TAĞUTU reddetmek ve Muvahhid olmak
Tağut kelimesi Kur’an-ı Kerim’de sekiz ayette geçer. Olumsuz anlamları olan bir kelimedir Tağut.Nedir Tağut ya da kimdir Tağut?Türkiye Diyanet Vakfı İslam...
Tağut kelimesi Kur’an-ı Kerim’de sekiz ayette geçer. Olumsuz anlamları olan bir kelimedir Tağut.
Nedir Tağut ya da kimdir Tağut?
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Sözlüğünde Tağut kelimesinin “azmak, sınırı aşmak” anlamındaki tuğvân (tuğyân) kökünden türeyen bir isim/sıfat olduğu belirtilir.
Tağut kelimesinin yer aldığı sekiz ayetin meali aşağıdadır.
“Andolsun ki biz her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tağutlardan uzak durun” diyen bir elçi gönderdik. Onlardan kimini Allah doğru yola iletti, kimileri de saptırılmayı hak ettiler. Yeryüzünü dolaşın da hak dini yalanlayanların âkıbetinin ne olduğunu görün.” (Nahl Suresi, 36)
“Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele.” (Zümer Suresi, 17)
“Dinde zorlama yoktur. Rüşd/Hak, batıldan ayrılmıştır. Her kim tağutu reddeder ve Allah’a iman ederse kopması olmayan sapasağlam kulpa tutunmuş. Allah işiten ve her şeyi bilendir.” (Bakara Suresi, 256)
“Allah, iman edenlerin Velisidir, Dostudur. Mü’minleri karanlıklarından aydınlığına çıkarır. Kâfirlerin velileriyse, dostlarıysa tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara götürür. Bunlar, ateşin ehlidir ve orada ebedî kalacaklardır. (Bakara Suresi, 257)
“Kendilerine Kitap’tan pay (ilim) verilen kimseleri görmedin mi? Onlar cibte ve tağuta iman ediyorlar ve kâfirler için: “Bunlar, müminlerden daha doğru bir yol üzeredir.” diyorlar.” (Nisa Suresi, 51) (“Cibt, putlardır. Tağut ise putların önünde duran, putlar adına konuşan, toplumu yönetenlerdir.)
“Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme (tağut rejimin yargılamasına tabi olmak) istiyorlar. Şeytan onları uzak bir saptırmayla saptırmak ister.” (Nisa Suresi, 60)
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler ise tağutun yolunda savaşırlar. (Öyleyse) şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi pek zayıftır.” (Nisa Suresi, 76)
“De ki: “Size Allah katındaki cezası bundan daha kötü olan bir şeyi haber vereyim mi? Allah’ın lanet ettiği, ona karşı öfkelendiği, aralarından maymunlar ve domuzlar kıldığı ve tağuta kul eyledikleridir. Bunlar, (Allah katında) yerleri daha kötü ve dosdoğru yoldan sapmış olanlardır.” (Maide Suresi, 60)
Ayetlerden çıkardığım sonuca göre Tagutun iki manası vardır: 1-Allah'a baş kaldıran, kötülük ve sapıklıkla hükmeden, kendisine başkalarını kulluk etmeye zorlayan veya başkalarının bile bile kendisini put edindikleri insan, şeytan veya put. 2-İnsanları, Allah'a iman ve kulluk etmekten uzaklaştırıp kendisine veya başkasına kulluk yapmaya çağıran ve yönlendiren her şey.
Yine bu sekiz ayetten çıkardığım sonuç ile söyleyeyim: “Tağut, bir kişi olabilir, bir rejim olabilir, bir sistem olabilir, batıl kurallar bütünü olabilir.”
Tağut olumsuz bir şeydir ve saptırıcı, yoldan çıkarıcı azgınlıklardır. Temiz ve pak ruhların sevmediği ve sevmeyeceği, gerçekten iman etmiş ve dosdoğru teslim olmuş Müslümanların hoşuna gitmeyeceği zorba, zalim ve sapkın her kişi, her yönetici, her rejim ve her sistem tağuttur.
