Teşekkür ediyorum sayın ağaç!

Ağaç topraktan yükselir, kökleri derinlere iner. Durur ayakta, dimdik. Dalları uzar, yaprakları gürleşir. Hepsi de bizim için.Altında dururuz, gölgeleniriz....

Ağaç topraktan yükselir, kökleri derinlere iner. Durur ayakta, dimdik. Dalları uzar, yaprakları gürleşir. Hepsi de bizim için.

Altında dururuz, gölgeleniriz. Korur bizi güneşten.

Bırakın yemişlerini ve meyvelerini, ağacın gölgesi dahi huzur verir.

Gölgesini bir kenara bırakın, uzaktan, ta uzaktan seyretmesi ruhumuza esenlik sunar.

Yemyeşil orman göze hoş gelir.

Teşekkür etim bugün bir ağaca.

“Sanırım” sedir ağacıydı, gölgesinde dinlendim, hastane bahçesinde.

Biz nasıl vurdumduymaz ve ilgisiziz böyle, ağaçların adlarını dahi öğrenmekten aciziz. “Sanırım Sedir Ağacı’ydı” diyoruz.

Oldu mu şimdi!

Bir arkadaşınıza, bir dostunuza “sanırım ismi Osman’dı” derseniz, size küsmez mi o arkadaşınız.

Biz ormana, ağaca, dost değil miyiz? Arkadaşımız değil mi, gölgesinde oturup da serinlediğimiz Sedir Ağacı?

Peki, neden ismini dahi tam olarak bilmiyoruz ve öğrenmeye dahi çalışmıyoruz. Yoksa çok da fazla önemsemiyoruz mu?

İşte bu olmadı.

Bir kişinin, bir nesnenin, bir varlığın ismini öğrenmek ve bunu akılda tutmak, o kişiye, nesneye ve varlığa verdiğimiz önemin en başta gelen göstergesidir. Kim olursa, ne olursa olsun, isimler önemlidir ve isimleri akılda tutmak mühimdir.

“Sanırım Sedir Ağacı’ydı” demeyeceğiz bundan böyle. Artık bundan böyle, “Sedir Ağacıydı, altında dinlendiğimiz, gölgesinde serinlediğimiz” diyeceğiz. Başka ağaç ise, o ağacın ismini söyleyeceğiz.

Gölgesinde serinlediğimiz, yeşilliğinde huzur bulduğumuz, yemişini yediğimiz, meyvesinden yararlandığımız Sedir Ağacı, Ceviz Ağacı, Badem Ağacı, Kiraz Ağacı, Ardıç Ağacı, Çam Ağacı, Kavak Ağacı, Söğüt Ağacı, Sandal Ağacı, Vişne Ağacı, Kestane Ağacı, Ihlamur Ağacı, Erik Ağacı ve ismini sayamadığım bilumum Ağaçlar, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Ey Ağaçlar! İsimlerinizi sayarken birden hatırladım sizin başka faydalarınızı. Kokunuzdan da istifade ediyoruz, odun olarak da sizleri kullanıyoruz. Sırf bu kadar mı faydanız? Hayır, hayır! Nice faydanız var. Erozyon dediğimiz toprak kaymasını da siz önlüyorsunuz, kökleriniz vasıtasıyla. Yağmurları da siz çekiyorsunuz, Elhamdülillah.

Evet, bunca nimeti Bize bahşeden Yüce Rabbimize (cc) şükürlerimizi arz ediyoruz. Binlerce kez “Elhamdülillah” diyoruz. Sonsuz kez “Elhamdülillah” diyoruz. Ağaçlara teşekkür ve ağaçları Yaradan’a (cc) şükürlerimizi sunuyoruz.

Evet, bugün bir hastane bahçesinde bir ağaç altında birazcık durup da dinlendim. Güneş tepeden olanca sıcaklığıyla vuruyordu. Kendimi bir ağacın altına atıp da huzur ile sürur buldum.

O ağacın altında şöyle tefekkür eyledim:

“Teşekkür ediyorum Sayın Ağaç!

Gölgende dinlendim.
Yanında birazcık durdum.

Sayın Ağaç! Bir sorum olacak sana.

Nice insana gölgelik oluyorsun da, bundan nedir senin faydan.
Biz menfaatsiz iş yapmayı anlamayız.
Ondan sordum.”

Evet, insanoğlu menfaatsiz, karşılıksız iş yapmaz. Bu genel olarak böyledir. Elbette, Allah’ın Evliya Kulları, Salih İnsanlar, sırf rıza-ı ilahi için, yalnız Allah rızası için nice nice işler yapar ve hiçbir karşılık da beklemezler. O insanlar da elbette çok çok az sayıdadırlar.

Bu arada birden aklıma geldi. Ey Ağaçlar! Sizler de Evliya Kullardan mısınız? Sizler de Salih Kullardan mısınız?

Evet, kendi sorduğum soruya net olarak, kendim cevap vereyim: “İnsanlar içerisinde elbette Enbiya, Evliya, Salih Kullar vardır ve hepsi de başımıza taç, gönlümüze ilaçtır.” Ancak, insan dışındaki yaratılmışların hepsi de masum oldukları için, salih kul, evliya kul mesabesindedir. Bu düşüncem elbette açıklanmaya ve teferruatlı izaha muhtaçtır.

O kadar teferruatla anlatmasam da, ne demek istediğimi size kısaca şöyle anlatayım: “Sütünden istifade ettiğimiz inekler, keçiler, koyunlar salih kul, evliya kul gibi değerlidir. Ormanlar, ağaçlar da aynı değerdedir. Bizim kahrımızı çeken yük taşıdığımız atlar, eşekler, kapımızda bekleyen köpekler hepsi de bizim için değerlidir ve masumdurlar. Sokaktaki, evimizdeki kediler, ne kadar sevimliler ve ne kadar da sevecenler. Hepsi de insan dostudur. Hayvanlara, ağaçlara, bitkilere, taşlara, dağa-toprağa, tüm yaratılmışlara ben bu gözle bakıyorum. Hepsine de salih kul, masum kul nazarıyla bakıyorum. Keşke bizler de ağaçlar gibi, hayvanlar gibi, insan dışındaki diğer canlılar gibi masum ve günahsız olsak.”

Ben bu duygu ve düşüncelerle insan dışındaki tüm canlı ve cansız varlıklara “teşekkür ediyorum.” Hepsine de saygı duyuyorum. Hepsine karşı sevgi içerisindeyim. İnsanlar içerisinde de teşekkürü hakedenlere elbette saygı ve sevgimiz vardır. Vesselam.

SON DAKİKA HABERLERİ

Ahmet Sandal Diğer Yazıları