Para ve teknolojiyle medeniyet olunamıyormuş
Dünyanın parasını kontrol edip de doyamayan en yüksek teknolojili ülkelerin, zulmün de katliamın da yanında hafif kaldığı, psikopat sapkınlık seviyesinde...
Dünyanın parasını kontrol edip de doyamayan en yüksek teknolojili ülkelerin, zulmün de katliamın da yanında hafif kaldığı, psikopat sapkınlık seviyesinde şiddet nöbeti geçirişini izliyoruz Filistin’de.
Ne para ne teknoloji ne dinle kurulmuş bir medeniyet göstergesi var; yüz binlerce yıl sonra bile dönüp dolaşıp ilkel içgüdülerine teslim olan bir insan ve toplumu yaşatabiliyor 21.Yüzyıl dünyası.
BATI’NIN VAHŞİ DAMARI HİÇ TERBİYE OLMUYOR
Güney Amerika, Afrika, Kuzey Amerika’nın ev sahibi yerlilerine de yapmışlardı acımasız katliam ve yüzlerce yıl süren işkencelerini. Daha yeni 30 yıl önce Avrupa’nın dibi Bosna-Hersek’te, Karabağ Hocalı’da, Ruanda’da soykırımı localarından izlemiş, kendi ağızlarıyla itiraf ettikleri yalanlar üzerine Irak’ta, Afganistan’da tavuk gibi insana kıyılmasını ‘demokrasi götürmek’ olarak tarif etmişlerdi.
Batı’nın vahşi damarı, hiç terbiye olmuyor.
Hayvan bile ihtiyacından fazlasını bırakıyor, katillik etmiyor dişine kan değdiği halde. Paralara, teknolojilere ve güce sahip sözde çok gelişmiş ülkeler, sonunda özündeki canavarlığa dönmekten alamıyor kendini. Huy çıkmıyor işte!.. İsrail de bayrağı ileri taşımakla hizmet ediyor bu akla.
İSRAİL HİÇ RAHATSIZLIK DUYMUYOR
1987 yılıydı, TRT Dış Haberler’de staja başlamış, aklımızdan hala çıkmayan o görüntülerle karşılaşmıştık birkaç ay sonra:
4 İsrail askeri iki Filistinli genci taşlık bir tepeye götürmüş, kafaya kafaya tekmeler yumruklar devam ederken askerlerden biri yerden büyükçe bir taş alıp gençlerden birinin kolunu kırmaya uğraşıyordu. O kadar normalmiş gibi yapıyordu ki adam can yakmıyor da inşaatta çivi çakıyor sanki. Üstelik saklanma gereği de duymadan.
Bütün dünya televizyonları haberi gördü ama görüntüleri bütünüyle yayınlayamadı. O gün İsrail’deki akıl hakkında fikri oldu tüm dünyanın.
İsrailse hiçbir rahatsızlık duymadığı gibi dozu arttırdıkça arttırdı, namaz sırasında Mescid-i Aksa’yı basmaya, içeride fanatik gençlerinin dans etmesine vardırdı işi. Ne uyguladığı şiddetten utanıyor ne cami duvarına işemekten çekiniyordu.
DEVLET AKLINDAN UZAK SIĞLIK
Dişi kanlı çakal abilerinin desteğiyle onların yolundan gidiyor, yeri geliyor abileri bile alamıyordu kaçan ayarın önünü. Kaderini kendi elleriyle çiziyordu İsrail, olmayacak bir hayal yolunda.
Bir video: Eli silahlı 3 İsrail’li normal vatandaş Filistinli köyü basıyor, tartıştıkları Filistinli’yi tereddütsüz tak vuruyorlar.
Cep telefonuyla çekilmiş diğer video: Asker üniformalı, rütbeli asker etrafındakilere konuşuyor, “ Dedesini, ninesini, kendisini, çocuğunu öldüreceksiniz, hafızayı sileceksiniz” diye akıl veriyor.
İsrail Savunma Bakanı “İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz” derken kimsenin savaş suçlarıyla yargılanmayacağını ekliyordu hükümet.
Kapısını çalmadan evini yıkıyor, keyfi olarak elinden alıyor, karşıdakini insan olarak görmediği için şiddet ve işkencede sınır tanımıyor, 30 bin kişi yüzünden silahsız milyonlarca Filistinli’nin başına yasal ve yasal olmayan bombalar yağdırıyor, elektriğini, suyunu, gıdasını kesiyor, yardımlara engel oluyor…
Devlet değil, kabile aklı bu. ‘Örgüt aklı’ diye az söyledi Cumhurbaşkanı Erdoğan.
BEDELİ ÇOK AĞIR OLACAK
Amerikalı, İngiliz abilerin öncülük ettiği aklını emanete vermiş Avrupa Birliği ülkeleri, bu aklın arkasında durduklarını, desteklediklerini söylüyor. Yahudi tarihi, sürgünler tarihidir, sanki bir yenisine de Batı’nın aklıyla sürüklenecekler.
Eğip bükerek çarpıttığınız tarih, kültür diye tüm dünyaya enjekte ettiğiniz yozluk, medeniyet olamayacak bir ilkelliğe döndürüyor insanlığı. Batı, modern görünümlü eski teknoloji arabasını, tam gaz uçuruma sürüyor.
İnsanın insanlığı, anlaşılıyor ki çok ağır ödetecek pervasız eşkıyalığın ve insafsız katilliğin bedelini.
Eee, tarih çok yazmış, varoluşun döngüsü de böyle.