Bir ramazan yozlaşması: İftar
En az 100 metre kuyruk vardı Halk Ekmek kapısında. Batıkent’te Halk Ekmek Atlantis Cafe önü. Pide ve ekmek kuyruğuymuş. Ucuz et furyası çabuk söndü, alabilen aldı herhalde, kasap müsaitti.
Yükseldikçe dur denmeyen keyfi fiyatlar, freni boşalmış enflasyon yok herhalde bu ülkede. Resmi ya da özel kurumların ihtiyacı olmayanla iftar açması, huya dönüştü. Yüzlerce ihtiyacı olmayan adam, lüks otel ya da lokantalarda ‘iftar’da ağırlanıyor. Bir öğün yemekten başka otel ya da lokanta hariç, kimseye faydası olmayan, işlevsiz buluşmalar.
İHTİYACI OLANIN HAKKINA GİRMEKTİR
Fiyatlar uygun, enflasyon düşükken de göze batan bir uygulamaydı bu. Bu, her zaman göze batacak bir uygulamadır, fiyatla ilgili bir durum değil, ahlaki bir sorun. Ramazanın ruhu ve mütevazılığına tamamen aykırı bir gövde gösterisi.
Yozlaşmadır bu. İçeriğinden tamamen sapmış bir ramazan yozlaşması.
20 yıl önce de yanlıştı, 10 yıl önce de önceki yıl da; 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi sonrası bile durduramadık bu lüks iftar sofrası furyalarını. ( https://www.yeniankara.com.tr/yazarlar/ali-inandim/kopus-manzarasi-iftarlar-17876 )
Kurumlar, kendilerine yakın kurum ya da kişileri davet eder bu iftarlara. Bir de ya siyasetçi ya yüksek bürokrat ya tanınmış işadamları, başköşe misafirleri olur. Bütün gövde gösterisi onlaradır. Salonun kalanı, bir öğün yemeğin figüranlarıdır. İhtiyacı olmayan yüzlerce adam, ihtiyacı olanın hakkına girer.
TAM BİR SAVURGANLIK
Ne fikir alışverişi olur ne masanızda tanıştığınız adamı bir daha hatırlarsınız ne de o sizi. İçeriğiyle hiçbir örtüşme olmayan, tam bir savurganlık konusudur bu iftarlar. Sokaklardan, gerçeklerden ve dinin buyruğundan kopuş imzalarıdır.
Böyle ahlaki ve vicdani bir hayrı, yasayla düzenlemek de ayıp olur kendini Müslüman kabul eden ülkede. O ahlak ve vicdanın yeniden çalmak, kapısını açmak gerek.
Kutsal saydığımız ramazanın, yozlaşmalarından biridir bu iftar duyarsızlığı. Bütün ülkenin modaya uyduğunu düşünürseniz dine zarardır hayrın uzağından geçmeyen bu garabet.
SAVUNARAK ÇÜRÜTME YÖNTEMİ
Reklamlarda gösterilen ramazan saadeti yok artık evlerde, çoğunluğa seslenmiyor bu duygu sömürüleri. İnsanların ulaşamayacağı fiyatlardaki ürünlerin özendirici ağız sulandırıcı reklamları, günah işliyor. Yemek, şef ya da lokanta tanıtım programlarında o yemekleri göstere göstere görgüsüzce yiyen ağzı dolu sunuculara, zıkkım yemeleri tavsiye ediliyor büyük ihtimal.
Edebiyatını yapıp da o iftar masalarından eksik olmayan adamlar, ramazan telkinlerinde buluyor bize. Sosyal medyalarında, her gün yeni bir beş yıldızlı iftar fotoğrafı paylaşıyorlar. Ucuz pide kuyruğundaki vatandaştan kopmuş siyasetçi, bürokrat, akademisyen ve medyacıların, kariyer basamağı olmuş aç doyuracakken ramazan.
Ne yüksek fiyatlar ne enflasyon ne depremden ders çıkarıyor bu iftarcılar. Aynı ülkede, farklı gezegen ve dini yaşıyor gibiyiz. Sınıf çatışması değil bu, bildiğiniz çiğ bir yozlaşma. Bir şeyi savunarak çürütme, yok etme yöntemi.
Eh, eğer lüks iftardan lüks iftara açıyorsanız, açın halinden anlamıyorsanız ve varsa öyle bir Allah’ınız, edebiliyorsa kabul etsin orucunuzu!