Limon 90 Lira!
Savaş ekonomisiyle savaşmadan vuruluyoruz. Hem de arkamızdan; içimizde kalleşler. Top, tüfek, füze kullanmadan taranıyoruz sırtımızdan. Bir milli güvenlik...
Savaş ekonomisiyle savaşmadan vuruluyoruz. Hem de arkamızdan; içimizde kalleşler. Top, tüfek, füze kullanmadan taranıyoruz sırtımızdan. Bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir artık serbest piyasa palavrası, silahtan güçlü tahribat yapıyor ticari başıbozukluk. Tavana vurmuş bürokratik duyarsızlık da kalleşlere cesaret veriyor.
Geçen sonbahardan beri üreticiler, Ziraat Odaları’nın başkanları uyarıyordu. Bizim 15-20 liraya aldığımız limon, Adana bahçelerinde 30 kuruşa kadar düşmüş, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı, “Hükümetimiz, belediyeler gelsin bari nakliyesini üstlensin, ağaçta kalacağına vatandaşa dağıtsın” demişti.
Sadece limon değil, bütün narenciye ürünleri ağaçta kalmış, dökülüp yerde çürümüş, tonlarcası dere yataklarına dökülmüş, ağaçlar sökülmeye başlanmıştı.
Muğla Ortaca’da da aynı şeyler yaşandı. Hatta bir üretici, “Çöpe atmak için de para lazım” demişti. Halbuki mevsim başında hepsi, rekoltenin iyiliğine seviniyordu.
ÇİFTÇİ TÜCCARIN KÖLELİĞİNE MEMUR EDİLMİŞTİR
7-8 ayda 15-20’den 40-50’ye, bir haftada 80-90 liraya çıktı limonun fiyatı.
Ticaret Bakanlığı, Mersin’deki depoları denetlemeye başlamış. Efendim, dalında kalmadan, toprakta çürümeden, dere yataklarına dökülmeden Tarım Bakanlığımızla beraber gereğini yapacaktınız. Denetleme tiyatrosu, hiç inandırıcı olmuyor artık.
Çiftçi, tüccarın köleliğine memur edilmiştir. Tüccarlık da bir nevi eşkıyalık düzenine dönüşmüş “Dur” diyen olmayınca. Her türlü ürün için geçerlidir bu düzen.
Mevsim sebze ve meyvelerini, hiç fiyatlar düşmeden yiyoruz salgından beri. Mevsimin de anlamı kalmadı.
BİNLERCE DÖNÜM BUĞDAY TARLAMIZ YANMIŞTI
Bir şeye daha odaklanmalıyız bu konuda: 2023 yazında, Türkiye’nin her yanında, hiç olmadığı kadar arpa buğday tarlasında yangın çıkmıştı ardı ardına. Binlerce dönüm buğday tarlaları, hasat edilemeden yandı, kül oldu.
Hatırlarsanız Kovid-19 salgını sırasında Ukrayna ve Rusya buğdayı, Türkiye’nin girişimi olmasa tarlada, depolarda ya da yüklendiği gemilerde çürümeye terk edilecekti. Hatta insan hakları edebiyatı yapan zengin ülkeler, gemileri yoldan çevirip, kendi ülkelerine yönlendirmiş, fakir ülkeleri açlığa terk edecekti.
Tarihi bir müdahalede bulunduk. Arkasından yanan binlerce dönüm buğday tarlamız, içimize şüphe düşürdü.
GIDA CENNETİNDE AÇ KALMAK
Köşemizi takip edenler, devletleri saçmalamaya zorlayan bir takım güçlerin salgın, açlık ve savaşla insan azaltma niyetine ilişkin niyetlerine örnekleriyle yer verdiğimizi bilirler.
Tahıl, sebze ve meyve cenneti bir ülkenin, cenneti olmayan ülkelerden bile bunları pahalıya yemesi, akla ve ekonomik koşullara uygun görünüyor mu sizce?
O zaman üreticiyi boğan bu tüccar zümresi, bilerek ya da bilmeyerek kime hizmet ediyor ülkesine değilse? Üreticiyi de yok edecek denli bombalardan ağır hasar veren fiyatları, belirleme ölçüleri nedir?
LİMONDAN ÖTE ŞEYLERİN ÖNÜ AÇILIYOR
Basit bir ticari kasaba kurnazlığına, kişisel zenginlik hayaline indirgeyemeyiz bu aşırılığı. Kendi halkını bilerek sırtından vurmaya, ticaret denmez; ihanettir o. Devleti, en derinden tehdit eder.
Topyekûn savaş olmayan bir ülkede savaş ekonomisi yaratıyor ve inatla devam ettiriyorsanız ülkeyi de satıyorsunuz demektir. Limon 90 liraysa savaşılacak düşmandan önce içimizdeki bu hainler temizlenmeli.
Serbest piyasa palavrası, ömrünü tamamlamıştır. Limon fiyatıyla limondan çok öte şeylerin önü açılıyor meydan boş kalınca. Oysa o meydanda hizaya çekilip, hesap vermeliydi ülkeyi ve devleti uçuruma sürükleyen bu pervasız köksüzler.