birikimi ile göz dolduran kişilerden oluşturulmalıdır.
Ortak akılla, konusunda yetişmiş, birikimli bir kadro ile iktidar olunduğunda neler yapılacak, nasıl ve ne kadar sürede yapılacağını vatandaşın anlayacağı dilde anlatan İktidar Alternatifi Programı hazırlanmalıdır.
Parti ve yönetim, "küçük olsun benim olsun"la değil, "büyük olsun hepimizin olsun" anlayışına evirilmelidir. 31 Mart 2024’te halkın verdiği güven ve yetki bu sefer boşa çıkarılmamalıdır. Aksi olursa, küçük düşünen, "Parti benim olsun, gerisi ne olursa olsun" diye düşünenlerin dediği yapılırsa, bunun vebali büyük olur. Kişiler kendilerini kurtarabilirler, ancak koca ülke elden kayar gider, kimsede onun hesabını, en yakınlarına dahi veremez. İnsan içine çıkamaz.
Demokrasi arayan, laik Cumhuriyet sevdalısı, Atatürk ilkelerine bağlı, adalet arayan, özgürlüğe hasret partili, partisiz herkes, muhalefete öncülük etme görevini Cumhuriyet Halk Partisi’ne verdiğini haftalardır meydanları doldurarak, dünyaya duyurarak perçinlemiştir.
Parti içerisinde iken Özgür Özel’i kıyasıya eleştirmiş, hatalarını televizyonda, basında alenen dile getirmiş, bugün ise partili olmayan ancak geçmişte bu partiye sahalarda emek vermiş, başarısı için alın teri dökmüş bir vatandaş olarak, partili herkesin Özgür Özel’in liderliğinde birleşmesi gerektiğini de amasız, fakatsız, hiçbir kişisel beklentim olmadan açıkça ilan ediyorum.
CHP’liler için bugün, birbirlerinden ayrışma, gruplaşma, ötekileştirme, "Senin, benim ekibim" deme günü değil; birleşme, bütünleşme, kazandırma ve CHP’yi iktidara taşıma günüdür. Ülke elden gidiyor, bugün çok sesli değil, tek sesli olma günüdür.
Birleşmeyi, bütünleştirmeyi sağlamak, Genel Başkan Özgür Özel ve yakın çalışma arkadaşlarının omuzlarındadır.
Bu birliktelik için gayret sarf etmediğini hissettiğimizde, tarih önünde ellerimiz, Özgür Özel ve yakın ekibinin yakasındadır.
Bunu da özenle not ediyoruz!