Zafiyete Dönüşen İttifaklar

Seçim tarihimizin kafası en karıştırılmış seçmeni olarak gittik sandığa. Birbirine tamamen zıt görüş ve yaşam biçimlerinin yan yana durduğu, istediğini seçmek...

Seçim tarihimizin kafası en karıştırılmış seçmeni olarak gittik sandığa. Birbirine tamamen zıt görüş ve yaşam biçimlerinin yan yana durduğu, istediğini seçmek için sevmediğini de yanında verdikleri dünya tarihine geçecek bir seçime daldırılıp çıkartıldık.

Beşli çorap setinin içinde mutlaka en az bir tane de sevmediğiniz renk olur, fiyatı uygun diye diğer dört tanenin yanında alırsınız ya sevmediğinizi, öyle bir satış hilesine mecbur bırakıldık.

Bölünme çıktı kaynaşmadan

Bunu da görmedik demeyiz, sanki salgın, enflasyon, deprem derken kafalarımız yeterince karışık değilmiş gibi, ideolojileri bulanmış parti setlerinden birini aldık içinde istemediklerimize katlanarak.

Gerçi o da işe yaramadı, denk sayılacak oylar, bir de üstüne karpuz gibi ikiye bölündüğümüzü gösterdi. Kaynaşma gibi görünenden keskin ayrışma çıktı. Bu durumları çok yaşadı Türkiye ve sonu hiç hayırlı olmadı. Dilimizi ısıralım, Allah beterinden saklasın diyelim iyiyi çağırarak.

Yanlış olan ittifak değil

Yalnız önümüze böyle seçenek sunan partilerin, hatanın bedelini kendi ayaklarına dolanarak Meclis’te ödeyeceklerini düşünüyoruz. Öfkeyle kalktıkları seçimden zararla oturacaklar Meclis koltuklarına.

Efendim yanlış olan değişik hatta zıt görüşlerin yan yana durması değil, uluslararası olağanüstü gelişmeler ya da savaş gibi durumlarda gereklidir bu dayanışma.

Tamam, tepemize binmeye fırsat kollayan devletler artık niyetini de saklamadan kapımızda bekliyor ama buna yüzde 48’e yüzde 52 olarak karşı koyamayız. En az yüzde 80 ya da 90’la hadi en kötü yüzde 70’le karşı koyabilirsiniz. Dolayısıyla güç olamayan beş benzemez siyasi yapıların yan yana durmasının ne siyasete ne ülkeye ne de millete faydası var.

Bu bölünmüşlüğümüz, fırsat kollayan devletlere zafiyetimizi açık etmiştir.

Millet siyasetin önüne geçti

Direksiyon birinde, vites diğerinde, gaza başkası, frene beriki, debriyaja öteki basarak birbiriyle uyuşmayan görüşlerle nasıl gidecekti bu araba? 70 yıldır bu dertten muzdarip bu ülke, bıktı millet.

Hala küçülerek çoğalan, artık ideolojisi de kalmamış particiklerle eğleşiyoruz. Hizmet aracı değil de ticari meslek oldu siyaset. Dükkanı oğluna devredenler var.

Oysa millet, bir kez daha siyasetin önüne geçti, gömleği dar geliyor, kalıbına uygun siyaset talep ediyor. Devlet ve millet hedefini belirledi, siyasetten ayıklanarak siyasilerin, hedefe doğru yanına gelmesini bekliyorlar.

SON DAKİKA HABERLERİ

Ali İnandım Diğer Yazıları