Kıtlık mı oda ne?
Ülkemde her geçen gün arazisini üretimi bırakan insanımız daha kolay para kazanmanın peşine düştü. Arazisini sattı faiz, döviz, borsa kovalamaya başladı. Bu...
Ülkemde her geçen gün arazisini üretimi bırakan insanımız daha kolay para kazanmanın peşine düştü. Arazisini sattı faiz, döviz, borsa kovalamaya başladı. Bu konuyla ilgili bir köyden bahsedeyim. Eskişehir Sivrihisar Sadıkbağı Köyü bundan 20 yıl önce tam 22 bin küçükbaş hayvan 85 hane ve binlerce dönüm ekilip biçilen araziye sahipti. Köyün bugünkü durumu kalan 5 hane 2 bin civarında küçükbaş ve köy arazilerinin % 60’ı yabancılara satılmış ve ekilmemekte. Bu benim tespitim. Birde resmi ağızlardan verilen rakamlar var.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı geçen yıl 5 milyon 219 bin 309 metrekare tarım arazisinin yabancılara satıldığını açıkladı. Yabancılara en fazla Konya’dan tarım arazisi satıldı. Konya’yı, İstanbul izledi. Sıralama şöyle oldu: Konya, İstanbul, Bilecik, Manisa, Sakarya, Kırklareli, Eskişehir, Denizli, Bursa, Kocaeli. Bu verilerden yola çıkarak başımıza geleceklerden başkasını sorumlu tutabilir miyiz?
Bizi yönetenlere sesleniyorum. Acilen tarıma, köylüye, çiftçiye verilen destekleri artırarak, tarımda kullanılabilir toprakları ve üretim sahalarını genişleterek ve verimliliği artırarak yaklaşan fırtınaya olabildiğince hazırlanmak gerekiyor.
Açıkçası devletin kaynaklarının betona vb. değil böylesi hayati bir alana aktarılması gereken bir dönemden geçiyoruz. Bugün raflara baktığımızda krizin olumsuz etkileri tüketici tarafında kendisini hissettirmeye başladı bile.
Eyyyy devleti yöneten büyük abiler bu sese kulak verin yarın çok geç olabilir.
Kendi topraklarımızda kendi çiftçimizin “maraba” olmasına yol açacağımıza köylünün milletin efendisi olması için mücadele etmeliyiz. Ülke topraklarında ülkemiz çiftçisi, üreticisi ile tarımı geliştirmeliyiz.
Hububat ambarı Konya'nın farklı ülkelerin ilgi alanı olması da ayrıca dikkate değer.
Yabancıların arazi aldığı ilk on şehir, ülkemizin en verimli topraklarının olduğu illerdir. Tarımda eldeki kuş uçmak üzere iken daldaki kuşların peşinde koşan anlayışla sorunlar katlamaktadır.”
Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla. Anlayıp kavramanız umuduyla.