Tağutu öncelikle bilmek ve tanımak gerekir.
Bilmek ve tanımakla iş bitmiyor.
Tağutu reddetmek, inkar etmek, tağuttan kaçınmak ve uzak durmak gerekmektedir.
Tağutu reddetmeden doğru yolu bulamazsınız. Tağutu inkar etmeden gerçek mü’min olamazsınız. Tağuttan kaçınmadan doğru yolu bulamazsınız. Tağuttan uzak durmadan huzur bulamazsınız.
Müslümanlık esasında bir “red” ile başlıyor. Kelime-i Şahadet getiren bir kişi “Lailaheillallah” diye seslenirken önce, “La”, yok diyor, reddediyor. Neyi reddediyor? Lailaheillallah, “Allah tan başka ilah yoktur” diyerek başka ilahları (ilahlık taslayanları) reddediyor.
Evet, kelime-i tevhidde “La” dan sonra “ilahe” var. İkisi bir araya geldiğinde ilah yoktur manası çıkıyor. “Ve en sondaki kelime ile maksat hasıl oluyor: “Lailaheillallah” diyerek iman ediyoruz. Ardından “Muhammedun Rasulullah” diyerek İslam oluyoruz.
Müslümanlık, “Lailaheillallah Muhammedun Rasulullah” kelime-i tevhidinin mana ve şuurunda saklıdır. Bu mana ve şuura sahip olamayan kişi Sırat-ı Müstakim (Doğru Yol) üzere midir? Doğru inanış üzere midir? Değildir elbette.
Doğru inanışa sahip olamayan kişi doğru yolu bulabilir mi? Doğru yolu bulamayan ve tağutla hemhal olan (yeni tabir kullanalım, tağutla “kanka” olan) kişi huzura kavuşabilir mi?
Net cevap vereyim “olamaz.”
Daha da ileri bir soru sorayım. Daha da önemli sorular sorayım.
Doğru yolu bulamayan ve Sırat-ı Müstakim üzere olmayan bir kişi Müslüman olabilir mi? Dosdoğru yolda ilerlemeyen ve doğruluğa tabi olmayan bir kişi Müslüman olabilir mi? Tağutu reddetmeyen bir kişi Müslüman olabilir mi? Tağutu inkar etmeyen bir kişi Müslüman olabilir mi? Tağuttan kaçınmayan ve uzak durmayan kişi bir Müslüman olabilir mi?
Gerçek mü’min ve dosdoğru Müslüman olmak için, ne kadar tagut ve ilahlık taslayan varsa hepsini başta reddetmek gerekir. “La” diyerek onları en başta başımızdan atmak gerekir. “La” diyerek onları en evvel zihnimizden ve kâlbimizden silmek gerekir. Tevhid inancı bunu gerektiriyor. Muvahhid olmak (tevhid inancına gerçekten sahip Müslüman olmak) bunu gerektiriyor.
Tevhid düşüncesi, “Lailaheillallah” ile başlar “Muhammedûnresululllah” ile son bulur. İşte bu söz ile başlayan ve biten tevhid düşüncemizin ana mihverinde “tağutu reddetmek, inkar etmek, tağuttan kaçınmak ve uzak durmak” bulunmaktadır.
Sırf kelime-i şahadet getirip de gerçek tevhid düşüncesine sahip olmadan Müslüman olunur mu olunmaz mı artık onu siz düşünün. Ben şunu söylüyorum: Sırf kelime-i şahadet getirip de tağutu reddetmeden, inkar etmeden ve tağuttan kaçınmadan ve uzak durmadan (özetle tevhid düşüncesine, tevhid inancına sahip olmadan) Muvahhid (gerçek mü’min) olunamaz. Allah bizleri Muvahhid (gerçek mü’min) eylesin. Bunun için de tağutu reddetmek, inkar etmek ve tağuttan kaçınmak ve uzak durmak gerekiyor. Vesselam.
Not: Bir sonraki yazımın başlığı “Bu Çağın En Belalı Tağutu: Kapitalizm.”