Melih Gökçek “Yazma, fena yaparım” diyor
Savcılıklara sunulmuş belgeler içinde duruyor hesap kitap. 3 Kasım 2012’de Ankapark yapılmadan uyarmıştık “Yapmayın” diye. Milliyet Ankara Gazetesi’nde çıkan...
Savcılıklara sunulmuş belgeler içinde duruyor hesap kitap. 3 Kasım 2012’de Ankapark yapılmadan uyarmıştık “Yapmayın” diye. Milliyet Ankara Gazetesi’nde çıkan yazının başlığı ‘AOÇ’ta Faaliyet Bitmez’di. Atatürk Orman Çiftliği’nde hayvanat bahçesi alanının 7 kat arttırılması, Ankara için açıklanan ‘Çılgın Projeler’ içindeydi. Modası geçmiş bir eğlence tarzına boşa yatırım yapılacağı, yapılmadan belliydi, yapılmasın diye uyarmıştık.
MALİYETİ KİMSE BİLMİYORDU
‘Dev Hayvanat Bahçesi’ diye yasayla genişletildi arazi, sonra ‘Temapark’ diye anılmaya başlandı, Melih Gökçek “Disyneland yapacağım, 10 milyon turist gelecek” dedi, ‘Ankapark’ olarak sonuçlandı adı.
Maliyetini soruyoruz, ne Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri biliyor ne vali ne sivil toplum örgütleri. O zamanın parasıyla 2 katrilyon diye rakam telaffuz edilmiş, biz de öyle kabul etmiştik maliyeti. Mansur Yavaş yönetimi tarafından savcılığa sunulan belgelerde 750 milyon dolar yani eski parayla yaklaşık 20 katrilyon lira olduğunu gördük. Bildiğimiz devede kulakmış, yerel yöneticilerden kimsenin bilmediği bir harcama yapılmıştı.
MAHKEME KARARLARINA RAĞMEN
10 Şubat 2014’de Ankara 5’inci İdare Mahkemesi, “Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazilerinde yeni Başbakanlık binası, Ankapark projesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kongre ve Kültür Merkezi Sosyal Tesisleri, yeni Çiftlik Bulvarı, otoyollar, kavşaklar, sanayi ve depolama tesislerinin dönüştürülmesi ile yeşil ve rekreasyon alanları yapılmasını öngören imar planı değişikliklerinin yürütmesinin oybirliğiyle durdurulmasına..” karar verdi.
17 Şubat 2014’de Ankara 11’inci İdare Mahkemesi, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde inşa edilen Başbakanlık Hizmet Binası'nı da kapsayan 46 hektarlık alanın SİT durumunun kaldırılmasıyla ilgili işlemleri iptal etmişti. Yani Çiftliğin 3’üncü dereceye düşürülen SİT değerinin, hala 1’inci derece olduğunu onaylıyordu.
Bir gün sonra 18 Şubat’ta, hazırda bekletiliyormuş, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu, değiştirdiği ‘ilke kararı’nı Resmi Gazete'de yayımlatıyor, söz konusu ilke kararını gerekçe göstererek Başbakanlık Hizmet Binası inşaatına devam edilmesi için karar alıyordu.
Mahkeme kararlarını yok sayan Ankaparklar, yollar, betonlaşmalar, hiç durmadan bu kararın arkasından devam etti.
BELEDİYEYE YÜK OLACAĞINI KENDİ SÖYLEDİ
8 Kasım 2016’da bir televizyon programında “Belediye en kötü işletmecidir. Belediyenin elinde kalırsa bugün ben varım, yarın başkası var, öbür gün bir başkası. Bu (Ankapark) belediyenin sırtına yük olur..” demiş, “Alternatifler çıkacak ama niye Çin'i tercih ediyorum sebebini söyleyeyim; ‘5 milyon turist getireceğiz’ diyorlar. 1 milyon getirsinler kafi..” diye eklemişti Melih Gökçek.
Hem belediyeye yük olacağını kendi ağzıyla söylemiş hem de 10 milyon turist beklentisi 1 milyona düşmüştü. Yapılmadan “Yapmayın” dediğimiz proje, Melih beyin dilinde bile ölmüştü çoktan.
Ardı ardına davalar açarak Ankapark’ın Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetimine devri geciktirildi ve elimizde 20 katrilyonluk dev bir çöplük kaldı Atatürk Orman Çiftliği ortasında.
AĞIR TEHDİTLİ MESAJ
30 Eylül 2023 günü 'Seçimi kaybetmek için devam edin' başlıklı yazımız üzerine çok kızmış, tivitırdan (yeni adı X) vermiş veriştirmiş projenin sahibi Melih Gökçek.
Her zamanki gibi kafaları bir güzel karıştırıp, sapı samandan ayrılamaz hale getirip, tehditle sonlandırmış mesajını: “BAK BIR DAHA BÖYLE YAZI YAZDIĞINI GÖRMEYEYIM, BÖYLE HAFIF DE YAZMAM SENI SOKAĞA ÇIKAMAYACAK HALE GETIRIRIM. REZIL OLURSUN. TAMAM MI ZEKA KÜPÜ?'' demiş.
Sevdiğiniz gazetecileri bu üslupla ikna ediyorsunuz her halde. Nedense sizin sevdiğiniz gazetecileri biz de tanıyoruz, para-pul, gayrimenkul-emlak işlerinde pek mahir olduklarını camiamız gördü. Maaşlarıyla orantısız yaşam biçimleri, arabaları, evleri, yakıştıramadığı çok pahalı kıyafetlerini görüyoruz. Bunların yerel Ankara gazeteciliğiyle olamayacağını bilmek için gazeteci olmaya da gerek yok zaten.
İKİNCİ TEHDİT VE HEDEF GÖSTERİŞİNİZ
Beni ikinci kez tehdit ediyorsunuz ve bu sefer daha da suç niteliğinde tehdidiniz. 10 Mayıs 2017’de “Dikkat et” demiş, belediye web sayfalarından edindiğim bilgileri ‘tekzip’ ettirmiştiniz. Nasıl bir mahkeme kararıysa tekzip günü aynı bilgiler duruyordu o sayfalarda. Belediyenizin bilgilerini tekzip başarınızı kutlamalıyız.
Bendenizin girdiği ne bir ihale var ne nemalandığım bir kapı ne de gazetecilik kisvesi altında alengirli işlerim. 17 yıl bitiremeyip Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devrettiğiniz metroyla işime gidip geliyorum, bir de yazılarımı yazdığım klavyem var.
Bunlarla değilse beni sokağa çıkamayacak hale neyle getireceksiniz? Özel yaşamımla mı, mahrem bilgiler mi var elinizde? Öyle bir istihbarat örgütününüz ya da yöntemleriniz mi var var da böyle şeylere ulaşabiliyor, tehdit olarak kullanabiliyorsunuz?
Ahmet, Mehmet de olabilir, kişilerle işimiz yok bizim, verilmeyen hizmeti, yanlışı sorguladık hep.
Bu tür siyaset ve siyasetçiliğin ömrü biteli çok oldu, o yüzden dinlenmeye çekildiniz belki de. Artık bırakın da yanlıştan dönelim.